Telefon
Mail
Böbrek kanseri, böbreklerde başlayan bir tür tümördür ve böbrek hücrelerinin kontrolden çıkarak anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıyla başlar. Bu anormal hücreler, tümör oluşturur ve zamanla çevre dokulara veya diğer organlara yayılabilirler. Böbrekler, vücudumuzun sıvıları temizlemesine ve dengede tutmasına yardımcı olan önemli organlardır.
Günümüzde sık görülen kanser türlerinden bir tanesidir ve böbrek içerisinde bulunan idrar oluşumunda hem de idrarın böbreklerden atılmasında rolü olan mikroskopik tübüllerden geliştiği bilinmektedir. Primer böbrek kanserlerinin yaklaşık % 80-85'i renal korteksten kaynaklanmaktadır.
Sigara kullanımı ile, uzun süreler (yıllarca) kontrolsüz ağrı kesici ilaç kullanımıyla, ailesel etkenler ve genetik bazı hastalıkların bir parçası olarak ve çevresel bazı etkenler ile böbrek kanseri gelişme riskinin arttığı bilinmektedir.
Sıklıkla ileri yaşlarda görülen bir kanser hastalığı olmasına rağmen farklı karakterde (wilms' tümörü gibi) farklı yaş gruplarında da görülmektedir. Erkeklerde görülme oranı kadınlara göre yaklaşık %50 oranında daha fazladır.
Böbrek kanseri nedenleri;
Risk faktörlerinin varlığı hastalığın gelişme olasılığını artırabilir, ancak bu faktörler her zaman kansere yol açmaz. Buna karşın, bu risk faktörlerini azaltmak, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve düzenli tıbbi takip ile mümkün olabilir.
Böbrek kanseri, erken dönemlerde genellikle belirti vermez ve çoğu zaman rastlantısal olarak yapılan görüntüleme testleri sırasında tesadüfen teşhis edilir. Ancak hastalık ilerledikçe veya tümör büyüdükçe aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
Böbrek kanseri tanısı koymak için çeşitli tıbbi testler ve görüntüleme yöntemleri kullanılır. Bu testler ve yöntemler, böbrek tümörünün varlığını doğrulamak, tümörün boyutunu ve yayılma durumunu belirlemek ve uygun tedavi planını oluşturmak için kullanılır. İşte bazı tanı yöntemleri:
• Tam Kan Sayımı (Hemogram): Hemogram, kansızlık veya enfeksiyon belirtileri açısından değerlendirilir. • Böbrek Fonksiyon Testleri: Kreatinin ve üre azotu gibi böbrek fonksiyonunu yansıtan kan testleri, tümör ile ilişkili böbrek sorunlarını değerlendirmek için kullanılır. • İdrar Tahlili: İdrarın içinde kan veya diğer anormal maddeler olup olmadığını belirlemek için yapılır.
• Bilgisayarlı Tomografi (BT) Taraması: BT taraması, böbrek tümörlerini tanımak ve boyutunu belirlemek için sıkça kullanılır. • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): MR, daha ayrıntılı görüntüler sağlar ve tümörün yayılma durumunu değerlendirmek için kullanılabilir. • Ultrasonografi: Ultrasonografi, böbrek tümörlerini tanımak ve böbreklerin yapısını değerlendirmek için kullanılır. • Radyografi (X-ışını): X-ışını, böbrek tümörlerini görmek ve yayılma durumunu değerlendirmek için kullanılabilir.
Görüntüleme testleri tümörün varlığını gösterebilir, ancak tümörün türünü kesin olarak belirlemek için böbrek biyopsisi gerekebilir. Bu işlem sırasında, bir iğne ile tümörden doku örnekleri alınır ve patologlar tarafından incelenir.
Böbrek kanserinin evreleri, hastalığın yayılma derecesini ve tedavi seçeneklerini belirlemek için kullanılır. Evreleme, tıbbi görüntüleme testleri, cerrahi bulgular ve biyopsi sonuçlarına dayalı olarak yapılır. Kanserin evrelemesi, evre I'den IV'e kadar sıralanan aşamalarda gerçekleşir.
• Tümör sadece böbrekte ve 7 cm'den küçüktür (T1a) veya tümör sadece böbrekte ve 7 cm'den büyük (T1b). • Kanser böbrek kapsülünün içindedir ve yakın lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılmamıştır (N0, M0).
• Tümör böbrekte ve 7 cm'den büyüktür (T2). • Kanser böbrek kapsülünün içindedir ve yakın lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılmamıştır (N0, M0).
• Tümör böbrekten çıkmış ve yakın lenf düğümlerine veya böbrek damarlarına yayılmıştır (T3a). • Tümör böbrek damarlarına yayılmış ve yakın lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılmamıştır (T3b). • Kanser böbrek kapsülünün ötesine ve yakın lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılmıştır (T3c). • Kanser yakın lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılmıştır, ancak böbrek damarlarına yayılmamıştır (N1, M0).
