Retina gözümüzdeki ağ tabakasıdır, göz küresinin arka duvarını kaplar ve görme hücrelerinden meydana gelir. Retina tabakası gözün en karmaşık ve hassas noktası olarak bilinmektedir. Retinanın kendi içinde toplam 10 tabakası mevcuttur. Retinadan geçen ışık beynimize görüntü olarak iletilir ve bunun sonucunda görme oluşur. Eğer retinada bir sorun yaşanırsa buna göz bozukluğu yerine göz rahatsızlığı denmektedir. Bu hassas tabakada yaşanan görme rahatsızlıklarının erken teşhisi çok önemlidir. Bu sayede müdahale edilmesi kolaylaşmaktadır. Retinaya bağlı yaşanan birden fazla görme rahatsızlığı mevcuttur. Gözünüzde yaşadığınız belirtilere göre tedavi için bir retina doktoruna girmeniz tavsiye edilmektedir. Erken teşhis sayesinde cerrahi müdahaleye gerek kalmadan hastalıktan kurtulmanız sağlanabilmektedir. Yapılan detaylı muayene ve ölçümlerle hastalığınızın ne olduğu kolayca ortaya çıkmaktadır. Göz rahatsızlığınızın durumuna göre de gereken yöntemlere başvurulabilir. Retina hastalıkları ve tedavisi için gereken bilgiye doktorunuz aracılığıyla en kısa sürede ulaşırsınız.
Retinanın Tabakaları
Retina kendi içinde toplam 10 katmandan oluşmaktadır. Her bir katmanın yapısı ve özellikleri görmeye yardımcı olacak farklı işlevlerden oluşur.
- Pigment epiteli tabakası: Retinanın en dıştaki tabakasıdır, tek sıra hücrelerden oluşur. Dış kısmında choroidea'nın brunch membranı, iç kısımda koni ve basil hücrelerin uzantılarıyla bağlantılı bir yapısı vardır. Sahip olduğu hücreler ışığı emerek geri yansımasına engel olmaktadır.
- Fotoreseptör tabaka: İç ve dış tabakası basil ve koni hücrelerinin dış kısımları ve periferik uzantılardan oluşmaktadır. Bu hücreler görme yollarının 1. nöronu olarak adlandırılır. Basil hücreleri alaca karanlıkta, koni hücreleri ise aydınlıkta görmemize yardımcı olur. Retinada yaklaşık olarak 6/7 milyon konil hücresi ve 100/120 milyon basil hücresi bulunur. Retina hastalıkları ve tedavisi konusunda en çok bahsedilen tabakadır.
- Dış sınırlayıcı membran: Müller hücrelerinin dış uzantıları ve koni ve basil hücrelerinin iç tabakası arasındaki zonula adherenslerden oluşan bir bölümdür.
- Dış nükleer tabaka: Koni ve basil hücrelerinin hücre çekirdekleri ve gövdelerinden meydana gelir. Basil hücrelerinin nukleusları daha yuvarlak ve küçük özelliktedirve aynı zamanda daha koyu boyanmaktadır. Koni hücrelerinin nukleus ları daha açık renk ve kalın olarak boyanırlar.
- Dış pleksiform tabaka: Retinanın 1. sinaptik tabakasıdır. Retinanın bu tabakasında koni ve basil hücrelerinin aksonları ile bipolar hücre nöronların dendritleri arasında sinapsler bulunmaktadır. Ayrıca amacrin ve horizontal hücrelerin uzantıları da mevcuttur.
- İç nükleer tabaka: Horizontal, bipolar ve amacrin hücre çekirdekleri ve destek hücreleri olarak tanımlanan müller hücrelerini içerir. Bu tabakanın en içinde amacrin hücreleri ortasında bipolar hücreler ve en dış bölümünde horizontal hücreler sıralanır. Müller destek hücreleri iç nükleer tabakanın bütün kalılnlığında yer kaplamaktadır.
- İç pleksiform tabaka: Sinaptik bir tabaka olarak ganglion hücrelerin dendritleri, bipolar hücrelerin aksonları ve amacrin hücrelerin uzantılarından oluşur.
