Toplum bilincinin ve refah seviyesinin belirli bir kalitede olabilmesi adına dikkat edilmesi gereken bazı kriterler vardır. Doğurganlığı kontrol altına almak ve doğum kontrol yöntemlerine başvurmak hem toplumsal bir sorumluluk hem de aile birliğinin geleceği açısında bir gerekliliktir.
Kadınlarda tüplerin bağlanması yöntemi özellikle doğurganlığını sona erdirmiş kadınlar için önerilen bir operasyondur. Operasyona karar verme sürecinde hekiminizle ve partnerinizle mutlaka konuyu konuşmalı ve kararınızı acele etmeden vermelisiniz. Cerrahi olarak işlem gerçekleştirildikten bir süre sonra kişi kararından vazgeçer ise eskiye dönmek adına yapılan işlem beklenen seviyede başarılı olmayabilir. İmkanlar ve ihtiyaçlar dahilinde eldeki durumun analiz edilmesi ve kadının sağlığının dikkate alınması kadının kişisel ve zihinsel sağlının devamlılığı açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Tüplerin Bağlanması Nedir?
Deneyimli ve alanlarında uzman olan jinekologlar tarafından kadının fallop tüplerinin aktivasyonunu kapatmak amacıyla gerçekleştirilen operasyonun ismi tüp ligasyonu olarak adlandırılmaktadır. Laparoskopik veya açık olarak şekilde gerçekleştirilen operasyon, genel anestezi ile birlikte yapılmaktadır. Hastanemizin sahip olduğu üst düzey teknik donanımlarla herhangi bir güvenlik sorunu yaşanmadan gerçekleştirilen uygulama mutlaka ameliyathane ortamında yapılır.
- Kadında bulunan bu tüplerin çalışma esası gebeliğin oluşması esnasında spermle yumurtayı bir araya getiren kanallar olmasıdır. Bu tüplerin hormon üretme ve vücuda destek gibi bir özelliği yoktur. Bu işlemin sonrasında kişide cinsel isteksizlik ya da menopoz başlangıcı gibi durumlar ortaya çıkmaz. Operasyonun gerçekleştirilme süresi kısadır. Uygulamanın ardından belirli bir süre sonra kişi yeniden geri alınmasını ve eski haline dönmeyi tercih ederse kanalların açılması için mikrocerrahi ameliyatı gerekmektedir. Bu işlem beklenilen kalitede bir sonuç vermeyebilir.
Tüp ligasyonu, doğurganlığını bitiren kadınlara önerilen bir yöntem olarak bilinir. Geri alma işlemi yapılmadan evvel zaman ve güvenlik açısından uygun şartların belirlenmesi adına doktorunuza danışmanız büyük önem taşır. İşlemler gerçekleştirilmeden evvel eşlerden yazılı onay alınması önerilir. Uygulamanın ameliyathane ortamında gerçekleştirilmesi ve anestezi gerektirmesi nedeniyle işlem esnasında çeşitli komplikasyonlar meydana gelebilir. Bu nedenle kişinin kararını verirken doktoru tarafından bilgilendirilmesi son derece önemlidir. İşlem tamamlandıktan sonra evde dinlenme döneminin mutlaka uygulanması hasta için büyük bir ihtiyaçtır. Bu operasyon genellikle özel sigorta tarafından karşılanmaz. Bu gibi durumlarda önceden araştırma yapmak ve sürece hazırlanmak daha sonra yaşanacak sıkıntıların önüne geçmek adına önemlidir.