• Tümör böbrekten çıkmış ve çevre dokulara veya lenf düğümlerine yayılmıştır (T4). • Kanser uzak organlara metastaz yapmıştır, genellikle akciğerlere, kemiklere veya diğer organlara (herhangi bir N, M1).
Böbrek kanseri metastaz yapabilir, yani kanser hücreleri orijinal böbrek tümöründen ayrılarak vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. En sık olarak metastaz, akciğerlere, kemiklere, karaciğere veya diğer bölgelere olur. Metastatik kanserin tedavisi daha zor hale gelir.
Kanserin tedavisi, hastalığın evresine, tümörün büyüklüğüne, yayılma durumuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Tedavi seçenekleri şunlardan oluşur:
Tedavide en yaygın ve etkili yöntemlerden biri cerrahi müdahaledir. Bu işlem, tümörün böbrekten çıkarılmasını içerir ve böbreğin çoğunu veya tamamını alabilir. Cerrahi müdahale türleri şunlar olabilir:
• Parsiyel Nefrektomi: Sadece tümör ve etrafındaki sağlam böbrek dokusunun bir kısmının çıkarılması. • Radikal Nefrektomi: Tüm böbreğin çıkarılması. • Lenf Düğümlerinin Çıkarılması: Eğer kanser lenf düğümlerine yayıldıysa, bu düğümlerin çıkarılması da gerekebilir.
Radyasyon tedavisi, yüksek enerjili ışınların kullanılmasıyla kanser hücrelerini öldürmeyi amaçlar. Tedavide, tek başına daha az kullanılan bir seçenektir. Genellikle cerrahi veya diğer tedavi yöntemleri ile birleştirilir.
Böbrek kanseri, geleneksel kemoterapiye genellikle dirençlidir, bu nedenle kemoterapi tedavide sınırlı bir rol oynar. Ancak hedefe yönelik ilaçlar ve yöntemler, hastalığın tedavisinde önemli bir ilerleme sağlamıştır. Bunlar şunları içerebilir:
• Hedefe Yönelik İlaçlar: Vasküler endotelyal büyüme faktörü inhibitörleri (VEGF inhibitörleri) ve tirozin kinaz inhibitörleri gibi ilaçlar, kanserli hücrelerin büyümesini ve yayılmasını engellemeye yardımcı olur.
İmmünoterapi, tedavide önemli bir rol oynayan yöntemlerden biridir. Bu tedavi, bağışıklık sistemi hücrelerini kanser hücrelerini tanıyarak ve yok ederek teşvik etmeyi amaçlar. İmmünoterapi ilaçları, böbrek kanseri tedavisinde başarılı sonuçlar vermiştir ve bazı hastalarda uzun süreli yanıtlar sağlayabilir.
Böbrek kanseri için iyileşme oranları, birçok faktöre bağlı olarak değişebilir ve her hasta için farklı olabilir.
İyileşme oranları, hastalığın evresine, tedaviye yanıtına, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer kişisel faktörlere göre değişir. İyileşme oranlarına ilişkin genel bilgiler şöyledir:
• Erken Evre (Evre I ve Evre II): Her kanser gibi, bu tür de, erken evrelerde daha iyi tedavi edilebilir. Erken evrede tanı konulan birçok hasta, başarılı bir şekilde tedavi edilir ve uzun vadeli sağkalım oranları yüksektir. İyileşme oranları bu evrelerde genellikle %80 ila %95 arasında değişir. • Orta Evre (Evre III): Orta evrede, çevresel dokulara veya lenf düğümlerine yayılmış olabilir. Tedavi bu aşamada daha karmaşık hale gelir, ancak uygun bir tedavi planı ile hastaların yaşam süreleri uzatılabilir. İyileşme oranları bu evrede, erken evreye göre daha düşüktür ve %50 ila %70 arasında değişebilir. • İlerlemiş Evre (Evre IV): Kanser, ileri evrelerde uzak organlara (metastaz) yayılmıştır. Bu aşamada tedavi daha zor hale gelir ve iyileşme oranları genellikle daha düşüktür. Ancak, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi gibi yeni tedavi seçenekleri, bazı hastalarda uzun süreli yanıtlar sağlayabilir. İyileşme oranları bu evrede genellikle %10 ila %20 arasında değişebilir.
Böbrek kanserini tamamen önlemek mümkün olmasa da, bazı önleme yöntemleri ve risk azaltma stratejileri, riskinizi azaltmaya yardımcı olabilir. İşte bazı öneriler:
Böbrek kanseri hakkında genelde merak edilen ve sık sorulan soruları aşağıda bulabilirsiniz.
Böbrek kanseri genellikle akciğere metastaz yapma eğilimindedir. Ancak, karaciğer, kemikler, beyin gibi vücudun farklı bölgelerine de yayılabilir.
Tanı genellikle kan tahlilleriyle konmaz; çünkü genellikle tarama testleri rutin sağlık kontrolü sırasında yapılmaz ve belirtiler de genellikle kan tahlillerinde belirgin bir şekilde görülmez. Teşhis için özel görüntüleme testleri, böbrek biyopsisi ve diğer tanı yöntemleri kullanılmaktadır.
