Horlama, tıbbın birçok alanını ilgilendirmekle birlikte etkileri ve sosyal sorunlara neden olmasıyla tedavisinin yapılması gereken bir sağlık sorunudur. Horlama, uyku esnasında üst solunum yollarından doğruca havanın geçişiyle yumuşak damağın ve çevresindeki dokuların titreşimi ile oluşan kaba şekilde duyulan bir sestir. Uyku esnasında oluşan bu obstrüksiyonların zararı yoktur ve normal yetişkinlerde oldukça yaygındır. Uykudayken nadir meydana gelen horlamalar basit horlama olarak tanımlanmaktadır. Hemen hemen her gece görülen horlamaya tıpta habitüel horlama denmektedir. Basit horlama solunumun anlık kesilmesi ile oluşmaktadır. Kişiye herhangi bir zararı yoktur. Fakat aynı evde birlikte yaşadığı kişilerin uyku kalitelerinde düşmeye neden olabilir. Horlama kronik oluşan yorgunluğa, yaşam kalitesinde çeşitli bozulmalara, iş hayatında dikkat dağınıklığı, sürekli baş ağrısı, hipertansiyon ve kalpte büyümelere yol açabilir. Ayrıca aileden, iş hayatına iş hayatından sosyal yaşama kadar birçok alanda kişide soruna yol açmaktadır. Bundan dolayı horlamanın tanı ve tedavisi bu sorunu yaşayan kişiler için oldukça önemlidir.
Horlama Neden Olmaktadır?
Horlama, genellikle yatış pozisyona bağlı olarak görülse de kişide olan yorgunluk, uykusuz kalma, sigara ve alkol tüketim derecesi ve kullanılan ilaçlar horlayanların daha şiddetli horlamasına yol açmaktadır. Uyku esnasında genizde bulunan yumuşak doku gevşemesiyle nefes akışı güç olmaktadır. Hava akışının oluşturduğu bu durum dokuların titreşimini sağlar. Bu titreşim de horlama denilen kalın ve çirkin sesin oluşmasını sağlamaktadır. Horlamadan kaynaklı yeterli oksijen alamayan kişi, sabah uyandığında yorgun ve uykusuz olmaktadır. Bu durumda kişinin yaşam kalitesi olumsuz etkilenebilmektedir.
Horlama Tanı ve Tedavisi
Horlama Tanı ve Tedavisi belirlemelerinde uyku esnasında solunumun herhangi bir şekilde kesilmesine neden olmayan bu tip basit horlamalar bazı şeylerle engellenebilir. Uyku pozisyonunun değiştirilmesi, daha yüksek yastık tercihi ile uyunması sağlanması ile önlenebilir. Kişideki fazla kiloların verilmesi, özellikle akşam hafif yiyecekler tüketilmesi, varsa sağlığı olumsuz etkileyen madde kullanımının bırakılması ile çözümlerle horlamalar önlenebilir. Düzenli burun bandı kullanımları ile bazı kişilerde bu horlama engellenebilmektedir. Kişide horlama tedavisi yapılmasına rağmen bir azalma söz konusu değilse kişinin ertelemeden bir kulak burun boğaz hekimine gitmesi gerekmektedir. Hekim tarafından yapılacak muayene ve tetkikler sonucu horlama tanı ve tedavisi saptanmaktadır. Bazı durumlarda hekimler tarafından ağız içi alet kullanımları verilebilmektedir. Ağız içi alet, diş hekimleri ile kişiye özel olarak yapılan, uyku öncesinde önlemesi için ağza takılmaktadır. Dilin arkaya hareketini engelleyip ağız boşluğunun artırılmasını sağlayan bir çeşit protezdir. Bir diğer horlama tedavisi de cerrahi uygulanan operasyondur. Fakat basit horlamaya ile alakalı operasyon yapılmadan önce kişinin uyku laboratuvarında yatırılması ve uyku esnasında durumunun incelenmesi gerekir. Halk arasında uyku apnesidenilen bu tür sağlık sorunu, uyku sırasında horlama, gündüz aşırı uyku durumu ve en önemlisi uyurken solunumun bir ya da daha fazla kesilmesi ile ortaya çıkmaktadır. İlk başta dikkat eksikliği, unutkanlık durumu, sinir, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik bozuklulara yol açabilecek uyku apnesi, tedavi uygulanmadığı takdirde kalp rahatsızlıkları gibi daha ciddi sağlık sorunlarını ortaya koyabilmektedir.
Horlama Tanısında Bazı Yöntemler
Horlama tanısı ve tedavisi bazı yöntemler ile belirlenebiliyor. Endoskopik muayene; ağız ve boğazın endoskopik muayenesi ve incelemesi, horlamanın buralardaki anormallikler ile ilişkisi olup olmadığını anlamak için yapılmaktadır. Burun muayenesi; burun deliğinin iç yüzeyinde yapılan incelemeler ile kontrol edilir. Örneğin burunda veya burun deliğinde eğrilik veya daralma, sapan septum varsa burun muayenesinde ortaya çıkmaktadır. Tıbbi görüntüleme yöntemi; kişinin nefesindeki anormalliklerin kontrolünün yapılmasında, röntgen, manyetik rezonans, bilgisayarlı tomografi görüntüleme kullanılmaktadır. Uyku testi; hastanın uyku kalitesi hakkında incelemeler yapılır kişi geceyi uyku merkezinde geçirmesi istenmektedir. Vücuduna bağlanan uyku sensörleri kalp atışını, solunum düzeyini, oksijen seviyesini, kol ile bacakların hareketini ölçmektedir.
