Myom Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?
Myomlar rahimde sık görülen iyi huylu, kanser dokusu olmayan tümörlerdir. Myomlar rahimde düz kas dokusundan köken alırlar. Diğer bir adıyla rahim yumruları olarak adlandırılır.
Myomlar kadınların %25 ila %50’sinde bulunmaktadır. Özellikle üreme döneminde üreme döneminde kadınların %20’sinde oluşmaktadır. Kadınların çoğu myomlar küçük olduğundan ve herhangi bir sıkıntı yaratmadığından myomların varlığının farkına varmazlar. Toplu iğne başı kadar olan myomlar olduğu gibi çapı 20 cm’e varan myomlar da gelişebilir. Obez hastalarda büyümüş olan myomlar dahi fark edilmeyebilmektedir. Zayıf hastalarda karın altındaki şişkinlikler olarak fark edilebilmektedir.
Myomlar genellikle büyük olduklarında ve rahimde yerleşimlerinden dolayı sorun yarattıklarında farkedilirler. Bir tane myom olabileceği gibi kaç tane olduğu sayılamayacak kadar çok sayıda myom da olabilir. Myomların şikayete yol açması rahim içinde hangi bölgede bulunduklarına, büyüklüklerine ve adetlerine göre değişmektedir.
Myomun bulunduğu yer kısırlık yani infertilte sonucuna yol açıp açmayacağını etkilemektedir. Rahimle tüplerin birleştiği bölgede bulunan myomlar tiplerin geçirgenlik durumunu yani infertiliteyi etkilemektedir. Endometriumun düzenini olumsuz etkileyen myomlar ise gebeliğin devam etmesini olumsuz şekilde etkileyebilmektedir.
Myom nedir, nasıl tedavi edilir sorularına cevaplar bulabileceğiniz bu yazıda myom sebeplerini, tanı ve tedavi yöntemlerini de sizler için derledik.
Myom Neden Olur?
Myomların oluşma sebepleri tam olarak belirlenememiştir. Östrojen hormonunun myomlara yol açtığı düşünülmektedir. Bununla birlikte irsi yani genetik faktörler de mayom oluşumunda etkilidir.
Myomlar genellikle 30-40 yaşları arasında görülmektedir. Östrojen hormonu ile tetiklendiği düşünülen myomlar menopoz süreci ile birlikte küçülmektedir. Ergenlik öncesi dönemde myomlar görülmez. Ayrıca östrojen içeren doğum kontrol haplarının kullanımında myomların büyüdüğü görülmektedir. Bu sebeplerle, östrojen düzeyleri yüksek olan kadınlarda myom gelişmesi ihtimalinin daha yüksek olduğu düşünülmektedir.
Bazı çalışmalarda bir diğer kadınlık hormonu olan progestronun da myomlara neden olduğu öngörülmektedir. Bazı hastalarda progestronu bloke eden ilaçlar kullanımı sonrasında myomların küçüldüğü tespit edilmiştir.
Ancak ne östrojen ne de progesteron hormonu için myomlar üzerindeki etkilerini tespit eden net bir çalışma bulunmamaktadır. Bazı myom vakalarında östrojen seviyeleri normal seviyelerde olmasına rağmen myom oluştuğu da görülmüştür.
Myom oluşumuna sebep olan risk faktörleri arasında doğum yapmamış olmak, erken adet görmüş olmak, obezite, yoğun alkol tüketimi , obezite ve hipertansiyon da yer almaktadır.
Myom Belirtileri Nelerdir?
Myom belirtileri tek başına teşhis faktörü değildir, mayom belirtisi olan rahatsızlıkların farklı sebepleri de olabilir. Bu nedenle mutlaka doktor kontrolünde teşhis edilmesi gerekir. Myom nedir, nasıl tedavi edilir konularına bakarken myomları ele veren semptompların neler olduğunu da sizin için sıraladık.
- Adet kanamalarının daha fazla olmasına neden olabilir. Anormal kanamalar myomların en önemli bulgusudur.
- Bir haftadan uzun süren adet dönemlerine yol açabilir
- Adet sancılarının ve krampların artmasına neden olabilir
- Adet dışı vajinal kanamaların görülmesine yol açabilir. Adet dönemi öncesinde kanamaların olması da sıklıkla görülen bir durumdur.
