Şeker Hastalığı Belirtileri
Dahiliye

Şeker Hastalığı Belirtileri

    Diğer bir ismi diyabet olan şeker hastalığının belirtileri hastalığın türü ve insanların bünyelerine göre değişkenlik göstermektedir. Vücudun ihtiyaç duyduğu insülin miktarının pankreas tarafından yeterli miktarda salgılanmaması ya da üretilen insülinin vücut tarafından etkili bir biçimde kullanılamaması gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle her diyabet türünün vücuda yaptığı etki aynı değildir.

    İnsanların, yaşamını sürdürebilmesi için gerekli enerjinin en büyük kaynaklarından biri olan insülin, insanların vücutlarında farklı şekillerde yoksunluk ya da fazlalık belirtisi verebilmektedir. Bu nedenle hastalığa dair teşhisin tam olarak ve doğru bir şekilde konulabilmesi için hekim kontrolü oldukça önemlidir. Hekiminizin tedavi süreçlerini doğru bir şekilde belirleyebilmesi için hastalığın iyi şekilde belirlenmesi ve hastanın düzenli takip edilmesi önemlidir. Şeker hastalığının belirtileri hastanın günlük yaşamını etkilediğinden dolayı, tedavi süreçleri de bu etkileri ortadan kaldırmak üzerine yürütülmektedir. Doğru tedavi süreçleri ile hastanın şeker hastalığı ile başa çıkabilmesi ve sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebilmesi kolay bir şekilde sağlanabilmektedir. Diyabet rahatsızlığı, kesin tedavisi olan bir rahatsızlık olmadığından ve hastanın değişim ve dönüşümlere ihtiyaç duyduğundan hasta iradesi de oldukça önemlidir.

    Glikoz adı verilen ve enerji sistemimizin yapı taşı olan bu mineral, vücut için oldukça önemli bir bileşendir. Glikozun kullanımı ve parçalanması için pankreas tarafından üretilen ve insülin adı verilen hormon oldukça önemlidir. Bu hormon yeterli düzeyde üretilmeyebilir ya da vücut tarafından doğru bir şekilde kullanılmayabilir. Şeker hastalığının belirtileri vücudun bu bileşeni üretiminde ya da kullanımında problem yaşadığı anlarda ortaya çıkar Hücrelerinizin doğru şekilde beslenerek vücudun sağlıklı şekilde çalışmasını sağlamak için insülin hormonunun üretimi oldukça önemlidir.

     Diyabet Hastalığının Türleri Nelerdir?

    Diyabet rahatsızlığı, Tip I ve Tip II olmak üzere iki farklı çeşit ile bilinmektedir. Bu hastalıkların yapısı birbirinden farklı olması dolayısıyla tedavi yöntemleri de birbirine göre farklılık göstermekte, insanların üzerinde gösterdikleri belirtiler değişmektedir. Rahatsızlığınızın tam olarak hangi tip diyabet rahatsızlığı olduğunu öğrenmek için ise vücut enzimlerine yapılan testler ve kan değerlerindeki değişkenler göz önüne alınır. Tedavi adımlarının belirlenmesi için hastalığınızın doğru bir şekilde belirlenmesi ve hekiminizin önerilerini dikkatli bir şekilde dinlemeniz oldukça önemlidir.

    Şeker hastalığının belirtileri oldukça geç fark edilebilir. Hastalığın doğru bir şekilde teşhis edilmesi için doktorlar tarafından doğru testlerin yapılması bu sebeplerden dolayı çok önemlidir. Bu nedenle doktor kontrolü, özellikle şeker hastalarının doğru bir şekilde tedavi edilmesi; günlük hayatta problem yaşamalarının engellenmesi için oldukça önemlidir. Diyabet türlerini açıklamak da hastalıkların doğru bir şekilde tanınması için oldukça önemlidir. Tip 1 diyabet, en çok görülen diyabet türlerinin başında gelmektedir. Bu tipteki diyabette, vücudun insülin üretimi tam anlamıyla durmaktadır. Diğer bir diyabet tipi olan Tip 2 diyabet ve Gestasyonel diyabet adı verilen tiplerinde; vücudunuz insülin hormonuna karşı direnç göstermektedir. Diyabetinizin türü ne olursa olsun, rahatsızlığınızın sonunda kan şekeriniz ciddi derecede yükselecektir. Şeker hastalığının belirtileri her zaman açık ve net bir şekilde gözükmeyebilmektedir. Bu tarz rahatsızlıklar da gizli şeker ya da pre-diyabet olarak isimlendirilmektedir.

