Beta enfeksiyonu, en fazla görülen çocukluk enfeksiyonlarındandır. Beta enfeksiyonu, sıklıkla 3 ve 5 yaş aralığındaki çocuklarda görülmektedir. Ve bu oran kreşe giden çocuklarda daha fazla seyirde ilerlemektedir. Bahar ve kış ayları itibari ile beta enfeksiyonunun maksimum seviyesine ulaşıldığı da bilinmelidir. Çocuklarda bilhassa boğazda oluşan ağrı, yüksek ateş, karında başlayan ağrı ve huzursuzluklar baş göstermektedir. Beta enfeksiyonu tanısı aslında çok kolay bir şekilde konulabilmektedir. Ama tanıyı doğrulamak açısından mutlak suretle boğaz kültürüne ve hızlı teste başvurulması gerekmektedir. Bunun nedeni, boğazda oluşan her ağrının beta enfeksiyonu olmamasıdır. Eğer boğaz kültürü ve hızlı testte beta enfeksiyonu riskine rastlanmış ise mutlaka uygun dozlarda ve uygun süreler ile uygun antibiyotiklerin kullanılması gerekmekte. Çünkü beta enfeksiyonu, eğer doğru şekilde uygun dozlar ile tedavi edilmez ise bu, kalp romatizmasına veya eklem romatizmasına sebebiyet vermektedir.
Beta enfeksiyonu, bütün insanlarda hastalık boyutuna ulaşan ve boğaza yerleşmiş olan bir bakteri çeşididir. Halk arasındaki tabir ile beta virüsü diye bilinen virüsler, diğer başka bir grubu oluşturmakta. Bakteriler sürekli kendi kendine çoğalmakta ve iltihaplı enfeksiyonlara dönüşmektedir. Peki Çocuklarda beta bakterisinin ne gibi belirtileri vardır? Betanın belirtileri, hızlıca başlayan yüksek ateş, kusma, baş ağrısı, vücutta döküntüler, boğaz ağrısıdır.
Beta mikrobu, sıklıkla bademciklere yerleşip hastalık yapan bir mikroptur. Bu grup mikroplar, daha öncede belirtildiği gibi iyi tedavi edilmediğinde kalpte, eklemlerde, böbreklerde kalıcı romatizmal hastalıklar oluşturabilmektedir. Damlacık yolu ile yani solunum ile bulaşmaktadır. Ev, okul yatakhane, alıveriş merkezi gibi kalabalık yerlerde bulaşma riski çok yüksektir. Mikrop vücuda girdikten 2 ile 4 gün arasında hastalık yapmaktadır. Yüksek ateş, genel kırgınlık, halsizlik, vücut ağrıları, yutma zorluğu meydana gelmektedir. Bununla beraber bademcikler kızarır, büyür ve üzerinde kirli beyaz sarı renkli noktacıklar oluşur. Şiddetli olanlarda bademciğin tüm yüzeyini kaplayan bir tabaka oluşmaktadır. Çene altında, boyunda, lenf bezlerine dokunulduğunda ağrılı olan şişlik ve büyümeler olabilmektedir. Bu mikrop, bademciklere yerleşip daha kalıcı hale gelebilir. Kronik iltihaplanmalarda, kişinin kendisi o an rahatsızlık hissetmese de mikrobu etrafına ve başkalarına bulaştırabilmektedir. Bu mikrobun diğer mikroplardan en önemli farkı, bazı doku ve organlarda ciddi doku ve hastalıklara yol açabiliyor olmasıdır. Kalp ve kapak hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi çok ciddi hastalıklara yol açabilmektedir. Yani kalpte ve böbrekte kalıcı hasarlara sebebiyet verebilmektedir. Bu yüzden beta enfeksiyonu tanısı konulması bu noktada çok önemlidir.
Beta Enfeksiyonu Tedavisi
Beta enfeksiyonun tedavisi, tam 10 gün süren bir antibiyotik tedavisidir. Penisilin ile tedavi edilmektedir. Doktorun, çocuğun yaşına göre uygun görmüş olduğu ilaç seçilmekte ve 10 gün süre ile düzenli olarak kullanılmaktadır. Tekrarlayan beta enfeksiyonlarında da bazen enjeksiyon yollarına da gidilebilmektedir.
Çocuklarda beta bakterisi tedavi edilmez ise hangi hastalıklar ortaya çıkmaktadır? Beta enfeksiyonunda yanlış tedaviler ve dozlar uygulanırsa ilk akut olay geçtikten sonra kalp böbrek ve eklemlerde çeşitli hastalıklarla kendini gösterebilmektedir. Bunlar arasında kalp romatizması, eklem romatizması ve nefrit hastalığı meydana gelebilmektedir. Tedavi edilemeyen beta bakterileri, kalp romatizması denilen hastalıkları doğurmaktadır. Kalp romatizması, hastaların kal ve sinir sistemlerinde kalıcı hasarlar yaratmaktadır. Halk arasında kalp romatizması olarak bilinen ‘Akurt Romatizmal Ateş’ hastalığı meydana gelebilmektedir. Bu esnada hastada ateş, merdiven çıkamama, nefes nefese kalma gibi belirtiler meydana gelmektedir. Bu durum ise ilerleyen dönemlerde kalp yetmezliğine kadar varmaktadır.
Tedavi edilmediğinde artrit hastalığına da sebebiyet vermektedir. Artrit hastalığında, beta mikrobu, eklemlerde tutulmalara neden olmaktadır.
