Reflü Şikayeti Olanlar Neler Yapmalı Neler Yapmamalı?
Gebe, emzikli, yaşlı, genç fark etmeksizin sıkça görülen reflü, kişinin yaşam kalitesini sınırlayan bir rahatsızlıktır. Mide içeriği asit özellikte olup reflüde mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması durumundan ileri gelmektedir. Neredeyse her 5 kişiden birinde görülen reflü şikayeti, midenin üst kısmından göğüse yayılan yanma ile karakterizedir. Reflü şikayetinde bireyler,
- Göğüste yanma
- Ağıza acı ekşi sıvı gelmesi
- Geğirme, şişkinlik
- Ağıza gıda atıklarının gelmesi
- Geçmeyen öksürük,
- Ses kısıklığı,
- Yutma güçlüğünden şikâyet ederler.
Neler Yapmalı?
Pişirme yönteminize dikkat ediniz
Reflüde beslenme denilince hemen hemen herkes besinlere odaklanıyor ancak besinler kadar önemli olan bir diğer faktör besinlerin nasıl pişirildiğidir. Örneğin pilav hazırlarken bulgur veya pirinci kavuruyorsanız, kızartma sıklıkla tercih ediyorsanız, sütlü tatlılarda maillard (aminoasitlerin şekerlerle yüksek ısıda oluşturduğu reaksiyon) oluşumuna katkı sağlıyorsanız hastalık şikâyetlerinizi artırabilirsiniz. Ancak bu alışkanlıkların sağlıklı pişirme teknikleri ile yer değiştirmesi için birkaç önerim olacak:
- Pilav veya makarnaları yaparken bu besinlerin suya salarak pişmesini sağlayınız.
- Proteinlerinizi fırında, ızgarada veya buğulamada olacak şekilde pişiriniz.
- Sütlü tatlı yaparken şeker ekleyecekseniz sütün altını kapattıktan sonra en son şekeri ekleyiniz.
- Bal, pekmez gibi besinleri yüksek ısıya maruz bırakmayınız.
Öğünlere arasında an fazla 4 saat aralık veriniz
Reflü şikâyetinden yakınan bireyler, ne kadar az yemek tüketilirse o kadar az şikayet olur düşüncesi ile kendilerini aç bırakma, öğün atlama gibi çareler bulurlar. Ancak bu oldukça yanlıştır: açlık sinyallerinin oluşması ile artan mide asidi tokluk sağlanmadan midenin asidi nötralize edilmez. Bu sebeple uzun süreli açlıkların yaşanmaması gerekir. Öyle ki yoğun bir tempoda çalışan bireylerin çantalarında çubuk kraker, leblebi, sade galeta, kuru meyveler, kavrulmamış ceviz, badem taşımaları kişilerin yararlarına olacaktır.
Yemeklerinizi yavaş yiyiniz, iyi çiğneyiniz, sıcaklıklarına dikkat ediniz
Büyük parçalar halinde mideye giden besinler hazımsızlığa ve sindirimde zorlanmalara sebep olacağı için midede yer alan besinlerin yemek borusuna kaçma riskini artıracaktır. Bu sebeple yemek yerken çatalımıza küçük parçalar almayı ve iyi çiğnemeyi unutmamalıyız. Ayrıca tüketilen besinlerin aşırı sıcak veya aşırı soğuk olmaması gerektiğini belirtmekte fayda var.
Sebze ve meyve tüketiminize dikkat edin
Reflü şikâyeti olan bireylerin her meyve ve sebzeyi tüketemediği bir gerçektir. Çiğ soğan, yeşil soğan, dereotu, domates, nane gibi taze sebzeler midenin asit içeriğini artırabilir. Karnabahar, lahana, kereviz gibi besinler midede gaz oluşumuna sebep olabilir bu nedenle bu besinlerin çiğ yerine pişmiş olarak tüketilmesi gerekmektedir. Meyvelerde ise nar, kivi, mandalina, greyfurt, portakal gibi turunçgillerden uzak durulması önerilir. Aynı zamanda posa içeriği yüksek olan ayva, cennet hurması, elma, armut, şeftali gibi besinlerin kabuklarının soyulması halinde tüketilebilir.
Yemek ve uyku saatlerinizi iyi ayarlayınız
Yapılan en son öğünün uykuya geçemeden en az 2-3 saat önceden tüketilmesine dikkat edilmelidir. Reflü şikâyetleri uyku kalitesini azaltabileceği gibi uykuyu engelleyen bir hastalıktır. Gününüzü mahvetmemek için gece beslenmesine dikkat etmelisiniz.
Bu önerilere ek olarak
Nohut, bulgur, barbunya, kuru fasulyenin reflü şikâyetlerini artıran besinler arasında yer almaktadır. Ancak bireylerin reflü şikâyetlerini besin tüketimleri sonrası kendilerini gözlemleyerek “kişiye özgü tüketilebilir besinler” listesini uzman kontrolünde oluşturulmalıdır.
Yüksek proteinli, düşük yağlı az karbonhidratlı beslenmeye özen gösteriniz.
Neler Yapmamalı?
Sakız Çiğnemeyiniz
Reflü şikayeti olan bireylerin en sık yaptığı hatalardan biridir: sakız çiğnemek. Çiğneme fonksiyonun aktif hale gelmesi, beyin mide bağlantısını uyararak sindirimin kolay olmasını sağlamak amacı ile mide içeriği asit hale gelir. Midede artan asit içeriği reflü şikayetlerini durdurmak yerine daha çok alevlendirir. Bu sebeple reflüden şikayet eden hastaların sakız çiğnememesi gerekmektedir.
Ana öğünlerde su tüketmeyiniz
Su tüketmek her ne kadar faydalı olsa da suyu tüketmenin de faydalı zaman dilimleri vardır. Öğün eşliğinde alınan su, sindirimin yavaşlamasına, şişkinliğe sebep olacağından reflü şikayetlerine sebep olacaktır. Çözüm olarak suyun öğünlerden 30-45 dakika sonra yavaş yavaş içilmesi gerekmektedir.
Alkol, sigaradan uzak durunuz
Alkol, sigara reflü şikayetlerinin ortaya çıkmasına neden olan aynı zamanda reflü şikayetlerini artıran iki etmendir. Reflü şikayetlerinin yaşam kalitesini sınırlaması dolayısı ile davranış değişikliklerinin oluşturulması gerekir.
Aşırı baharat tüketiminden kaçınınız
Dar kemer, korse giymeyiniz
Koyu çay, sert kahve, çikolata, sarımsak, et suyu veya bulyon tabletlerin eklenmiş olduğu besinler reflüyü tetikleyeceğinden tüketilmemelidir.
Aşırı yağlı besinlerden (cips, krema, mayonez) ve asitli içeceklerden uzak durulmalıdır.
Yemek yedikten hemen sonra uzanmayınız. Uzanmanız gereken durumlarda yastığınızı yükselterek kafanın mideden yüksekte olduğu bir pozisyon alınız.
Uzm. Dyt. Şevval ARAZ’ın önerileri ile yaşam kalitenizi artıracak davranış değişikliği ile reflüye karşı koyun.