- Myomların büyümesi ve çevresine baskı yapması sonucu karış şişliğine yol açabilir
- Myomların mesaneye baskı yapması sonucu sık idrara çıkma isteği ve idrarı boşaltmada zorluk görülebilir
- Myomların rektuma baskı yapması sonucu kabızlık ve bağırsaklara baskı yapması sonucu gaz problemleri oluşabilir
- Cinsel ilişki sırasında kuyruk sokumuna doğru oluşan ağrı hissi oluşabilir
- Cinsel ilişki sonrasında kanama görülebilir
- Karın, bel, kasık ve sırt bölgesinde keskin ağrılar görülebilir
- Yoğun adet kanamaları sonucu kansızlığa ve halsizliğin sebep olabilir
- Düşüklere ve rahim ağzını ve tüpleri kaplayan myomlar kısırlığa sebep olabilirler
Myom Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Myom belirtisi olarak görülen etkenlerin hiçbirisi tanı için tek başına yeterli değildir.
Myomların semptomları jinekolojik muayene ile tespit edilebilir. Myom şüphesi olan doktorlar ek tanı yöntemlerini kullanarak myom tanısında bulunurlar. Myom tanı yöntemleri arasında şunlar yer alır;
1. Ultrasonografi
Myom tanısında en çok kullanılan yöntemlerden olan ultrasonografi ile myomların adetleri ve rahim içindeki yerleşimleri kolayca tespit edilebilmektedir. Ultrasonografi myom tanısında ilk kullanılacak ve myom tanısında çok büyük oranda kesin sonuç veren bir yöntemdir. Ultrasonografi karın duvarları üzerinden veya vajinal yoldan da uygulanabilir. Karın duvarından uygulanan ultrasonografi büyük myomların tanısında etkili olmakla birlikte küçük myomların gözden kaçmasına sebep olabilir, bu nedenle vajinal yoldan yapılan ultrasonografi çok küçük myomları dahi saptayacak ve tam yerlerinin belirlenmesine yardımcı olacaktır. Ultrasonografi yöntemi myomlar nedeni ile aşırı büyümüş rahimlerde ve myom sayısı çok fazla olduğunda myomların tam yerini tespit etmek açısından yetersiz kalabilmektedir.
2. Salin İnfüzyon Sonografi (SİS)
Salin İnfüzyon Sonografi (SİS) bir ultrason yöntemidir. Rahim içine tuzlu su yani salin verilerek rahim içi şişirilir ve ultrason yardımı ile rahim içinin çok net bir şekilde izlenerek myomların tespiti sağlanır. Bu yönteme halk arasında sulu ultrason yöntemi de denmektedir. Rahim için myomların tespitinde çok etkili bir yöntemdir.
3. Histeroskopi
Histeroskopi hem tanı hem de tedavi için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde histeroskopi cihazı, vajina yoluyla rahim ağzına yerleştirilir ve myomların tespiti sağlanır. İşlemden önce rahim ağzı cihazın geçmesini salayacak şekilde genişletilir. Rahim içerisine yerleştirilen kabulden rahme sıvı verilir ve rahim şişirilir. Kamera yardımı ile rahim içerisi gözlemlenir. Bu işlemin bir avantajı tanı sürecinde tespit edilen myomların histeroskopi yapılarak çıkartılmasıdır.
4. Histerosalpingografi (HSG)
Histerosalpingografi (HSG) ilaçlı rahim ve tüp filmi anlamına gelmektedir. Bir röntgen yöntemi olan HSG ile rahim içine verilen bir sıvı ile rahmin röntgeni çekilir. HSG daha çok myom tanısından ziyade kısırlık incelemelerinde kullanılan bir yöntemdir. Direkt olarak myom tanısında kullanılan bir yöntem olmamakla birlikte bu yöntemin kullanılması sonucu varsa myomlar da tespit edilirler.
5. Laparoskopi
Laparoskop yönteminde karbondioksit verilerek şişirilmiş karın bölgesi laparoskop adı verilen fiberoptik kamera ile gözlemlenir Laparoskopi hem bir tanı hem de cerrahi tedavi yöntemidir. Laparoskopi ile rahmin dışındaki myomlar tespit edilir. Laparoskopik cerrahi halk arasında kapalı ameliyat olarak tanımlanır.