İşleme Hazırlık Süreci
Tüp ligasyonu gibi geri dönüşü zor yöntemlere karar verirken aceleci olmamak gerekir. Oldukça hassas bir konu olan çocuk sahibi olma süreci enine boyuna analiz edilerek kararlaştırılmalıdır. Kişinin hem kendi bedenini hem de eşini ilgilendiren bir konu olması nedeniyle cerrahi operasyon öncesinde büyük bir travma geçirmemiş olmak, ruhsal ve fiziksel olarak tam manasıyla hazır olmak çok büyük önem taşır. Gerekirse araştırmalarınız tamamladıktan sonra hekiminizle görüşmeli bilgi almalı ve karar vermek için kendinize süre tanımalısınız. Bu tarz hayati kararlar verilirken mutlaka ailenizle birlikte karar almanız önerilmektedir.
İşlem süreci başlamadan önce yöntem hakkında birey tamamen bilgilendirilmelidir. İşlemi isteyen kadın genç ise gelecek yaşantısını ne şekilde etkileyecek bir operasyon olduğu açık bir şekilde belirtilmelidir. Kişi gerçekten kararını verdiyse gerekli fiziki ve laboratuvar testleri için planlama yapılır. Ameliyat gerektiren bir uygulama olması nedeniyle kişiye anestezi riskleri anlatılır. Tüpler, sezaryan operasyonu ile eş zamanlı olarak ya da mini laparotomi yoluyla da bağlanabilmektedir. Bazı durumlarda hekimler tüp ligasyonu yaparken vajinal yolu kullanmayı uygun görebilir. Operasyonun takvimi için en ideal aralık ise adetten hemen sonraki dönemdir.
Doğum Kontrol Yöntemleri Neden Kullanılır?
Doğum kontrolü, nüfusu azaltmaya yönelik bir olgu değildir. Doğum kontrolü çiftlerin bakabilecekleri ve ihtiyaçlarına cevap verebilecekleri sayıda çocuk sahibi olabilmeleri açısından dikkate alınması gereken çok önemli bir başlıktır. Çiftlerin hayat standartlarını kaybetmeden çocuk sahibi olması hem çocuğun gelişimi, sağlığı ve gelecekteki yaşantısı için hem de aile çatısının devamlılığı için büyük önem taşır. Doğurganlık sağlığı öncelikli olarak ele alınması gereken bir konudur. Yapılan araştırmalar sonucunda kadınların doğurganlık sağlığı 15-40 yaşları arasındaki dönemi kapsamaktadır. Dünyada ve ülkemizde doğum kontrol yöntemleri oldukça sık kullanılmaktadır. Bu bir toplumsal bilinç ve gerekliliktir. Ülkemizde yaygın olarak kullanılan yöntemler arasında rahim içi araçlar ön plana çıkmaktadır.
Doğum kontrol haplarının kullanımı Avrupa'ya kıyasla ülkemizde oldukça düşüktür. Modern yöntemler ve geleneksel yöntemler olarak ikiye ayrılan doğum kontrolü kişinin sağlığını öncelikli olarak ele alır. En çok kullanılan modern yöntemler arasında, doğum kontrol hapları, hormonlu veya hormonsuz spiral yani rahim içi araç ve kondom olarak listelenmektedir. Tüp ligasyonu ile cerrahi olarak kalıcı çözüm elde edilmektedir.
Geleneksel yöntemleri ele aldığımızda ise takvim takibi ve geri çekilme yöntemi en çok kullanılan doğum kontrolü uygulamasıdır. Bu yöntemlerin bir standardı bulunmamaktadır. Ülke genelinde yapılan araştırmalarda büyük çoğunluk modern yöntemleri tercih ediyor olsa dahi geleneksel yöntemleri uygulayan kesimde oldukça yüksek bir yüzdeyi kaplamaktadır. Geleneksel yöntemlerle korunma başarısı ise modern yöntemlere kıyasla oldukça düşük seviyelerde kalmaktadır.
Bağlamada Hangi Yöntemler Kullanılır?
Ameliyatı gerçekleştiren hekim kişiye ve duruma uygun olarak en doğru ve sağlıklı yöntemi belirler. Bunun için kullanılacak yöntemler;
- • İrving Yöntemi: Tüba lateral bölgesinden ele alınıp, kesilme işleminin ardından uçları mezosalpinks içine gömerek gerçekleştirilir.
