Telefon
Mail
Ses kısıklıkları, herkesin başına gelen kimi zaman daha kısa süreli, kimi zaman daha uzun süreli olabilen sağlık sorunlarındandır. Soğuk algınlığı gibi birkaç günle sınırlı iyileşme süresi olabileceği gibi daha uzun süreli problemlerle de karşımıza çıkabilmektedir. Ses kısıklıkları, eğer 1 haftayı geçiyor ise mutlaka kulak burun boğaz muayenesi yapılmalıdır. Gırtlağın iç yapılarının görülmesi, olabilecek başka sorunların gölgede kalmasını engellemek açısından son derece önemlidir. Ses kısıklığının dalgalı bir şekilde seyretmesi yani sesin tekrar kısılması, sıklıkla yaşanıyor ise muayeneden geçilmesi gerekmektedir. Ses kısıkları, gırtlağın doğrudan yapısal bozukluğunu işaret etmese bile ses kısıklığına sebep olan şeyin ne olduğu bu noktada yine önem taşımaktadır. Altta yatan asıl sebebin gırtlak kanseri olması ise hastanın da doktorun da korkulu rüyasıdır. Gırtlak kanserinden korunmanın 1 numaralı yolu ise tütün ve tütün ürünlerinden uzak durmaktır.
Sesi üreten 2 adet adalenin yani ‘Vokal Kord’ diye ifade edilen ses tellerinin olduğu bilinmektedir. Ses kısıklığı, 2 adalenin hareketlerine engel bir durumun olması ile ortaya çıkmaktadır. Bu tip hastalarda da patolojilerin cerrahi olarak mikroskop altında incelenmesi ve hastaların bir sürede de ses istirahatini yapması gerekmektedir. Bahsedilen bu tür istirahatler ve cerrahiler, ses kısıklığına yönelik tedavi seçeneklerini barındırmaktadır. Birde ses telleri, kanser ve benzeri tümörel oluşumlar nedeni ile ses kısıklığına sebep olmaktadır. Bu durumda, farklı cerrahi yöntemlerinin yapılması gerektirmektedir.
10 günden fazla süren ses kısıklıkları, mutlaka araştırıp görülmesi gereken bir süreçtir. Özellikle sigara ve alkol kullanımın yoğun olduğu durumlarda ses kısıklığının mutlaka arkasında daha ciddi sebepler yatmaktadır. Düzenli olarak 10 gün ses kısıklığı yaşayan birisi lareks muayenesi ile daha büyük sorunları yaşamadan tedavisi yapılmaktadır. Endoskopik olarak yapılan bir müdahale ile ses tellerinin üzerindeki hareketlerin kısıtlanması ya da bir kitlenin görülmesi ile birlikte ses teli kanserinin erken teşhis edilmesi söz konusudur. Özellikle ses kısıklığı probleminin çok erken dönemde ortaya çıkması, ses teli kanserlerinde erken teşhisin önünü açmaktadır.
Ses kısıklığı denilen olay, sesin çatallı çıkması veya boğuk çıkması gibi ses bozukluklarına verilen genel bir addır. Peki ses kısıklığı neden olur? Ses kısıklığının oluşmasındaki temel faktör, yanlış ses kullanımıdır. Yani ses kaslarının yanlış kullanımı, sesi hapsetmek, rezonansa sesi aktarmamak gibi nedenlerden dolayı sesler kısılmaktadır. Bununla beraber ana destekli diyafram kas grubu ve mide- kaburga kas grubunun yeterince kullanılamadığından ötürü ses kısıklıkları meydana gelebilmektedir.