Horlamaya İyi Gelen Şifalı Bitkisel Yağlar
Geceleri ayaklara kekik yağı sürülmesi horlamayı azaltmaktadır. Nane yağı sinüsleri temizlemede kolaylık sağladığı için nefes almayı daha iyileştirebilir. Horlama çok ağırsa ve rahatsızlık veriyor ise nane yağını solumak kişide yardımcı olmaktadır. Okaliptüs ise sinüslerde bulunan aşırı mukusu engelleyerek boğazın arkasından akıp solunum yollarını tıkaması engellemektedir. Sedir ağacı yağı, stres, yorgunluk ve kaygıyı azaltıp kişide kasları gevşetmeye yarayan ve daha rahat şekilde uykuya dalmayı sağlamaktadır. Limon yağı, o taze kokusu ile stresi, kaygıyı azaltır, kişide sakinlik ve rahatlık hissi verir. Kurutulmuş tomurcuklar ile elde edilen karanfil yağı oldukça başarılı balgam söktürücüdür bu da balgamdan kaynaklı horlamalarda tedavide işe yarayabilir. Çam iğnelerinden oluşturulup elde edilen ve uçucu bir yağ olarak bilinen çam yağı, antimikrobiyal olmakla birlikte antioksidandır. Horlamaya iyi gelen şifalı yağlardan son olarak rezene ise antienflamatuar olan özelliklere sahip olup burun ve boğazdaki iltihaplanmaları azaltmaktadır ve burun yollarındaki hava akışını iyileştirmektedir. Bu yağlar horlama tedavisi açısından olumlu görülmektedir.
Uyku Apne Sendromu Belirtileri
Horlama tanısında bazı belirtiler uyku apne sendromuna çıkmaktadır. Sabahları görülen ağız kuruluğu, uykudan baş ağrısı ile uyanma, yeteri kadar uyku süresi olmasına rağmen güçlükle uyanmak, uyku sırasında baş, boyun, göğüs ve sırtta terlemeler görülmesi, otururken anlık uyuya kalmak, gün içinde sosyal faaliyetler ve toplumda dayanamayacak şekilde uyku olma hissi, şiddetli horlamalar, gece nefes alamayıp zorlanma durumu uyku apne sendromunun asıl belirtilerindendir. Fazla kilo problemi yaşayan kişilerde sıklıkla görülen tıkayıcı apne, zayıf ama alt çenesi küçük ve geride olan, iri bademciklere sahip, kısa-kalın boyunlu kişilerde de sıkça görülmektedir. Mutlaka hastanın uyku laboratuvarına yatarak uykusunun detaylı incelenmesi gerekmektedir. Continuous Positive Air Pressure (CPAP) adlı cihaz sayesinde uyku anında hava yolunun daralması engellenmektedir. Gece uyumadan önce kişinin cihazını çalıştırıp, maske takması yeterli olmaktadır. Bu yapılan küçük cihaz ile maskeye iletilen sabit basınçlı havanın, üst solunum yollarını kapatması engelleyerek düzgün bir solunumun oluşumunu desteklemektedir. Tıkayıcı uyku apne sendromu dünyada genel %3 oranında görülüyor olsa da 45-50 yaşın üzerinde olan kilolu erkeklerde bu oran %50'ye kadar çıkmaktadır. Uyku apnesi tedavi edilmediği taktirde kalp ve beyin damarları etkilemektedir ve çeşitli ciddi rahatsızlıkları ortaya çıkarmaktadır. Kişinin cinsel hayatında isteksizlik, migren oluşumu, yüksek tansiyon görülmesi gibi rahatsızlıklar ile birlikte kalp krizine kadar bunlar çıkabilmektedir.
Horlama için Hangi Doktora Gidilmeli?
Kişiler yukarıda bahsedilen belirtilerden herhangi birine sahip ise aile hekimine ya da KBB (Kulak Burun Boğaz) hekimine görünmesi gereklidir. Eğer kişinin burun veya boğaz yollarında herhangi bir problem görülmediyse hastanın kronik TUAS teşhisi ile genel olarak göğüs hastalıkları bölümüne yönlendirilmesi gereklidir. Kısaca horlamaya neden olan kişideki burun alerjisi, devamlı görülen sinüzit gibi durumlar ilaçla tedavi edildikten sonra tekrar değerlendirilmelidir. Burundaki kemiğin kıkırdak eğrilikleri, üst hava yollarının yumuşak doku fazlalıkları için bazı cerrahi müdahaleler gerekebilir. Basit horlama tanısı konmuş olan kişilere ağız yapısına uygun olması için diş hekimleri tarafından kişisel hazırlanan ağız içi cihazların geliştirilmesi tedavide kullanılabilmektedir. Sonuç olarak horlama çevresel rahatsızlık ve sosyal boyutu dışında kişinin sağlığı yönünden ciddi risk ve rahatsızlıklar taşıyan bir sağlık sorunudur. Bundan kaynaklı kişide hastalık daha fazla ilerlemeden gerekli sağlık merkezlerine başvurmalı, yaşamındaki şikayetleri, muayenesi ve detaylı inceleme bulguları değerlendirilerek kişi için en uygun horlama tanı ve tedavisi belirlenerek gerekli planlamalar yapılmalıdır.