Nefrit hastalığına sebebiyet vermesi durumunda ise hastanın el, yüz, ayak ve gözlerinde şişmeler meydana getirmektedir. Çocuklarda keratin ve üre yüksekliği oluşmaktadır. Bunun sonucunda ise böbrek fonksiyonları bozulmaktadır. Çocuk bu durumda, idrarını kırmızı renkte yapmaktadır. Bunun nedeni ise idrarın kana karışması sürecidir. Beta mikrobunun sebebiyet vermiş olduğu böbreğin tutulması sonucunda oluşan nefritler, ölümlere yol açmaktadır.
Uygulanmış olan beta tedavisi yöntemlerinin yanı sıra bağışıklık sisteminin de güçlendirilmesi gerekmektedir. Bunun için, mineral ve vitamin bakımından zengin beslenilmelidir. A, C, E, B6 Vitamini ve selenyum, çinko gibi mineral bakımından zengin olan kış sebzeleri içeriğinde brokoli, karnabahar yenmelidir. Bunun yanı sıra kırmızı lahana, Brüksel lahanası, roka, sarımsak, portakal, greyfurt, kivi ve elmada günlük olarak sofrada yerini almalıdır.
Peki çocukları Beta Bakterisinden Korumak İçin Neler Yapabiliriz? Hangi ortamda olursak olalım, el temizliği en önemli şeydir. Çünkü mikropları en çok ellerimizle alıp kendimize bulaştırıyoruz. O yüzden sık olarak el yıkamayı öğretmek, okullarda ortamların iyi havalandırılmasını sağlamak çok önemlidir.
Beta Mikrobu Ateşi Ne Kadar Sürmektedir?
A grubu olarak adlandırılan Beta hemolitik streptokok enfeksiyonlarının bulaşma süreleri, yaklaşık 7 ile 10 gün arasındadır. Boğaz enfeksiyonlarında ateşleri genelde 5 gün içerisinde düşebilmektedir. Bunu takip eden zamanlarda da boğaz ağrısı şikayetlerinde azalma görülmektedir. Antibiyotik tedavileri ise genelde 10 gün içerisinde tamamlanmaktadır.
Beta Taşıyıcılığı Ne Anlama Gelmektedir? Ve Ne Gibi Tedavisi Vardır?
Beta mikropları, kimi çocuklarda boğazda hiçbir belirti göstermez. Bu durum ise beta taşıyıcılığı olarak adlandırılmaktadır. Taşıyıcı olan hastalarda beta enfeksiyonu belirtileri görülmemektedir. Yani boğaz ağrısı, ateş, halsizlik şikayetleri yokken boğaz kültüründe beta mikrobun rastlanmaktadır. Taşıyıcı nitelikte olan çocukların tanısında sıklıkla beta şikayetleri belirtileri yokken yapılan kültür testleri ile tanı koyulabilmektedir. Çocukluk yaş guruplarında, taşıyıcılık oranı yaklaşık %15 ile %20 oranında görülmekte ve hastalığı bulaştırmamaktadır. Ayrıca beta enfeksiyonunun geç ve erken dönem komplikasyonları da bir hayli düşüktür. Bu bakımdan taşıyıcı olan kişilerin tedavi edilmesine de gerek yoktur. Yalnızca yüksek risk grup olanlarda tedavinin uygulanması gerekmektedir. Eğer hastanın ailesinde veya kendisinde kalp romatizma öyküleri var ise bu taşıyıcıların tedavi edilmesi gerekmektedir. Yine aynı şekilde nefrit bakımından toplumda salgın riski var ise bu taşıyıcıların da tedavi edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle beta enfeksiyonu tanısı ve tedavisi önem verilmesi gereken konulardandır.
Beta Mikrobunun İyileşme Süreçleri ve Kuluçka Süreleri
Beta enfeksiyonlarının kuluçka süreleri, genelde 2 ile 4 gün arasında değişmektedir. Bulaşıcılık, destek tedavileri sonrasında ve antibiyotik kullanımı sonrasında 24 saat içerisinde ortadan kalkmaktadır. Enfeksiyonun iyileşme süreleri minimum 7 gündür. Fakat çok ciddi komplikasyonların önlenebilmesi açısından vakaların 4 ile 6 hafta aralığında izlenmesi gerekmektedir.
Beta Enfeksiyonu Bulaşıcı Bir Hastalık Mıdır?
Beta enfeksiyonları, bulaşıcı bir hastalıktır. Grup A Beta Hemolotik Streptokok genelde insandan insana tükürük yolu ile, burun salgılarıyla ve temas yolu ile aktarılmaktadır. Salgınlar, bilhassa kalabalık ortamlarda, aile içlerinde hızla yayılabilmektedir. Özellikle bazı kirlenmiş yiyeceklerin de bu enfeksiyonlara yol açabileceği unutulmamalıdır.
Beta Enfeksiyonu Riski Olan Çocuklarda Uygulanması Gereken Yöntemler Nelerdir?
Beta enfeksiyonu tedavilerinde antibiyotik tedavilerinin yanı sıra diğer yöntemlerinin uygulanması da gerekmektedir.
- Çocukların yeterince sıvı alması gerekmektedir. Bunun dışında yoğurt, makarna gibi yiyeceklerin tercih edilmesi gerekmektedir.
- İbuprofen ve Parasetomal boğaz ağrılarının giderilmesinde yardımcı olmaktadır.
- 4 ve 5 yaş aralığındaki çocuklar, boğaz spreylerini ve pastilleri düzenli olarak kullanılmalıdır.6 ve 8 yaş aralığındaki çocukların ise gargara ve tuzlu su yapmaları belirtilerin azalmasında yardımcı olmaktadır.
- 18 yaş altı çocuklara aspirin verilmemesi gerekmektedir. Verildiği takdirde aspirin içerikli ilaçlar, çocuklarda 'Reye' adlı sendromu doğurmaktadır.