6. Magnetic Rezonans Görüntüleme (MRI)
Myomların tespitinden sonra tedavi öncesinde MRI mutlaka uygulanması tavsiye edilen bir yöntemdir. Tedavi öncesinde hastaya en uygun yöntemin belirlenmesi için MRI uygulanması ve myomların sayı, konum ve büyüklükleri tam olarak tespit edilmeli, tedavi yöntemleri buna göre planlanmalıdır.
Bununla birlikte pelvik yani kasık bölgesinde yer alan ve ultrasonla tanı konulamayan kitlelerin bulunduğu durumlarda da MRI kullanılabilmektedir.
Çok büyük myomlar söz konusu olduğunda da MRI yöntemi myomların boyutunu, sınırlarını ve nerelere dokunduğunu göstermesi açısından da çok faydalı bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
7. Bilgisayarlı Tomografi (BT)
Bilgisayarlı tomografi vücudun çeşitli bölgelerinden çekilen röntgen imajlarının birleştirilmesi yöntemidir. Sık kullanılan yöntemlerden biri olmamakla birlikte zaman zaman myom tanısı amacıyla kullanılmaktadır.
Myom Çeşitleri Nelerdir?
Myomlar rahimde yerleştikleri bölgeye göre sınıflandırılmaktadır, myom çeşitleri şunlardır;
1. Submuköz Myom
Uterusun yani rahim içini kaplayan mukoza tabakasının altında gelişen myomlardır. Burada büyüyen myomlar genişledikçe endometriumu içeri doğru iter ve bu myomlar rahim içi tabakasını tahriş ederler. Rahim içi tabakasını tahriş eden çok küçük bir submuköz myom dahi kanamalara yol açabilir. Adet düzensizliklerine, adet dönemleri arasında kanamalara neden olurlar. Büyümeleri devam ederse rahimden hatta vajinadan dışarı sarkması söz konusu olabilir. Bu myomların rahim iç tabakasında etkiledikleri alan ne kadar büyükse gebelik sürecinde düşüne sebep olma olasılıkları da o derecede artmaktadır. Submuköz myomlar infertilite yani kısırlığa neden olabilirler. Aynı zamanda submuköz myomların varlığı enfeksiyonlara da zemin oluşturmaktadır.
Submuköz myomların tanısında ultrason ve Salin İnfüzyon Sonografi yöntemleri kullanılmaktadır. Rahim içini bozan intramural myomların tanısında da bu yöntem kullanılmaktadır.
2. İntramural Myom
Rahmi çevreleyen kas duvarının içinde büyüyen myomlara İntramural Myom adı verilir. İntramural myomlar büyüdükçe rahim de büyümektedir. Rahmin simetrik olarak büyümesine neden olan tek bir intramural myom “Kugel Myomu” olarak adlandırılır.
İntramural Myom, en sık rastlanan myom çeşididir. Kanama ve iç organlara bası yaparak şiddetli ağrı ve karında dolgunluk şikayetlerine sebep olmaktadır. İntramural myomlar, menorajiye yani adet sürelerinin uzamasına ve adet kanamalarının aşırı artmasına sebep olmaktadır. İntramural myomlar infertilite yani kısırlığa da sebep olabilmektedir.
3. Subseröz Myom
Subseröz myomlar, uterusun yani rahmin dışını çeviren zarın altında yerleşmiş ve dışarı doğru büyüyen myomlardır. Rahmin asimetrik olarak büyümesine sebep olurlar. Subseröz myomlar semptom göstermeme eğilimindedir. Genellikle subseröz myomlar büyük çaplara ulaşana kadar asemptomatik olarak kalmaktadır. Subseröz myomlar, büyük boyutlarda olduğunda ve rahim boşluğuna baskıları arttığında, kısırlık, düşük, tekrarlayan gebelik kaybı ve erken doğum riskine yol açabilmektedir. Subseröz myomlar genellikle kanama şikayetlerine yol açmamaktadır.
Rahim dışına doğru büyüyen ve rahimin dış yüzeyinde düzensiz bir görünüme yol açan subseröz myomlara egzofitik görünümlü myom adı verilmektedir.
4. Saplı (Pediküllü) Myom
Subseröz veya submuköz myomlar büyümeye devam edip rahme ince bir bağ (pedinkül) ile bağlı olduklarında Saplı Myom adını alırlar. Bu myomlardan rahmin dışına doğru büyüyenlere saplı subseröz myom adı verilir. Pedinkülleri ile rahmin içine doru büyümüş myomlara ise saplı submuköz myom adı verilir.