- Ganglion hücre tabakası: Tek katı olan büyük multipolar ganglion hücre nukleuslarından meydana gelir.İnsanlarda 1/1.6 milyon ganglion hücresi var olduğu düşünülmektedir. Üç tipten oluşur; W,Y,X
- Sinir lifi tabakası: Bu hücre tabakası myelinsiz liflerden meydana gelmektedir. Ganglion hücre tabakasındaki multipolar ganglion hücrelerinin aksonlarından oluşur.
- İç sınırlayıcı membran: Retina ve camera vitrea bulbi arasındaki yüzeyde çok zor görülebilen bazal bir membran olarak ifade edilmektedir.
Retina hastalıkları ve tedavisi sayılan bu 10 farklı katmanda meydana gelerek görme rahatsızlıklarına sebep olmaktadır.
Retina Hastalıkları Nelerdir?
Retinada en çok görülen hastalıklar arasında gözde uçuşan cisimler görmek, diyabetik retinopati, sarı nokta, gece körlüğü ve retina ayrılması yer almaktadır.
- Gözde uçuşan cisimler görmek: Görüşünüzdeki iplikler, küçük nesneler veya uçuşan cisimler görmeniz durumunda retinada problem olma ihtimali yüksektir. Bu durum bazen yaşa bağlı olabilir ya da ileri miyop rahatsızlıklarında uçuşan cisim ya da leke görmek mümkündür. Gözün iç kısmında jöle kıvamında bulunan saydam akışkan madde daha sıvı bir hale gelerek göz içinde kümeler oluşturur ve bunun sonucu olarak retina tabakasına gölge düşürür. Ve gözünüzde leke görmenize sebep olur. Başka bir sebep de retina yırtıkları olabilmektedir. Retina hastalıkları ve tedavisi için retina yırtıklarına erken müdahale edilmesi gerekir yoksa retina dekolmanına dönüşmektedir. Bu da retina tabakasının arkasında sıvı birikmesi meydana gelmesidir.
- Diyabetik retinopati: Diyabetik retinopati rahatsızlığı diyabet hastalığının göze vurması olarak bilinmektedir. Bu hastalık iki evreden meydana gelir.
- Nonpoliferatif yani erken evre diyabetik retinopati başlangıçta hissedilmeden başlar ve sonraki aşamalarda günlük yaşamı etkileyecek duruma gelir. Belirlenebilmesi için retina doktorunun ayrıntılı muayenesi, özel damlalar kullanılarak retinanın büyütülmesi gerekir. Ayrıntılı olarak yapılan bu kontrol sırasında göz tansiyonu ölçülür gerekirse damar yapısının görüntülenebilmesi için fluoresein anjiografisi ya da makula tabakasının görüntülenmesi için optic coherence tomography çekilmesi önemlidir. Nonpoliferatif tespit edildiğinde kan şekeri kontrol altında tutularak tedavi edilmesi mümkündür.
- Proliferatif yani ileri evre diyabetik retinopati veya makuler ödem tespit edilmesi durumunda genelde cerrahi müdahale ile tedavisi tamamlanmaktadır. Retina hastalıkları ve tedavisi için hastalık seyri ve retinanın durumuna göre diyabetik retinopati tedavisi farklı şekillerde yapılabilmektedir: Vitrektomi: Lokal veya genel anestezi ile cerrahi müdahale yapılırken vitröz alanı ve retina üzerine özel aletlerle kesi açılır. Fotokoagülasyon: Gözde meydana gelen kanama ve sıvı sızıntısını yavaşlatmak için uygulanır. Kanama fazlaysa lazer ile damar yakılarak tedavi edilir. Görüşü normal seviyeye getirmese de maküler ödemin kötüleşmesine engel olan bir yöntem olarak kullanılır. Göz içi ilaç enjeksiyonu: Göz küresi içine doktorun ilaç enjekte etmesini sağlayan yöntemdir. En etkili tedavi olarak tercih edilmektedir. Panretinal fotokoagülasyon: Retinanın mkaüladan uzak bölgelerine homojen olarak lazer yanıkları uygulanır. Lazer sayesinde sorunlu kan damarlarının küçülmesi ve skarlaşması hedeflenir. Tedavi sonrasında gece görüşü ve periferik görmede kayıplar meydana gelme ihtimali de bulunmaktadır.