- • Labhardt Ameliyatı: Tüba üzerinde yer alan periton ayrılır, tüba 1.5 cm kadar kesilir. Tübanın kesilmiş olan uçları dikilir ve devamında da periton defekti onarılır.
- • Pomeroy Usulü: Tüba orta kısmından kaldırılır, oluşturulan lup, katgüt ile bağlanarak tubanın bu kısmı kesilir. Zaman içerisinde katgüt erimeye başlar ve tubanın kesik uçları birbirinden ayrılır, böylece tübanın devamlılığı bozulur.
• Madlener Usulü: Tübanın merkez bölgesinde çift sahanın ezilmesi ve bağlama işleminin gerçekleştirilmesine dayanmaktadır. Nispeten daha pratik bir yöntem olduğu halde başarı açısından oran yüksek ve yapışıklık yapma durumu mümkündür.
Risk Faktörü Ne Seviyede Olur?
Her yöntemin kendi içerisinde olumlu ve olumsuz yönleri mevcuttur. Uygulanan önlem yöntemlerinin hepsinde kişisel faktörleri göze almak gerekmektedir. Kısacası hiçbir riski olmayan veya kesin garanti verilecek bir yöntem dünya genelinde yoktur. En risksiz yöntem diye bir başlık verilemez. Dünya genelinde risk oranı en düşük seviyelerde görülen ve insanların kolay çözüme ulaşmasını sağlaması açısından tercih ettiği yöntem kadınlarda tüpün bağlanması olarak görülür. Doğum kontrol yöntemlerinde yan etkilerin neler olduğuna değinmek gerekirse, her yöntemin kendi açısından değerlendirilmesi sağlıklı olacaktır.
Doğum kontrol hapı kullanarak korunan kadınlarda bulantı, baş dönmesi, kusma, depresyon gibi etkiler görülebilir. Ayrıca haplar mantar tipi enfeksiyonlar için vücudun direncini düşürebilir. Rahim içi araçların kullanımı ise kanama ve ağrı gibi etkileri ortaya çıkartabilir. Deri altı implantlar ve hormon spirallerin yan etkisi olarak kanama gösterilebilir. Bazı durumlarda ise hiç kanama olmamasına neden olmaktadır. Kondom kullanmak oldukça yaygın bir yöntem olarak göze çarpsa dahi yırtılma durumunda korunmanın zedelenmesi söz konusudur. Kısacası kullanılan her yöntemde risk faktörü daima vardır.
Steril ve güvenli bir ortamda yapılması gereken tüp bağlama ameliyatının yapımında fallop tüpleri kıskaçla bağlanabilir veya bu yolun devamında yumurtalık kanseri riski bulunan kişilerde tüpleri tamamen alınması yöntemiyle gerçekleştirilebilir. Fallop tüpleri alınan kadınlarda daha sonraki dönemde doğal yollardan çocuk sahibi olması beklenmez. Kadınlarda tüplerin bağlanması işleminin kıskaçla bükülerek yapılan prosedürlerle uygulandığı durumlarda ise kısmen geri çevrilmesi ihtimali bulunur.
Doğru Bilinen Yanlışlar
Bu operasyonun yaygınlaşmasından sonra toplumda bazı yanlış bilgiler dolaşmaya başladı. Konuyla alakalı en çok yanılgıya düşülen noktalara değinmek gerekirse;
- • Tüplerin bağlanması erken menopoza neden olmaz
- • Tüplerin bağlanması ile karın bölgesinde şişlik olmaz
- • Tüplerin bağlanması adet düzeninde sorunlara yol açmaz
- • Tüplerin bağlanmasının ardından cinsel istekte herhangi bir etki görülmez, azalmaz
- • Bu operasyonun ardından meme kanseri riskinin ortaya çıktığı söylentileri araştırmalarla çürütülmüştür.
