Anestezi genel olarak bir hissizlik halidir. Reanimasyon ise diğer bir adı ile yeniden canlandırmadır. Kişiyi yaşamda tutan tıbbi bir yöntem olmakta olup hastane öncesi ilk yardıma, cerrahi reanimasyon, cerrahi hastane reanimasyonu adı verilmektedir. Reanimasyon teknikleri ile tıbben ölü olarak kabul edilen pek çok hasta bu teknik ile tekrar yaşama döndürülmüştür. Güncel terimde ise bu kavram, yoğun bakım hizmeti kapsamında değerlendirilmektedir. Yataklı tedavi kuruluşlarında ameliyat ve anestezi hizmetlerinden yararlanılan temel birimler reanimasyon ve yoğun bakım üniteleridir.
Hissizlik hali sırasında anestezi teknikerleri, anestezi uzmanının eşliğinde hastanın uyuması, hastanın uyandırılması, ameliyat boyunca anestezinin sağlanması gibi işlerde yardımcı elemandır. Anestezi ve reanimasyon teknikerleri, hastalarının en iyi şekilde uyutulup uyandırılması konusunda yardımcı olan kişilerdir. Anestezi teknikerleri , mesleği ile ilgili olan güncel olayları yakından takip ederek hastaya gerekli işlemleri uygulamaktadır. Farklı eğitim almış kişilerin anestezi teknikerliği yapması mümkün değildir. Çünkü anestezi teknikerliğinin amacı bir insanın hayatına dokunmaktır. Anestezi teknikerliğinin amacı, hastanın ameliyat esnasında yaşamsal bulgularını izleyerek anestezi uzmanına yardım etmektir. Ayrıca hastanın ameliyat sonrasında hasta takibini yapabilecek bilgi ve donanıma sahip, takım çalışmasının önemini benimsemiş kişilerdir.
Anestezi ve reanimasyon uzmanları, 6 yıllık tıp eğitimleri sonrasında 5 yıl süren ihtisas eğitimi almak zorundadır. Modern tıp yöntemleri ve ilaçlarının geliştirilmesiyle birlikte yöntemleri kullanacak olan anestezi ve reanimasyon uzmanların varlığı, anesteziyi daha güvenilir yapmıştır. Anestezi güvenliğinin en çok korkulan alan olması neticesinde gelişebilecek tüm risklere karşı bilgi ve donanım gerekmektesidir. Hastanın ameliyat öncesi, ameliyat sırası ve ameliyat sonrasında sıkı takip altında kontrol edilme sürecini uzmanlar yürütmektedir. Bu bağlamda hastayla birlikte iyi bir iletişim sağlamak, anestezi sırasında gelişebilecek riskleri ortadan kaldırmak ve geniş kapsamlı bir muayene gerekmektedir. Bazı şartlar altında öngörülemeyecek komplikasyonlarının gelişebileceği durumlarda anestezi uzmanlarının hızlı ve doğru kararlar alarak zamanında tedaviye başlaması gerekmektedir. Anestezi ekibinin bu şartlar altında soğukkanlı ve deneyim sahibi olması gerekmektedir. Bu bağlamda ameliyat sırasında, hastanın hayati fonksiyonlarını yakından takip etmek ve gerekli tüm tedavileri uygulamak anestezi ve reanimasyon uzmanlarının görevlerindendir.
Anestezi uzmanları, cerrahi travma, bir çok dahili hastalıklar, ilaçlar, insan fizyolojisi, yoğun bakım, acil hasta resusitasyonu, ağrı tedavi konularında eğitimlidirler. Bu uzmanların bu bağlamda görevleri, ameliyata neden olabilecek hastalıkların dışında diğer doktorların tedavileri kapsamında ameliyat ve anesteziyi bağdaştırmaktır. Aynı zamanda hastaların daha fazla etkilenmesine mahal vermeden anestezi ve ameliyatı tamamlamak anestezi uzmanlarının görevleri arasındadır.
Anestezinin diğer tanımları arasında gösterilebilecek bir diğer kavram hissizlik halidir. Bilim dalı olarak anestezi, bazı tıbbi işlemler sırasında ağrı veya ağrısız olarak seyredebilir. Anestezi ve reanimasyonda, hastaları hissiz kılmak veya işleme tahammül sınırlarında hissiz kılmak amacı ile yapılan uygulamaların tamamıdır. Anestezi ve reanimasyon bölümünde yapılan işlemlerde, örneğin; çocuk hastanın tomografi sırasında hissiz bırakılma hali söz konusudur. Bir başka bir ameliyat sırasında ise ağrı, acı duymaksızın hissiz bırakılma hali olabilmektedir.
Anestezi Tipleri Nelerdir?
Anestezi tipleri, sedasyon, genel anestezi ve bölgesel anestezi şeklinde sıralanabilmektedir. Sedasyon anestezide, hastayı rahat kılma ve hafif bir uyku hali yaratmak amaçlanmıştır. Uyku hali derinleştikçe hastanın ameliyat sürecinde hiç ağrı, acı duymadığı, ağrılı uyarana hiç cevap vermediği noktada uyku hali oluşmaktadır. Bu ayar doktorlar tarafından ayarlanabilmektedir.
