Kişilerin iskelet sisteminin oluşmasını sağlayan kemiklerin oldukça yüksek bir kısmı kalsiyum içeren yapılardan oluşmaktadır. Çocukluk ve bebeklik dönemindeki bireylerde, oldukça hızlı bir kemik gelişimi söz konusudur. Adölesan adı verilen yirmili yaşların sonundaki döneme gelindiğinde, kemik yıkımı kemik yapımı ile neredeyse aynı seviyeye gelmektedir. Bu dönemden sonra kişilerin yaşı da ilerledikçe, kemik yıkımı yaşanmaması adına doğru miktarlarda D vitamini ve kalsiyum alınması gerekmektedir. Kişilerin bu dönemde almaya özen gösterdiği vitaminler ve kalsiyum kemik kütlelerini ve kemik kütlelerinin sağlığını korumayı hedeflemektedir. Kişilerin yaş ilerlemesine bağlı olarak gerçekleşen kemik yıkımının hızlanması yanlış ve düzensiz beslenme alışkanlıkları ile birleştiğinde, osteoporoz adı ile bilinen kemik erimesi oluşumlarının gerçekleşmeye başlamasına neden olmaktadır. Osteoporoz erken dönemlerde kişileri rahatsız etmese de, ileri dönemlerde kemiklerin hasar görmesine yol açmaktadır. Bu gibi durumlarda kişiler yapılan rutin kontrollerinde hastalığı erken teşhis edebilmek ve gerekli tedavi yaklaşımlarını uygulamak büyük avantajlar sağlamaktadır.
Osteoporoz Nedir ?
Genç ve sağlıklı kemikler, kalsiyum tozları ve güçlü kolajen lifleri içeren minerallerden oluşan bir yapıya sahiptir. Yaşlanma belirtilerinin başlaması ile birlikte, bu güçlü yapının dayanıksız ve zayıf bir hal alması olağan karşılanan bir durumdur. Fakat, osteoporoz yani kemik erimesi, kemik yoğunluğunun aşırı bir şekilde düşmesi ve kemiklerin çok kırılgan bir hal alması anlamın gelmektedir. Osteoporoz, kelimesi anlam olarak, süngerimsi ya da gözenekli kemik olarak bilinmektedir. Kemik erimesi, kemiklerin içinde boşluklar oluşması ve yoğunluğunun azalması nedeni ile gerçekleşmektedir. Bu durum ise normalin aksine, kemiklerin çatlamaya ve kırılmaya daha yatkın duruma gelmesine neden olmaktadır. Osteoporoz hastalığı, genel olarak çatlak ya da kırık oluşumu gerçekleştiği durumlarda yapılan kemik görüntülemesi sırasında tespit edilmektedir. Kemik erimesine bağlı olarak yaşanan çatlak ve kırık oluşumları genel olarak, omurga, kalça ya da el bileklerinde görülmektedir. Osteoporoz sorununun görülme olasılığı, kişilerin yaşının ilerlemesi ile birlikte artış göstermekte ve osteoporoz erkeklere nazaran kadınlarda daha sık görülmektedir.
Osteoporoz Belirtileri Nelerdir ?
Osteoporoz sorunu erken dönemlerde, kendini önemli bir belirti ile göstermemektedir. Kemik yoğunluğunun azalmasına bağlı olarak, kişilerin kemiklerinde kırılma ve çatlama gibi durumlar ortaya çıkmadığında ya da kişilere düzenli olarak kemik yoğunluğu testi uygulanmadığında, bu hastalığın tespit edilebilmesi oldukça zor olacaktır. Kemik erimesi hastalığının ilerlemesi, kişilerin bazı belirtiler ile karşılaşmasına yol açabilmektedir. Osteoporoz hastalığının en belirgin özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz.
*Oldukça ileri dönemlerde kemik erimesi nedeni ile kişilerin boyunda kısalma gözlemlenmesi
*Kişilerin kamburlaşması ve çarpık bir duruş kazanması
*Kişilerin en basit ve en ufak hareketlerde bile, çatlama ve kırılma gibi durumlar ile karşılaşması
*Omurga içinde, kırılmış ya da çökmüş olan herhangi bir omurun bel ağrılarına neden olması
Bahsedilen belirtilerin büyük bir kısmı, kemik erimesi hastalığının ileri dönemlerinde ve kemik hasarlarının oluşmaya başladığı dönemlerde kendini gösterebilecek belirtilerdir. Osteoporoz hastalığı bu evreye ulaştığında, kişilerin kemiklerinde oluşan hasar ve deformasyonların geri kazanılabilmesi pek mümkün bir durum değildir. Bu nedenle ileri yaş gurubundaki kişilerin, bu hastalığa yakalanmaması için genel yaşantısında köklü değişiklikler yapması, düzenli bir şekilde spor yapması, düzenli ve dengeli bir şekilde beslenmesi gerekmektedir. Ayrıca ileri yaş grubunda bulunan kişiler ve özellikle menopoz dönemini sonlandıran kadınlar, uzman hekimlerin belirlediği periyotlarda kemik yoğunluğu tarama testlerini yaptırmayı ihmal etmemelidir.
Osteoporoz Nedenleri Nelerdir ?
Kişilerin kemikleri sürekli olarak kendilerini yenilemektedir. Bu süreçte Osteoblast adı verilen hücreler, yeni gelişen kemik hücrelerinin yapımında görev almakta, osteoklast adı verilen diğer hücreler ise eski kemik hücrelerinin parçalanmasında görev almaktadır. Kişilerin yaşlarının ilerlemesi ve bu duruma kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları, yapılmayan spor ve dengeli beslenmeme gibi sorunlarında eklenmesi, kemik yapan hücrelerin, kemik yıkımı yapan hücrelere yetişememesine sebep olmaktadır. Bu durum ise kişilerde kemik erimesi yani osteoporoz hastalığının görülmesine neden olmaktadır. Osteoporoz hastalığının ortaya çıkmasına neden olan en belirgin risk faktörlerini şu şekilde sıralayabiliriz.