    Diyabet Tip 1 Rahatsızlığı Nedir?

    Tip 1 diyabet rahatsızlığı, vücudun yeterli miktarda insülin hormonu üretememesinden kaynaklanmaktadır. İnsülin hormonunun üretiminde yaşanan problemler dolayısıyla, vücuttaki şeker miktarı ciddi düzeylere yükselir ve sağlık için tehlikeli noktalara ulaşır. Tip 1 diyabet rahatsızlığında, kandaki insülin miktarının doğru şekilde kontrol altında tutulması için sürekli olarak vücuda insülin enjeksiyonu yapılması gerekebilmektedir. Bu rahatsızlığın ortaya çıkışı genellikle küçük yaşlarda olmaktadır. Vücudunuzun kendi bünyesinde üretilen insülin hormonuna karşı bir çeşit savunma mekanizması geliştirerek, bu hormonu baskılamasından kaynaklanır.

    Şeker hastalığının belirtileri kimi durumlarda zamanında fark edilememektedir. Bu durum da ciddi düzeyde insülin eksikliği yaşanarak, şeker rahatsızlığının kendisini belli etmesine neden olmaktadır. Tip 1 adı verilen şeker rahatsızlığı, vücudunuzda önemli miktarda insülin eksikliği olduğunda ortaya çıkar. Bu durum sonunda da DKA yani diyabetik ketoasidoz rahatsızlığının yaşanması kaçınılmaz olmaktadır. Bu durum meydana geldiğinde, hayatınızı değiştirmemiş olmanıza rağmen hızlı şekilde kilo vermeye başlarsınız. Bu durumun en büyük nedeni, şeker kullanamayan vücudun DKA nedeniyle, yağ ve kas hücrelerini yakmaya yönelmesidir.

    Tip 2 Diyabet Rahatsızlığı Nedir?

    Bu tip rahatsızlık, genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkmaktadır. Belli yaşlardan sonra vücudun yeterli miktarda insülin üretmemesi dolayısıyla kan şekerinin yükselmesi durumu olarak açıklanabilir. Şeker hastalığının belirtileri tip 2 diyabette de belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

    Gastasyonel Diyabet Nedir?

    Hastalık kalıcı bir rahatsızlık olarak görülmemelidir. Daha ziyade, hamilelik öncesinde, oldukça sağlıklı ve yeterli bir şekilde insülin salgılayan pankreasın, hamilelik sürecinde hamilelik ilerledikçe yeterli insülini salgılayamamasından kaynaklıdır. Belirtiler, zaman içerisinde hamilelik sona erdikten sonra yavaş bir şekilde kendiliğinden sonra erebilir. Eğer aile hastalık geçmişinizde şeker hastalıkları ya da fazla kilonuz varsa hamilelik sürecinde şeker rahatsızlığı yaşamanız oldukça yüksek ihtimallidir.

    Gizli Şeker Nedir?

    Normal şartlar altında, şeker hastalığının kesin tanısını koyabilmek için kan şekeri değerlerinin belli limitlerin üzerinde olmasına dikkat edilir. Eğer bu limitler üzerinde olan bir kan şekeri değerine sahipseniz ancak şeker hastalığının belirtileri arasında yer alan yüksek kan şekeri tanı konacak miktarda değilse bu dönem pre diyabet ya da gizli şeker olarak adlandırılır.

    Diyabet Rahatsızlığı Nasıl Tedavi Edilir?

    Diyabet rahatsızlığı genellikle kronik bir rahatsızlık olarak bilinir. Bu rahatsızlığın tedavisi tam olarak bilinmemekle birlikte, düzenli ilaç kullanımı ya da insülin enjeksiyonu gibi birçok farklı tedavi yöntemi kullanılarak şeker hastalığı ile başa çıkılabilmesi mümkündür. Şeker hastalığı ile başa çıkmanın en temel yöntemi hastalığın belirtilerini ortaya çıkartan insülin azlığının dengelenmesi ve vücuttaki kan şekeri miktarının düşürülmesi üzerine kullanılan ilaçlardır.