Bölgesel anestezi ise ameliyatın uygulandığı alanın sadece uyuşturulması anlamına gelmektedir. Örneğin; elin kesildiği durumlarda dikiş atılması gereken ufak bir noktanın uyuşturulmasıdır. Bunun yanı sıra anestezi ve reanimasyon bölümünde sezaryen ameliyatı sırasında, tüm karın bölgesinin uyuşturulmasına kadar değişebilecek geniş bir yelpaze aralığındadır.
Genel anestezi bahsedilen bilgilerin yanı sıra gelişmiş teknikler, yeni çıkmış birçok ilaç ve iyi yetişmiş anestezi uzmanlarınca yapılmaktadır. Ve bu yöntemlerle korkulu rüya olmaktan çıkmıştır. Çünkü genel anesteziden sonra hastaların en büyük korkularından biri de ağrı çokluğu olmaktadır. Bu tip endişeler yersizdir çünkü gelişmiş bir takım tekniklerden ‘ Pleeftif Anerji ’ denilen yöntemi uygulanmaktadır. Pleeftif enerji nedir?
Ağrı başlamadan ağrının tedavi edilmesidir. Hasta bu durumda, ağrılara karşı korunmuş olmaktadır. Bulantı içinde uygulanan bu yöntemde de bulantı yaratacak faktörler ortaya çıkmadan bulantı tedavi edilmektedir. Böylelikle hasta, anestezi ve reanimasyon bölümünde yapılan ameliyatı sonrasında hiçbir ağrı ve bulantı hissetmemektedir. Son olarak şu hususun belirtilmesi gerekmektedir. Genel anestezi sırasında hastanın aç veya tok olup olmadığına bakılmaktadır. Eğer tok ise mide içeriğinin hastanın nefes borusuna kaçma ihtimali söz konusudur. Bu ihtimal sonrasında ise kişinin nefes yollarının tıkanması ve buna bağlı olarak ta Pnörmani (Zatürre) gelişebilmektedir. Bu sebeple genel anestezinin aç karnına yapılması gerekmektedir.
Her hasta, ister genel anestezi olsun ister epidural anestezi olsun mutlaka anestezi uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Muayene edilen hastaya, hastaya özel anestezi verilmektedir. Bu yüzden kişi, alerji olur muyum? Anestezi ve reanimasyon bölümünde yapılan işlem bana dokunur mu? Masada kalır mıyım? Endişesi yaşamaz. Bu noktada genel anestezinin ortaya çıkış noktası belirlenmektedir. Özetle genel anestezi, hastanın yaşamını kontrol altına almaya yönelik tedavi sürecidir.
Yukarıda belirtilen anestezi çeşitleri kapsamında değerlendirilen bir başka kavram ise epidural anestezidir. Epidural anestezi de bölgesel anestezi tiplerinden bir tanesidir. Omurilik boyunca boyun, sırt veya bel bölgesinden uygulanmaktadır. Tüm uygulanan bölgede, bölgesel bir ağrı olmadan hissizlik hali oluşabilmektedir. Epidural anestezi (anarjisi) tek başına veya genel anestezi ile birlikte uygulanabilmektedir. Bu noktada bilinmesi gereken kritik nokta, epidural boşluk denilen omurilik boyunca siniri çevreleyen epidural boşluğu bulabilmektir. Bu kör noktanın bulunabilmesi için anestezi ve reanimasyon bölüm eğitimini almış yani ehlileşmiş birinin olması gerekmektedir. Epidural anestezi tedavisinin avantajları ise;
*Doğum sancılarının giderilmesinde etkili olmasının yanı sıra hastanın bilinci açık olarak operasyon esnasında hiçbir acı duymaması büyük bir etkendir. Ayrıca uygun zamanda uygulandığı takdirde doğumu hızlandırmaktadır. İşlem sonrasında ise hasta yürüyebilmektedir.
Kombine Spinal Epidural Anestezi Nedir?
Bu anestezi tedavisinde, spinal ve epidural anestezi yöntemleri birlikte kullanılmaktadır. Öncelikle bu anestezide spinal anestezi uygulanmaktadır. Sonrasında ise kateter aracılığı ile epidural anestezi yapılmaktadır. Epidural anestezi ile hasta, operasyon sırasında ağrı hissetmeksizin dokuların çekilmesini hissedilmektedir. Ancak spinal anestezi ile birlikte uygulandığı esnada bu his de yok olmaktadır. Anestezi ve reanimasyon işleminde kombine olarak yapılan spinal-epidural anestezinin diğer avantajları ise;
- Genel anestezi baz alınarak verilen ilaçlar bebeğe ulaşmamaktadır.
- Genel anesteziye oranla daha hızlı iyileşme ve toparlanma süreci seyretmektedir.
- Bilinç açık olduğu için ağrı ve acı hissetmeksizin annenin bebeğini kucağına alabilmesi mümkündür.
Spinal Anestezi Nedir?