Ses kısıklıkları, kulak burun boğaz hastalıklarında en sık görülen hastalıkların başında gelmektedir. Ses kısıklığının tanısı da cinsiyet ve yaşa göre farklılık arz edebilmektedir. Çocuklarda ses kısıklığının en sık sebebi, sesin aşırı zorlanması, sesin zorlu kullanımı, aşırı zorlanma sonucunda ses tellerinde meydana gelen kronik ödem veya nodüller olabilir. Özellikle erkek çocuklarında daha sık görülen aşırı bağırmalar, ağlama ve öfke krizleri yaşanmaktadır. Ve bu tablo ilerde ses kısıklıklarını gündeme getirebilmektedir. Özellikle okul çağı ortamında uzun bir süre de devam edebilecek tablolara sebebiyet verebilmektedir. Bu hastaların muayenesini yaparken mutlaka bir endoskopik sistem ile ses tellerinin görülmesi gerekmektedir. Ses teli patolojisi saptanır ise medikal tedavi dışında mutlaka bir odyoloğun da desteğini alarak konuşma terapisi ve ses terapisi yapılması gerekmekte. Bu süreçte anne ve babanın da bilgilendirilmesi gerekmektedir. Çünkü ev içerisinde çocuğun genel durumunun değerlendirilmesi, evde yapılan egzersizlerin sıklığı gibi etkenler, ses kısıklığı tedavisinde umut verici gelişmelere sebebiyet verebilmektedir.
İleri yaş hastalarda yan yetişkinlerde ise ses kısıklığı daha uyarıcıdır. Özellikle uzun süreli sigara kullanımları söz konusu olan yetişkin hastada ses kısıklığına sebebiyet verebilmektedir.
Ses teli cerrahisi (Ses kısıklığı cerrahisi), 2 türdür. Bunlardan ilki, doğrudan ses teli üzerine yapılan işlemlerdir. Ses telleri, çok küçük dokulardır ve ses tabakları vardır. Bu yüzden bu tip işlemler, bir mikroskop altında yapılmaktadır. Mikroskop olarak ameliyat mikroskopları kullanılmaktadır. Ve ses tellerinin hassas tabakaları korunarak problemli dokular tedavi edilmektedir. Buna ses teli mikro cerrahisi, ya da mikro endolaringeal cerrahi denmektedir.
Ses istirahatleri, sesin belirli bir süre kullanılmamasıdır. Dokular iyileşen kadar belirli bir süre mekanik travmaların ortadan kaldırılmasını kapsamaktadır. Özellikle istirahat, 5 ile 7 gün arasında uygulanır. İlk 5 günkü istirahatte, dokunun toparlanmasına izin verilmektedir. Kişi bu durumda sesini hiçbir şekilde kullanmaz ve kullanmadığı gibi de boğaz temizleme ve öksürme hareketlerini de yapmamaya çalışır. Bu ses istirahati, genelde 5 ile 7 gün arasında yapılmaktadır. Ancak bazı özel durumlarda doktorun önerisi ile bu süre uzatılabilmektedir. Çok uzun süre yapılan ses istirahatlerinde gırtlak kasları zayıflayabilmekte ve sesin gücü kaybolabilmektedir. Bu nedenle uzun süreli ses istirahatleri tercih edilmemektedir.
Ses kısıklığı tedavisinde öncelikli olarak sebebe odaklanmak gerekmektedir. 3 sistem, sesi oluşturmakta olup bunlarla ilgili problemler tedavi edilmelidir. Eğer akciğerde bir problem söz konusu ise öncelikli olarak bunun tedavi edilmesi gerekmektedir. Eğer rezonans sistemi ile ilgili bir problem söz konusu ise örneğin; sinüzit, burun problemleri, yumuşak damak problemleri gibi bir sorun varsa, öncelikle bunları tedavi etmekle işe başlanmalıdır. Ama çoğunlukla ses kısıklığının sebebi, ses telleri problemleridir. Ses telleri problemlerinde genelde 3 tip tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, tıbbi tedaviler yani ilaçla yapılan tedaviler, diğeri terapi denilen ses terapisi teknikleri ve son olarak ta cerrahi tedavilerdir.
Tıbbi tedaviler, ilaçla yapılan tedavilerdir. Örneğin; reflü hastalığında olduğu gibi, ya da akut alerjide olduğu gibi antibiyotik ya da asit düzenleyici ilaçlar ile yapılan tedavileri içermektedir.
İkinci bir tedavi tekniği ise ses terapisidir. Kişinin bu noktada sesini doğru kullanmasına yönelik egzersizleri içeren bir tedavi şeklidir. Bir çeşit rehabilitasyon tekniği de denilebilmektedir.