    Tedavide En Temel Detay Zihinsel Dönüşümdür

    Şeker hastalığının tedavisindeki en önemli detaylardan biri, hastanın doğru bir şekilde bilinçlendirilmesi ve eğitilmesinden geçer. Şeker hastalığının belirtileri vücuttaki insülin miktarını yükselterek, şeker miktarını baskılayarak farklı yöntemler kullanılarak vücuttan kaldırılır. Bu belirtilerin ortadan kaldırılması, hastanın günlük hayatını çok daha rahat bir şekilde geçirmesine ve hastalığın yıkıcı etkilerinden uzak durmasına yardımcı olmaktadır. Gerek beslenme gerekse de fiziksel aktivite bakımından farklı programlar hazırlanarak hastanın da bu programlara uyacak bilince ulaşması konusunda gerekli destek sağlanmalıdır. Uzun vadeli bir yaşam değişikliğine ihtiyaç duyan şeker hastaları, bu değişimin doğru bir şekilde sağlanmasını gerçekleştirdikten sonra şeker hastalığından etkileri ciddi miktarda azaltılmış olur. Tam olarak kesin bir tedavi yöntemi geliştirilemediğinden hekimler, hastalığı en az düzeyde bireyi etkileyecek seviyede sabit tutmasını sağlamaktadır. Bunun yanı sıra hastaların, oldukça yaygın olarak görülen ve şeker hastalığının belirtileri arasında yer alan kardiyovasküler rahatsızlıkları yaşamasının önüne geçilebilir. Bunu sağlamak için de genellikle tansiyon ve kalp ilaçları reçete edilir. Bu desteklere ek olarak hastanın kötü alışkanlıklardan uzak durmasını sağlamak da şeker rahatsızlığının tedavi sürecinde oldukça önemlidir.

    Hayat tarzı dönüşümünün yanında ilaç kullanımı da diyabet rahatsızlıklarının hayatı engellemesinin önüne geçmek için gereklidir. Tip 2 diyabet vakalarında, antidiyabetik ilaçlar kullanılırken tip 1 diyabet vakalarında ise insülin kullanımı son derece yaygındır. Bu ilaçların kullanımındaki en önemli nedenler ise temelde insülin miktarını dengelemektir. Dönüşümlerden kasıt, hayat alışkanlıklarınızı değiştirmektir. Tüm alışkanlıklarınızı bir kenara bırakarak, hayatınızı tüm yiyecek ve içeceklere karşı kapatmak yerine doğru bir şekilde beslenme alışkanlıklarınızı yeniden programlamak oldukça önemlidir. Şeker hastalığının belirtileri ortaya çıkmak için belli başlı sebeplere ihtiyaç duyarlar. Bu belirtiler ile karşılaşmamak için hayat tarzınıza eklentiler yapmak sizlere sağlık açısından olumlu katkılar sağlayacaktır.

    Örneğin; alkol tüketimi, glikoz miktarını ciddi derecede düşürerek, hipoglisemiye yol açar. Bu durumu dengelemek için ve problem yaşamamak için alkol tüketiminden vazgeçmek yerine alkol alırken yemek yemek gibi değişiklikler yapmak oldukça ciddi faydalar sağlayacaktır.

    Diyabet rahatsızlığında kilolu hastalar ciddi derecede dezavantajlı konumdadır. Kilo problemi yaşayan bireylerin diyabet hastalığı ile başa çıkmasını sağlamak için kilo vermesi oldukça önemlidir. Sağlıklı kilo aralığındaki bireylerin, diyabetik problemler yaşaması daha düşük bir ihtimaldir. Diğer bir yandan tedavi süreçlerinin de kilo problemi olan insanlara göre daha rahat ilerlediği görülmüştür. Şeker hastalığının belirtileri kilo probleminin etkileriyle birlikte kendisini çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkartmaktadır. Hastaların bu problemi en kolay ve hızlı yoldan çözmesinin en tıbbi yöntemlerinden biri olan gastrik bypass operasyonunun sonucunda kan şekeri değerlerinin hızlı bir şekilde ciddi oranda normale döndüğü görülmüştür. Bu yöntem tıbbi olarak riskler içermesi dolayısıyla, hekimlerin ve hastaların sıklıkla başvurduğu bir yöntem olarak kabul edilmemektedir.

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 01.06.2021 tarihinde onaylandı.

    İletişim Formu

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 01.06.2021 tarihinde onaylandı.