Spinal anestezi uygulaması, genellikle acil durumlarda tercih edilen bir anestezi çeşididir. Bu anestezi yönteminde, iğne ile omurların arasındaki bölgeye ilaç verilmektedir. Bu ilacın etki süresi çok kısa olmakla birlikte acil sezaryen vakalarında hastaya müdahale etmek açısından tercih edilen bir yöntemdir. Sezaryenin tamamlanmasının ardından uyuşukluk durumunun 2-3 saat daha devam etmesi normal bir durumdur. Anestezi ve reanimasyon bölümünde yapılan işlemdeki spinal anestezi faydalarında, anestezi hızla devam etmekle birlikte bilinç açıktır ve buna rağmen herhangi bir acı hissedilmemektedir.
Lokal Anestezi Nedir?
Lokal anestezide dikkat edilmesi gereken hususun, bölgesel anestezi ile karıştırılmaması gerektiğidir. Lokal anestezi işleminde, sınırlı bölge dahilinde küçük cerrahi işlemler uygulanmaktadır. Diş çekimi, sünnet, abse drenajı, estetik, ben alınması ve dermatolojik işlemlerde sıklıkla uygulanmaktadır. Lokal anestezi işleminde, bilinç ve duyu kaybı olmaksızın işlemin yapıldığı alan uyuşturulmaktadır. Bu süreç, yaklaşık 15 dakika içerinde etkini göstermektedir.
Ameliyathanede Kullanılan Cihazlar
Anestezi ve Reanimasyon bölümünde yapılan işlemler sırasında ameliyathanede kullanılan cihazlar şu şekildedir:
* Defibrilatörler: Kalbe elektrik şoku verilmesi sağlanarak kalp kaslarının tekrar düzenli hale getirilmesini sağlamaktadır. Bunun yanı sıra EKG dalgalarının izlenebilmesi için EKG monitörü de kullanılmaktadır.
* Elektro Cerrahi Cihazları: Kanayan damarları yakmak ve dokuyu kesmek için kullanılmaktadır.
* Aspiratör (Emme Aparatı): Hastanın ağzındaki, vücudundaki yarasındaki kanı ve mukusu uzaklaştırmaya yarar.
* Anestezi Makineleri : Hastaya oksijen ve anestejik gazın verilmesini sağlamaktadır. Bu cihazların kullanımı yalnız anestezi ekipleri tarafından yapılmaktadır.
* Ventilatör (Solunum Cihazları): Ameliyat sırasında hastanın suni solunumunu sağlamaktadır. Solunum cihazları, akciğere hava giriş çıkışı sağlayarak oksijeni gerekli oranlarda hastaya ulaştırmaktadır.
Reanimasyon Güvenlik Önlemleri
Anestezi ve reanimasyon bölümü yoğun bakım ünitesi çalışanları, sağlık kuruluşları pek çok risk taşımaktadır. Bu sebeple yoğun bakım ünitelerinin güvenlik önlemleri büyük bir titizlikle yerine getirilmelidir. Alınan önlemler şu şekildedir;
Anestezi Pozisyonları
Hastaya pozisyon verdirmenin amacı, hastayı olası risklere karşı korumaktır. Bu pozisyonlar şu şekildedir :
- Sırtüstü (Supine) Pozisyon: Hasta düz bir şekilde sırtüstü yatırılarak kollar 90 dereceyi geçmeyecek şekilde kol tahtasının üzerine konulur.
- Trendelenburg Pozisyon: Bu pozisyon pelvis ve abdomen ameliyatlarında kullanılır. Ayakucu ve bacaklar yukarıya gelecek şekilde 10-30 derece yükseltilir. Hastanın kaymaması adına omuzluk yerleştirilir.
- Ters Trendelenburg Pozisyon: Bu pozisyonun amacı ise hastanın nefes almasını kolaylaştırmaktır. Anestezi ve reanimasyon işleminde, baş yukarıda olacak şekilde ayaklar ve bacaklar aşağıdadır. Genellikle safra kesesi ameliyatlarında bu pozisyon verilmektedir.
- Yüzükoyun (Prone ) Pozisyon: Tüm posterior ve dorsal ameliyatlarında kullanılmaktadır. Ayaklar bilekler altından yastıkla desteklenmektedir.
- Yan (Lateral ) Pozisyon: Böbrek, toraks ameliyatları için bu pozisyon verilmektedir. Başın altına ve bacakların arasına yastık yerleştirilmektedir. Hasta operasyona göre sağ veya sol kısma yatırılmaktadır.
- Litotomi Pozisyonu: Hasta sırtüstü yatırılarak bacaklar askıda olacak şekilde yerleştirilmektedir. Bacakları askıdan indirmek için yavaş hareket ettirilmektedir. Böylelikle kanın bacaklara iniş sürecinde hipotansiyon önlenmiş olur. Anestezi ve reanimasyon bölümünde yapılan işlemdeki bu pozisyon, vaginal ameliyatlar ve diğer bazı ameliyatlarda kullanılır.
- Fowler Pozisyonu: Kısmi oturuş pozisyonudur.
- Sims Pozisyonu: Bu pozisyon sırasında bir çok ameliyat yapılabilmektedir.