- • Araştırmalar, tüp bağlama işleminin meme kanserinin riskini artırmadığını ortaya koymuştur. Bu işlem yumurtalıklar ile rahim arasındaki bağın ayrılmasıyla gerçekleştirilir.
- • Kişinin üreme ya da endokrin sistemine karşın bir müdahalede bulunulmaz.
- • Horman düzeninde bir değişim yaşanmaz. Bu nedenle uygulamayı yaptıran kadınlarda adet düzeni herhangi bir şekilde etkilenmeyecektir. Eski düzenininiz neyse o döngü devam edecektir.
- • Araştırmalar ve prosedürün uygulanma mantığı tüp bağlama işlemi ile adet düzensizliği arasında bir bağlantı olmadığını gösteriyor.
Kadının sadece üreme hücresi olan yumurta ile spermin fallop tüplerinde buluşması, kanalın bağlanması koşuluyla engellenmiş olur. Bu işlem kişinin menopoza girmesiyle bağlantılı değildir. Normal biyolojik saatiniz ne şekilde ise işlem sonrasında da aynı şekilde devam eder.
Tüplerin Bağlanması Operasyonunda Komplikasyonlar
Steril ve işinin uzmanı hekimler tarafından gerçekleştirilen laparoskopik tüp ligasyonunun komplikasyonları nadir olarak görülüyor. Başarı oranı ise oldukça yüksek. Günümüzde yeniden hamile kalmak için tüplerin açılması operasyonu uygulanabiliyor. Yaşınız gençse ve çocuğunuz yoksa bu kararı alırken iki kere düşünmeniz gerekiyor. Doğurganlık dönemindeki kadınların bu kararı alması o an için çocuk düşünmemesi gerektiğinin farkında olmalısınız. Fakat, ileride eş değişikliği yapmak, yeni bir aile kurmak gibi durumların ortaya çıkması halinde sorun teşkil edebilir.
Ameliyat Sonrası Süreç Nasıl İlerliyor?
Prosedür gerçekleştikten sonra kanamaya sebep olmaması adına asprin kullanmamak gerekir. Ameliyatın yapılmasının ardından hassas noktaları sıkmaktan ve sürtünmekten korumak çok önemlidir. İlk 2 gün yıkanmamanız önerilir. Duş yaptıktan sonra bölgeyi özenle kurulamanız önem taşır. Cinsel ilişki için ilk iki hafta beklemeniz önerilir. Ağırlık kaldırmak ve spor yapmak gibi faaliyetlerinize bir hafta ara vermeniz önerilmektedir. Yeniden sosyal aktivitelerinize dönmek için kendinizi tam anlamıyla iyi hissetmeyi beklemeniz gerekir. Vücudunuza atılan dikişlerin alınması gerekmemektedir çünkü kendiliğinden eriyecektir. Ameliyatın üzerinden 1 hafta geçtikten sonra hekiminize kontrol amacıyla gidip dikişleriniz hakkında bilgi isteyeniz.
Çok nadiren dahi olsa tüp ligasyonuna rağmen gebe kalınması durumu ortaya çıkabilir. Vücudunuzda bulunan tüplerin bütün hasarlara rağmen yeniden kanalı kurması bu durumu ortaya çıkartmaktadır. Operasyonun hatalı olması kâğıt üzerinde pek gerçekçi bir sebep olarak görünmez ama yine de bir etken olarak düşünülebilir. Bireyin dış gebeliği saptanırsa anında tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Rahim içi gebelik durumu ortaya çıktıysa ve çocuk isteniyorsa gebelik devam ettirilir. Bebek istenmiyorsa ve yasal süre sınırını aşmamışsa tahliye edilir. Gebelik sonlandırıldıktan sonra kişi korunma yöntemlerini yeniden gözden geçirmelidir.