-Kişilerin bebeklikten çocukluğa, gençlikten yaşlılığa kadarki dönemlerinde yetersiz miktarda D vitamini kalsiyum ve fosfor alması
-Kişilerin yaşlanması
-Kadınların menopoz bitiş döneminde olmaları
-Genetik bağ
-Kişilerin menopoz öncesinde yumurtalıklarının alınması
-Kişilerin hareketsiz bir yaşantı sürmesi
-Kişilerin sigara ve alkol kullanıyor olması
-Kişilerin tiroid hormonlarında sıkıntı olması ve adrenal bez hastalığına sahip olması
Kişilerde yaşanan cinsiyet hormonlarının düşüşe geçmesi
-Kişilerin aşırı steroid içeren ilaçlar kullanması
Osteoporozu Önlemek İçin Neler Yapılmalıdır ?
Osteoporoz rahatsızlığı bulunan kişilerin, kemikleri kasları tarafından destekleniyor ise kişiler yaşlanmış bile olsa hareket kapasitesinde artış göstererek, sırt, bel ve kalça kaslarının kuvvetlenmesini sağlayabilir ve osteoporoza bağlı kırık oluşumlarının minimuma inmesini sağlayabilmektedir.
Kemiklerin kırılma ya da çatlamalara karşı direnç kazanabilmesi için o alandaki kemikleri koruyacak ve hareketlendirecek, sağlıklı bir sinir sistemi ve kas dokusuna ihtiyaç duyulmaktadır. Tüm bu etkiyi sağlamak ve kemiklerde oluşacak hasarları en aza indirebilmek adına kemik depolarının kalsiyum ile dolması gerekmektir. En büyük kalsiyum kaynağı tabi ki güneştir ve güneşli havalarda her gün, kişilerin en az on beş dakika güneşe çıkması önerilmektedir. Ayrıca süt yoğurt ve peynir gibi besinlerde büyük oranda kalsiyum içermektedir ve vücuda alınan bu kalsiyumun depolanabilmesi için düzenli olarak spor yapılması gerekmektedir.
Osteoporoz Tedavisi Nasıl Yapılmaktadır ?
Osteoproz hastalığında uygulanacak tedavi yaklaşımları kişilerin hastalığının ilerleme seviyesi, son on yıllık geçmişinde yaşadığı kemik hastalığı sorunları, kemik ölçümü testleri gibi etkenler bir araya toplanarak değerlendirilmekte ve belirlenmektedir. Kemik yapısında kırık ortaya çıkma ihtimali düşük olan kişilere uygulanan tedavi, genel olarak ekstra vitamin ya da mineral desteği ve kişilerin yaşantısında yapacakları beslenme, yaşam tarzı gibi değişiklikler ile tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Kemik yapısının kırılma ya da çatlama ihtimali yüksek olan kişilere ise sıklıkla ilaç tedavisi önerilmektedir. Kemik erimesi tedavisinde kullanılan ilaçların belli başlı yan etkileri bulunmaktadır. Mide ekşimesi, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi sorunlar osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri olarak gösterilmekte ve bu tarz sorunlar ile karşılaşılan hastalara damar yolu tedavileri önerilmektedir.
Osteoporoz tedavisi için kullanılan bir diğer uygulama, monoklonal antikor ilaçları olabilmektedir. Bu ilaçlar kişilerin derileri altından uygulanmaktadır ve altı ayda bir uygulama tekrarlanmaktadır. Antikor ilaçları uzun süreli tedavi uygulaması yapılacak kişilere önerilmektedir. Çünkü ilacın birden kesilmesi çeşitli komplikasyonların gelişmesine neden olabilmektedir. Hormon içerikli terapilerde osteoporoz tedavisinde kullanılan yöntemler arasında yer almaktadır. Özellikle menopoz sonrası kullanılmaya başlanacak östrojen desteği içeren tedaviler, kişilerin kemik kütlelerinin korunması açısından olumlu destek yaratabilmektedir. fakat kullanılacak hormon ilaçları, kişilerin kan pıhtılaşması, meme kanseri, endometrium kanseri ve kalp hastalığına yakalanma ihtimalini arttırabilmektedir. Bu nedenle tedaviye başlamadan önce artı ve eksi planlaması yapılmalı ve bu doğrultuda bir yol izlenmelidir. Tüm bunlara ek olarak kemik tahribatını engelleyecek ve kemik yapımını destekleyecek bazı ilaçlarda tedavi planlamasına ek olarak kullanılabilmektedir.
Sizlere de kemik erimesi teşhisi koyulmuşsa ya da kemik erimesi belirtilerinden birkaçına sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, mutlaka bir uzmana başvurmalı, gerekli kontrollerden geçmeli ve kemik tarama testi yaptırmalısınız. Osteoporoz en yaygın görülen hastalıklardan birisi olmasına rağmen, bazı kişilerde herhangi bir belirti göstermemesi nedeni ile kolay fark edilememektedir. Bu nedenle ileri dönemlerde olumsuz sorunlar ile karşılaşmamak ve hastalığın teşhisini erken koyabilmek adına düzenli olarak kontrol yapılması gerekmektedir. Çünkü osteoporoz rahatsızlığının erken teşhisi, tedavinin erken dönemlerde başlamasını ve olası sorunların en aza indirilmesini sağlamaktadır.