Böbrek kanseri tedavisinde kemoterapi, genellikle ilk tercih edilen bir tedavi seçeneği değildir. Çünkü, bu kanser türü diğer kanser türlerine göre kemoterapiye karşı daha dirençli olduğundan dolayı, tedaviye daha az yanıt verir ve bu nedenle tedavinin önemli bir parçası değildir.
Hayır, her böbrek tümörü kanserli değildir. Böbreklerde tümörler farklı nedenlerden kaynaklanabilir ve hepsi kanserli değildir. İyi huylu böbrek tümörleri kanser hücreleri içermezler ve yayılma eğiliminde değildirler.
Böbrek tümörlerinin benign veya malign olduğunu ayırt etmek için tıbbi değerlendirmeler ve görüntüleme testleri gereklidir.
Böbrek kanseri şüphesi veya teşhisi durumunda, çeşitli sağlık profesyonelleri ile işbirliği yapılır. Hastalığın tedavisi ve takibi, bir dizi uzman doktor ve sağlık personeli tarafından yönlendirilir.
bu bölümlerde uzmanlaşmış hekimler, tedavi sürecinde beraber çalışırlar. Ancak ilk bulguyu ürologlar yapar.
Böbrek kanserinin tekrarlama riski birçok faktöre bağlıdır ve her hastada farklı olabilir. Kanserin tekrarlama oranı, özellikle tedavi edilen evreye, tümörün tipine, cerrahi başarıya ve diğer kişisel faktörlere bağlı olarak değişir. Genel olarak, böbrek kanseri tekrarlama riski düşük evrelerde daha düşüktür ve yüksek evrelerde daha yüksektir. Düzenli takip ve gerekirse ek tedavi yöntemleri, tekrarlama riskini minimize etmek için önemlidir.
Başarılı bir ameliyat sonrası idrar yolunuza ameliyat sırasında takılan sonda ameliyattan bir gün sonra çıkarılır. Ameliyat bitimi böbreğin bulunduğu tarafa yerleştirilen dren ortalama 2. günde çekilir ve yine 2. veya 3. günde hastaneden taburcunuz yapılır.
5 yıl boyunca düzenli kontrolleriniz taburculuk sonrasında planlanır ve bu kontrollere uymanız tavsiye edilir.
Protein, dokuların onarımı ve iyileşme için önemlidir. Ancak, düşük yağlı tavuk, balık, yumurta, ve baklagiller gibi sağlıklı protein kaynakları tercih edilmelidir.
• Tuzlu yiyeceklerden ve işlenmiş gıdalardan kaçının. • Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, havuç, karpuz gibi yüksek su içeriğine sahip meyve ve sebzeler tercih edilebilir. • Sağlıklı yağlar, özellikle zeytinyağı gibi bitkisel yağlar ve balık yağı beslenme planında yer almalıdır. • Sigara, alkol ve kafein tüketimini sınırlayın.
"Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."
Koru Sincan Hastanesi
Koru Ankara Hastanesi
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA AYDINLATMA/BİLGİLENDİRME
Erer Sağlık ve Eğitim Kurumları İşletmeciliği A.Ş. (“Özel Ankara Koru Hastanesi, Özel Koru Sincan Hastanesi kısaca Koru Sağlık Grubu”) olarak, kişisel verilerinizin güvenliği konusuna önem vermekteyiz. Hastalarımız tarafından paylaşılan her türlü kişisel veriyi hasta mahremiyetine özen gösterecek şekilde ve kişisel verilerinize ilişkin uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbiri alacak şekilde muhafaza etmekteyiz. Bu sorumluluğumuzun bilinci ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verilerinizi aşağıda belirtilen çerçevede işlemekteyiz.
Kişisel Verilerin Toplanması, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Koru Sağlık Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Koru Sağlık Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir.
Bu kapsamda tüm tıbbî teşhis, muayene, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli olan ve bu amaçla elde edilen kişisel sağlık verisi başta olmak üzere aşağıda sıralanmış olan;
amaçlarıyla Koru Sağlık Grubu tarafından işlenmektedir.
Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla;
paylaşılabilecektir.
Kişisel Veri Toplamanın Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Koru Sağlık Grubu’nun faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Koru Sağlık Grubu’nun akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir.
Bu kapsamda sağlık verileri, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi hukuki ile, diğer kişisel verileriniz ise Kanunlarda öngörülmesi, hukuki yükümlülüğün yerine getirilmesi, bir hakkın tesisi ve kullanımı ile sözleşmenin ifası hukuki sebeplerine dayanarak işlenmektedir.
Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Veri Güvenliği ve Başvuru Hakkı
Koru Sağlık Grubu, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “www.koruhastanesi.com” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kızılırmak Mah. 1450. Sokak No:13 Çukurambar Ankara-TÜRKİYE adresine ıslak imzalı yazılı talep formu ile “Başhekim Sekreterliği” departmanı dikkatine Zarfına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Bilgi Talebi” yazılarak bizzat teslim edebilir veya Noter kanalıyla gönderebilirsiniz.
“Kişisel Verilerin İşlenmesi Hakkında Açık Rıza Formu”