Vajinal kanamaların bir çok çeşidi ve sebebi vardır. Örneğin kadınlarda düzenli olarak görülen adet kanamaları, sağlıklı olmanın bir işaretidir. Ancak bu kanamaların normalin dışına çıkması yani beklenmeyen anlarda kanamaların meydana gelmesi anormal kanama olarak adlandırılır. Anormal kanamaların kimlerde daha sık görüldüğüne dair kesin bir veriden söz etmek olanaksızdır. Hemen her yaşta bu sorun ile karşılaşılabilir. Ancak yeni adet olmaya başlamış genç kızlarda bu duruma daha sık rastlanabilir. Anormal kanamaya neden olan çeşitli durumlar vardır. Bunlar kısaca şu şekilde sıralanabilir:
- • Miyom ya da polipler
- • Yumurtlama sorunları
- • Kan pıhtılaşması ile ilgili sorunlar
- • Spiral ya da doğum kontrol hapı kullanımı
- • Düşük yapmak
- • Dış gebelik
- • Rahim kanseri
- • Rahim duvarında kalınlaşma
- • Cinsel yollarla bulaşan hastalıklar
Eğer menopoz dönemi ya da adet dönemi değilse ve buna rağmen kanama yaşanıyorsa, anormal kanamadan söz edilebilir. Ancak anormal kanamaların birkaç defa tekrar etmesinden sonra doktora görünmek daha doğrudur. Tek sefere mahsus görülen küçük kanamalar ya da lekelenmeler, zaman zaman olabilir. Sorun süreklilik arz ediyorsa ve anormal kanama ile birlikte farklı belirtiler de ortaya çıkıyorsa o halde bir kadın doğum uzmanına görünmek gerekir. Kanamanın neden meydana geldiğinin tespit edilmesi, tedavinin de önemli bir kısmını oluşturur. Anormal kanamaların önemli bir kısmında sorun ciddi değildir. Bu durumun altında genellikle basit bir neden yatar ve o nedenin ortadan kaldırılması ile birlikte, kanama sorunu da ortadan kalkmış olur. Ancak ciddi hastalıkların bir belirtisi olarak da kanamalara rastlanabilir. Bu yüzden de anormal kanamaların ne zaman görüldüğüne dair bir takvim tutmak ve bu kanamalar ile birlikte ne tür belirtilerin yaşandığını not etmek, tedavi esnasında da kadın doğum uzmanına bilgi vermek gerekir.
Vajinal kanamaların kesin nedeninin tespit edilebilmesi için bir dizi tahlile gereksinim duyulur. Tam kan sayımı, idrar testi, gebelik testi ve cinsel yolla bulaşan hastalılara yönelik testler bu noktada ilk sırada yer alır. Yapılan tahlillerde kanamanın kesin nedeninin bulunamaması halinde daha gelişmiş tekniklere de başvurulur. Ultrason, tomografi, MRI ve rahim ağzından içeri girerek gözetleme yapmaya yarayan ışıklı kameralar bu amaçla en sık kullanılan tekniklerdir.
Menopoz Sonrası Kanama
Kadınlarda 45 ila 55 yaş arasında yumurtlama ve adet kanamalarının kesildiği doğal süreç menopoz olarak adlandırılır. Sağlıklı bir menopoz sonrasında herhangi bir şekilde kanama yaşanmaması gerekir. Postmenopozal kanama olarak ifade edilen menopoz sonrası dönemdeki kanamalar normal değildir.
Bu durum her 10 kadından birinde görülür. Menopoz sonrası kanama görülmesi durumunda sıklığı, süresi ve miktarı göz önünde bulundurulmaksızın detaylı bir inceleme yapılması gerekir.
Zira menopoz sonrasındaki kanama hiçbir şekilde normal olarak kabul edilmez ve genellikle arkasında başka bir sorun yer alır. Zaman zaman idrar yollarında ya da makatta görülebilen kanamalar ile vajinal kanamaların karıştırılmaması gerekir. Bu yüzden de kanamanın nereden geldiğinin iyi tespit edilmesi ve ondan sonra doktora başvurulması önerilir. Menopoz sonrasında görülen kanamaların temelinde:
- • Östrojen seviyesi
- • Rahim iç tabakasının incelmesi ya da aşırı kalınlaşması
- • Polip ve ülserler
- • Meme kanserine karşı kullanılan ilaçlar
- • Rahim ağzı kanseri
- • Vajinal dokuda yaşanan incelemeler yer alır.