Üçüncü tedavi yöntemi ise cerrahi tedavilerdir. Cerrahi tedaviler, ses tellerindeki problemleri ortadan kaldırmak için yapılmaktadır. Ya da ses tellerinin mekanik özelliklerini değiştirmek için yapılmaktadır. Cerrahi tedaviler 2 türlü olup birincisi direkt olarak ses tellerine yapılan cerrahi tedavilerdir. Bunlar dokuları düzeltmek, çıkartmak, lazerle düzeltmek gibi işlemleri kapsamaktadır. Ses kısıklığı tedavisinde ikinci cerrahi işlem ise sesin mekanik özelliklerini değiştiren ‘Laringoplasti’ denilen ses estetiği tekniklerini içermektedir.
Öncelikli olarak ses kısıklığının sonucu birçok yere varabilmektedir. Bu, günlük ödemler de olabilir veya bir kanamanın sonucunda oluşmuş bir problem de olabilmektedir. Ses kısıklığını gidermek için ilk yapılması gereken şey, o kısmı nemli tutmaktır. Yani ses kaslarının olduğu bölgeyi nemlendirmektir. Bunun içinde 10 dakikada bir su tüketilmesi gerekmektedir. Çünkü sesinizi çok aktif kullandığınız ve bu aşamada sesinizi nemlendirmediğiniz için ödem söz konusu olabilir. Veya ses kaslarının yanlış kullanımı söz konusu ise ödem oluşma ihtimali yüksektir. Ses tellerindeki kızarıklığın geçmesi için en önemli şey, o kısmın nemliliğini artırmaktır. Çünkü normalde nemli kalması gereken bir bölgedir. Bir diğer çözüm ise çok sık konuşmamaktır. Çünkü konuşmak aynı zamanda ödemin üzerine gitmek demektir. Bunun sonucunda da deri hassasiyetlerinden dolayı kanamalara kadar gidebilmektedir. Bu nedenle ses kaslarının dinlendirilmesi gerekmektedir.
"Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."
Koru Ankara Hastanesi
Koru Sincan Hastanesi
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA AYDINLATMA/BİLGİLENDİRME
Erer Sağlık ve Eğitim Kurumları İşletmeciliği A.Ş. (“Özel Ankara Koru Hastanesi, Özel Koru Sincan Hastanesi kısaca Koru Sağlık Grubu”) olarak, kişisel verilerinizin güvenliği konusuna önem vermekteyiz. Hastalarımız tarafından paylaşılan her türlü kişisel veriyi hasta mahremiyetine özen gösterecek şekilde ve kişisel verilerinize ilişkin uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbiri alacak şekilde muhafaza etmekteyiz. Bu sorumluluğumuzun bilinci ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verilerinizi aşağıda belirtilen çerçevede işlemekteyiz.
Kişisel Verilerin Toplanması, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Koru Sağlık Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Koru Sağlık Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir.
Bu kapsamda tüm tıbbî teşhis, muayene, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli olan ve bu amaçla elde edilen kişisel sağlık verisi başta olmak üzere aşağıda sıralanmış olan;
amaçlarıyla Koru Sağlık Grubu tarafından işlenmektedir.
Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla;
paylaşılabilecektir.
Kişisel Veri Toplamanın Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Koru Sağlık Grubu’nun faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Koru Sağlık Grubu’nun akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir.
Bu kapsamda sağlık verileri, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi hukuki ile, diğer kişisel verileriniz ise Kanunlarda öngörülmesi, hukuki yükümlülüğün yerine getirilmesi, bir hakkın tesisi ve kullanımı ile sözleşmenin ifası hukuki sebeplerine dayanarak işlenmektedir.
Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Veri Güvenliği ve Başvuru Hakkı
Koru Sağlık Grubu, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “www.koruhastanesi.com” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kızılırmak Mah. 1450. Sokak No:13 Çukurambar Ankara-TÜRKİYE adresine ıslak imzalı yazılı talep formu ile “Başhekim Sekreterliği” departmanı dikkatine Zarfına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Bilgi Talebi” yazılarak bizzat teslim edebilir veya Noter kanalıyla gönderebilirsiniz.
“Kişisel Verilerin İşlenmesi Hakkında Açık Rıza Formu”