- Sarı nokta: Makula dejenerasyonu halk arasında sarı nokta olarak bilinen ve genelde 55 yaş üzerinde görülen bir göz rahatsızlığıdır. Yaş haricinde genetik yatkınlık, güneş ışınları, beslenme düzeni, sigara kullanımı vb faktörler de etki etmektedir. Ülkemizde 2 milyondan fazla insanda makula dejenerasyonu görülmektedir. Retina hastalıkları ve tedavisi için en çok tedavisi yapılan türdür. Gözde bulanıklık, ince ayrıntıları görmeden sorunlar yaşama olarak kendini belli eder. Zamanla ilerler ve durum kötüye gittikçe kör noktalar gelişebilmektedir. Hastalığın iki farklı türü vardır.
- Kuru makula dejenerasyonu: Dünyada %90 oranında kuru makula dejenerasyonu görülmektedir. Tedavisi amacıyla sağlıklı beslenme programları uygulanmaktadır.
- Yaş makula dejenerasyonu: Dünyada %10 oranında görülmesine rağmen hızlı olarak ilerlediği ve kalıcı görüş kayıplarına sebep olduğu için tedavisinin hemen başlaması önemlidir. Yaş makula önce ani görme kaybıyla başlar sonra renkli görmek zorlaşır ve en son da körlük oluşmaktadır. Son dönemde hastalık tedavisi mümkün olmaya başlamıştır. Hastalığın ilerlemesine engel olmak için antioksidan gıda takviyeleri yapılabilmektedir bu sayede sağlıksız kan damarlarının gelişimi durdurulmuş olur. Damarların büyümemesi için lazer tedavisi de uygulanmaktadır. Ama en etkili yöntem göz içi enjeksiyon yöntemidir.
- Gece körlüğü: Retina hastalıkları ve tedavisi konusunda önde gelen hastalıklardan biri de gece körlüğüdür. Halk arasında bu hastalığa tavuk karası da denmektedir. Kalıtsal bir göz hastalığı olarak bilinmektedir. Çocukluk ya da ergenlik de belirgin bir hale gelebilir. Yaş ilerledikçe sorun halini almaya başlamaktadır. Kalıtsal etkenlerin gece körlüğü hastalığında retinada bulunan özelleşmiş hücrelerin dejenerasyonu neden olduğu bilinmektedir. Görme işlevini yerine getiren rod hücreleri; ışığın yetersiz olduğu ya da karanlık ortamlarda görmemize yardımcı olurlar. Rod hücrelerinde meydana gelen kalıtımsal dejenerasyon ile gece körlüğü oluşur. Günümüz koşullarında kalıtsal gece körlüğünün tedavisi bulunmamaktadır. Erken fark edildiğinde yapılacak tedavilerle yavaşlatmak mümkündür. Eğer ailede gece körlüğü olan bireyler varsa diğer kişilerde de görülme olasılığı bulunmaktadır. Sebepleri arasında; A vitamini ve çinko içeren besinlerin tüketilmemesi, süt ve süt ürünlerinin beslenmede az bulunması, mavi ışığın zararlarından korunmamak, güneşe maruz kalmak, göz sağlığını ihmal etmek yer alır. Bu hastalıkata oluşan en erken belirti gece görememektir. Bazen renk körlüğü de gözlenmektedir. Retina hastalıkları ve tedavisi için gece körlüğünde uygulanacaklar beslenme biçimine dikkat edilmesi ve düzenli olarak doktor kontrolüne gitmek gerekmektedir.
- Retina Yırtılması: Görme alanının bulanıklaşması, siyah lekeler görmek ve ışık çakması gibi belirtilerle ortaya çıkan bir hastalıktır. En kısa sürede retina doktoruna giderek detaylı muayene yapılması gerekmektedir. Retina yıtıkları argon lazerle retinada nokta yanıklar oluşturularak tedavi edilmektedir. Lazer ile tedavi sırasında yırtığın etrafı yakıldığı için retina alt tabakaya yapışır ve yırtığın büyümesinin önüne geçilmiş olunur. Retina hastalıkları ve tedavisi ile rahatsızlıklar büyümeden önlem alınması hedeflenmektedir.