Bu sorunların hepsi de ciddiyetle yaklaşılması gereken hastalıklardır. Bu kanamanın nasıl tedavi edileceği, kanamanın nedeninin tespit edilmesinden sonra kararlaştırılır. Kanama görüldükten sonra zaman kaybedilmeden bir jinekoloğa başvurulması ve kanama öyküsü ile diğer hastalık öykülerinin eksiksiz bir şekilde anlatılması lazımdır.
Anormal Görülen Akıntı
Vajinal akıntılar zaman zaman her kadında görülebilen bir durumdur. Esasında vajinal akıntı yaşanmasının anormal bir yanı yoktur. Normal vajinal akıntılar, vajinanın temizlenmesini ve korunmasını sağlar. Cinsel uyarılma halinde ve yumurtalama dönemlerinde bu akıntıların artması da olağan kabul edilir. Ancak bazı akıntı türleri, altında yatan çeşitli sağlık sorunlarının göstergesi de olabilir. Bu durumda akıntı türlerinin iyi bilinmesi gerekir. Anormal olarak kabul edilen vajinal akıntıların rengi genellikle sarı ya da yeşildir. Vajinal enfeksiyon olması halinde bu akıntılar hem daha katı bir kıvama sahiptir hem de oldukça ağır bir koku yayar. Yoğun kıvamlı ve kötü kokulu akıntıların görülmesi durumunda zaman kaybetmeden bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması tavsiye edilir.
Vajinanın normal bakteri dengesini bozan ve buna bağlı olarak kötü koku ile akıntı meydana gelmesine yol açan durumlar şu şekilde sıralanabilir:
- • Doğum kontrol hapları
- • Antibiyotik kullanımı
- • Rahim ağzı kanseri
- • Şeker hastalığı
- • Banyo köpüğü, duş jeli ya da vajinal duş
- • Ameliyat sonrasında oluşan pelvik enfeksiyon
- • Vajina içerisinde ya da çevresinde tahriş
- • Maya enfeksiyonları
- • Stres
- • Gebelik
Anormal kabul edilen vajinal akıntı ile birlikte farklı belirtiler de ortaya çıkıyorsa, durumun daha da ciddi olduğu sonucuna varılır. Ateş, açıklanamayan kilo kaybı, geçmeyen karın ağrısı, yorgunluk ve sıkça idrara çıkma bu belirtiler arasında en sık görülenlerdir.
Pelvik Ağrı
Kadınlarda karnın en alt kısmı pelvik bölge olarak adlandırılır. Bu bölgede görülen ağrılar ise pelvik ağrı olarak adlandırılır. Yumurtalıklar, vajina, rahim, anüs, kalın bağırsaklar, mesane ve alt idrar yolları bu bölgede yer alır. Bu yüzden de pelvik bölgede meydana gelen ağrıların ciddiye alınması gerekir. Pelvik ağrı ile birlikte tansiyon düşmesi, çarpıntı, karın bölgesinin sertleşmesi, yüksek ateş, bulantı, kusma, yoğun vajinal kanama ve dışkıda kan gibi belirtiler de mevcutsa, zaman kaybedilmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. Bu bölgede meydana gelen ağrılar, genellikle jinekolojik nedenler ve jinekolojik olmayan nedenler olmak üzere iki şekilde incelenir. Jinekolojik olan nedenler daha yüksek riske sahiptir. Bu yüzden de pelvik bölgedeki ağrı ile birlikte yukarıda bahsedilen belirtilerden herhangi birinin görülmesi durumunda kadın doğum uzmanı tarafından muayene gerekir. Bu bölgedeki ağrının nedeninin tam olarak belirlenebilmesi için ultrason, kan tahlili, gebelik testi, bilgisayarlı tomografi, vajinal ultrason ve kolonoskopi gibi yöntemlere başvurulabilir. Bazı durumlarda bu yöntemlerden bir tanesi yeterli görülürken, zaman zaman birkaçına aynı anda gereksinim duyulabilir.