Bu myomların tanısı için ultrason ile rahim ile myom arasındaki sapın yani pedinkülün gözlemlenmesi gerekmektedir.
Saplı myomlar kendi etrafında dönerse hastada şiddetli ağrıya ve acil operasyon ihtiyacına neden olabilmektedir. Saplı myoma sahip bir hastada şiddetli ağrı oluşması myomun kendi etrafında dönmüş olabileceğini akla getirmektedir. Bu durumda acil bir ameliyat ile myomun alınması gerekecektir.
Saplı myomların sapı rahimde geniş bir tabana oturduğunda bu myomlar sessile myom olarak adlandırılmaktadır.
5. Paraziter Myom
Saplı myomların başka bir organa yapışması ve sonrasında sapından koparak rahimle bağının ayrılması neticesinde myom bağlandığı diğer dokudan beslenmeye başlar. Myomun karın içerisine düşmesi veya karın içerisinde farklı bir organa tutunarak büyümeye devam etmesi sonucu oluşan myomlara ise paraziter myom adı verilmektedir.
6. İnterligamentöz Myom
Rahmi tutan bağların arasında gelişen myomlara İnterligamentöz Myom adı verilir. Sinirlere baskı yaparak şiddetli ağrılara yol açabilmektedir. Cerrahi olarak müdahale edilmesi oldukça zordur.
Myomlar genellikle birden fazla bölgede bulunmakta ve aynı zamanda birden çok çeşit göstermektedir. İntramural bir mayomun submuköz veya subseröz parçaları da oluşabilmektedir.
7. Servikal Myom
Rahim ağzı bölgesinde yani servikste de myomlar görülebilmektedir. Nadir de olsa görülebilen bu myomlara servikal myom adı verilir. Servikal myomlar vajinal akıntılara, kanamaya, kısırlığa ve enfeksiyonlara sebep olabilmektedir. Mesaneye bası yapan servikal myomlar ağrılı acılı idrar şikayetleri ile sık idrar yapma isteğine yol açmaktadır.
Myom Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Küçük ve herhangi bir şikayet yaratmayan, asemptomatik myomların tedavisi de gerekmemektedir. Hastada yoğun şikayetler yoksa, kanama, ağrı gibi şikayetleri oluşmuyorsa ve myomlar hızlı şekilde büyümüyorsa herhangi bir tedavi tercih edilmeyebilir. Bu myomların düzenli olarak takip edilmesi ve büyüme hızlarının kontrol altında tutulması gereklidir.
Hastalarda şikayete sebep olan, kısırlık veya düşük etkisi olan, şiddetli ağrı şikayeti yaratan myomların ise tedavi edilmeleri gerekir.
Myomların küçülmesi ile sonuçlanan veya myomların büyümesini durduran ilaç tedavileri olmasına rağmen, ilaç tedavileri özellikle büyük myomların yok edilmesinde tamamen etkili olmamaktadır. Gonadotropin salınım hormonu (GnRH) agonistleri, östrojen hormonu salınımını azaltmak için kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar hipofiz bezi üzerinde etkili olarak östrojen hormonu üretimini azaltmakta ve myom gelişimini baskılamaktadır. İlaç kullanımı süresince myom büyüklüğü %50’ye varan oranda azalmakta ancak ilaç kesildiğinde myomlar eski boyutlarına geri dönmektedir. Hormon baskılayıcı ilaçlarla suni menopoz yaratılarak myomların küçülmesi hedeflenmektedir.
Çok büyük myomların cerrahi operasyonundan önce myomları küçültmeyi hedefleyen ilaç tedavileri de kullanılabilir. Bu tedavilerle çok büyük myom vakalarının cerrahi operasyonlarının kolaylaştırılması amaçlanmaktadır. Ancak bu yöntemle myomlar küçüldüğünde bazı myomların cerrahi olarak rahim duvarından ayrılması da zorlaşabilmektedir.
Myom Tedavisinde Uygulanan Cerrahi Yöntemler Nelerdir?