Regl Arasında Kanama
Regl kanamaları kadınlar için olağan bir durumdur. Bu tür kanamalar 21-35 gün arasında yinelenir ve genellikle 1 hafta ila 10 gün arasında devam edebilir. Elbette bundan daha kısa süre kanama gören kadınların sayısı da oldukça fazladır. Bunların hepsi normal olarak kabul edilir. Ara kanama ise, normal adet döngüsü dışında, adet dönemleri arasında meydana gelen kanamalardır. Bu tür kanamalar "intermenstrual kanama" olarak da adlandırılır. Genellikle adet dönemleri arasında ortaya çıkan ara kanamalar, kadınların cinsel sağlığını ve üreme sistemini etkileyebilir. Adet kanamasının bitmesinden sonra yeniden kanama yaşanması, yani iki adet dönemi arasında kanama görülmesi normal değildir. Bu durumun temelinde genellikle farklı sağlık sorunları yatar ve incelenmesi gerekir. İki adet dönemi arasında meydana gelen kanamaların belirli bir bitiş süreci de olmaz. Bu kanamalar bazen bir kere yaşanabilmekte, bazen de günler boyunca çeşitli aralıklarla devam edebilmektedir. Kanama yoğunluğunun fazla olması, daha büyük bir sorunun göstergesi olabileceği için ihmal edilmemelidir. Ara kanamanın birkaç farklı nedeni olabilir:
• Yumurtlama Kanaması: Yumurtlamanın gerçekleştiği dönemde, bazı kadınlar hafif bir kanama veya lekelenme yaşayabilir.
• Rahim Ağzı Enfeksiyonları veya İltihapları: Rahim ağzı enfeksiyonları veya iltihapları, ara kanamalara neden olabilir.
• Rahim İçi Cihaz (RİA): RİA kullanımı bazen ara kanamalara yol açabilir.
• Rahim Ağzı Lösevleri veya Polipleri: Rahim ağzında yer alan lezyonlar veya polipler kanamaya yol açabilir.
• Yanlış Doz veya Kesintili Doğum Kontrol Yöntemleri: Doğum kontrol hapları veya benzeri hormonal yöntemlerin düzensiz kullanımı veya yanlış doz kullanımı ara kanamalara neden olabilir.
• Hormonal Dengesizlikler: Hormon seviyelerindeki dengesizlikler, vücutta ara kanamalara yol açabilir.
• Jinekolojik Rahatsızlıklar: Endometriozis, polikistik over sendromu gibi jinekolojik sorunlar ara kanamalara neden olabilir.
• Cinsel İlişki veya Vajinal Travma: Yoğun cinsel ilişki veya vajinal bölgeye yönelik travma sonrasında ara kanamalar meydana gelebilir.
• Gebelik İlişkili Ara Kanamalar: Gebelik sırasında, döllenmiş yumurta rahme yerleşirken veya gebeliğin bazı evrelerinde ara kanamalar görülebilir.
Cinsel İlişki Sırasında Ağrı
Cinsel ilişki esnasında ağrı yaşanması da normal bir durum değildir. Disparoni olarak da adlandırılan ağrılı cinsel ilişkilerin temelinde pek çok sağlık problemi yer alabilir. Disparoni ilk cinsel ilişkiden sonra görülebileceği gibi, ilk ilişkinin üzerinden yıllar geçmiş olması durumunda da rastlanabilen bir durumdur. Çoğu zaman bu durumun temelinde farklı bir hastalık ya da sağlık problemi yer alır. Bu yüzden de ağrılı cinsel ilişki yaşayanların mutlaka bir kadın doğum uzmanına giderek muayene olması gerekir. Vajina veya vulvar bölgede oluşan enfeksiyonlar, kızlık zarı ya da vajinanın doğuştan aşırı dar olması, bu bölgede uygulanan cerrahi operasyonlardan sonra dokuların tam iyileşmemesi, rahim ve mesane sarkması, korunmak amacı ile kullanılan prezervatiflere karşı alerjik reaksiyon gösterilmesi, vajinal bölgede oluşan tümörler, cinsel ilişkiye yeteri kadar hazır olmadan ya da ön sevişme yapmadan ilişkiye girmek ev psikolojik sorunlar, ağrılı cinsel ilişkilerin en yaygın nedenleridir. Cinsel ilişki esnasında yaşanan ağrıların ortadan kaldırılabilmesi için öncelikle bu durumun altında yatan nedenlerin belirlenmesi gerekir. Daha sonra bu durumun tedavi edilmesi ile birlikte ağrılı cinsel ilişki de sonlandırılır. Ağrılı cinsel ilişki sorunu nedeniyle muayene ve tedavi olunmaması halinde cinsel birliktelikten zevk almama, sürekli acı çekme ve eşler arası cinsel uzaklaşma gibi sorunların yanı sıra altta yatan nedenlerin büyümesi ve daha büyük sağlık sorunlarına yol açması da görülebilir.