Myom nedir, nasıl tedavi edilir konusunda değineceğimiz bir diğer konu da myom tedavisinde uygulanan cerrahi yöntemlerin neler olduğu. Tedavi edilmesi ve kontrol altına alınaması gereken myomlara genel olarak cerrahi operasyon ile müdahale edilmektedir. Myom tedavisi hastanın şikayetlerine, myomların büyüklüğüne ve konumuna, hastanın yaşına, gebelik planı olup olmamasına ve menopoz durumuna göre belirlenmektedir. Myomların tedavisi için cerrahi operasyonlar dışında kesin sonuç veren bir yöntem bulunmamaktadır.
Myomektomi Ameliyatı
Myomektomi, myomların rahim duvarından sıyrılarak çıkartılması esasına dayanmaktadır. Laparoskopik yani kapalı ameliyat ile yapılabileceği gibi açık ameliyat olarak da uygulanabilir. Daha çok laparoskopik yöntem tercih edilmektedir. Rahmin korunmasını sağlayan ve gebe kalmak isteyen kişilerde tercih edilen bir yöntemdir. Myomektomiden 6 ay sonra gebeliğe onay verilebilir.
Myomektomi uygulanan hastaların yaklaşık %50’sinde ilk 5 yıl içerisinde tekrar myom oluşumları gözlemlenmiştir. Bu hastaların %25’inde ise tekrar cerrahi operasyon yapılması gerekmiştir. Çok sayıda mayomun olduğu hastalarda myomektomi sonrasında tekrarlama riski daha yüksektir. Myomektomi operasyonu sonrasında myomların MRI ile incelemesi yapılır. Myomların bir kısmının görülmeye devam etmesi veya tekrar oluşması durumunda Uterin Arter Embolizasyonu (UAE) yöntemi öncelikli olarak tercih edilebilir.
Myomların türüne ve bulunduğu bölgeye bağlı olarak laparoskopik myomektomi, histereskopik myomektomi veya abdominal myomektomi yöntemlerinden biri tercih edilir. Minimal invaziv yani en az kesik içeren laparoskopik yöntemler tercih edilmelidir. Laparoskopik yöntemlerle 5 mm kadar küçük bir dikiş izi ile daha az kanamalı bir operasyon gerçekleşmekte, daha hızlı bir iyileşme süreci ile normal hayata en kısa sürede dönüş sağlanabilmektedir.
Histerektomi Ameliyatı
Gebelik düşünmeyen, yaşı ilerlemiş hastalarda uygulanan, myomların rahimle beraber tamamen alınması yöntemidir. Özellikle hılı büyüyen ve büyük şikayetlere yol açan myomlar için uygulanır. Histerektomi operasyonunda hastanın menopoz yaşamaması için yumurtalıkları alınmamaktadır. Histerektomi, myom tedavisinde en çok tercih edilen yöntemdir.
Histerektomi ameliyatı, laparoskopik (kapalı ameliyat), robotik, vajinal yoldan veya total abdominal histerektomi(açık ameliyat) yoluyla yapılabilmektedir. Operasyon yöntemi myomun büyüklüğüne bağlı olarak seçilmektedir. Histerektomi operasyonlarının %75’i total abdominal histerektomi yani karın cerrahisi yöntemi ile yapılmaktadır.
Uterin Arter Embolizasyonu (UAE)
Uterin Arter Embolizasyonu uterusa yani rahme kan götüren atar damarların özel tekniklerle tıkanması operasyonudur. Halk arasında myom embolizasyonu olarak da adlandırılmaktadır.
Myomektomi ve histerektomi gibi diğer cerrahi tedavi yöntemleri ile karşılaştırıldığında daha hızlı bir operasyon olup daha hızlı iyileşme sağlamaktadır.
Ameliyatsız bir tedavi olan operasyon lokal anestezi ile yapılmakta ve karın açılmasına gerek olmamaktadır. Minimal invaziv etkili, yani kesiksiz, yeni bir yöntemdir. Kasıktan ince bir kateterle rahmi besleyen atardamalarlara anjiyografi yöntemi ile girilmekte ve bu damarları tıkama amaçlı tanecikler verilmektedir.
Bu operasyon ile myomlara giden kan akışı kesilmekte ve sonucunda myomlar beslenemediği için küçülmektedir. Hastaların ağrı ve kanama gibi şikayetleri de büyük ölçüde azalmakta veya ortadan kalkmaktadır. Rahimdeki tüm myomlar üzerinde etkilidir. Ancak rahmin diğer kısımları karın duvarındaki damarlardan beslenmeye devam ettiğinden rahme olumsuz bir etkisi olmamaktadır.