Meme kanseri teşhis ve tedavisi aşamalarını öğrenmeden önce meme kanserinin ne olduğunu, meme kanseri belirtilerini, meme kanseri risk faktörlerini ve bunun gibi temel belirleyicileri öğrenmek daha faydalı olacaktır. Süt kanalları, yağ dokusu, salgı bezi, loplar ve sinüs boşlukları meme dokusunu oluşturan unsurlardır. Meme kanseri, meme dokusu içinde yer alan süz bezleri ya da süt kanallarında kanser hücrelerinin hızla yayılması sonucunda ortaya çıkan rahatsızlığa verilen isimdir. Meme kanseri, erkeklerde de görülse de, kadınlar arasında en sık rastlanan kanser türü olarak bilinmektedir. Hızlı bir şekilde yayılan kanser hücreleri sağlıklı birçok hücrenin DNA'sında bozulma meydana getirmektedir ve oldukça uzun ömürlüdürler. Hızlıca üreyen ve yayılan kanser hücreleri, kitleler şeklinde kümeleşme göstermekte ve bu doğrultuda tümör oluşumuna sebebiyet vermektedir. Meme dokusundaki hassas bölgelere yerleşen ve bu alanlarda kümeleşerek yayılan kanser hücreleri, iyi huylu tümörler ya da kötü huylu tümörler olarak iki grupta toplanmaktadır. Kötü huylu tümörlerin, üreme ve yayılma evrelerinin ağır bir şekilde ilerleyiş göstermesi, hastalığın teşhis edilmesini büyük oranda zorlaştırmaktadır. Tamda bu noktada erken meme kanseri teşhis ve tedavisi devreye girmekte ve bu süreç kişilerin iyileşme oranını büyük ölçüde arttırmaktadır. Erken teşhis ve tedavi uygulamalarına başlanması, hastalık kişilerin vücuduna tamamen yayılmadan müdahale edilmesine olanak sağlamaktadır.
Özellikle aile geçmişinde kanser rahatsızlığı bulunan, kadınlar kendilerini daha sık kontrol etmeli ve düzenli aralıklar ile doktora görünmelidir. Ailesinde meme kanseri bulunmayan tüm kırk yaş üstü kadınlar ise herhangi bir olumsuzluk ile karşılaşmamak ya da herhangi bir bulgu bulunması durumunda erken meme kanseri teşhis ve tedavisi yaklaşımları etkisini daha verimli bir şekilde alabilmek adına, düzenli aralıklar ile doktora görünmeli ve mamografi çekimi yaptırmalıdır.
Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir ?
Meme kanserinin erken teşhis edilmesi, iyileşme sürecinin daha hızlı ve daha verimli bir şekilde sonuçlanmasını sağlamaktadır. Günümüzde birçok kanal aracılığı ile yapılan bilinçlendirmeler, kişilere verimli bir şekilde aktarılmakta ve bu sayede memelerde oluşan kitleleri kişilerin birçoğu kendi bularak, bir uzmana başvurmaktadır. Erken meme kanseri teşhis ve tedavisi hem kişilerin hemde hekimlerin işlerini kolaylaştırmaktadır. Meme kanseri hücrelerinin tümör oluşturması ve fark edilir boyuta kavuşması uzun bir evreyi kapsamaktadır. Bu nedenle erken teşhis ve tanı sürecinin başarılı bir şekilde işlemesi adına kişilerin el kontrol yöntemlerini başarılı bir şekilde uygulaması dahada büyük bir önem kazanmaktadır.
Meme kanseri belirtileri, kişiden kişiye göre ya da kişilerde bulunan hastalığın evresine göre değişiklik gösterebilmektedir. Hatta meme kanseri bulunan bazı kişilerde, etkin herhangi bir belirti görülmemekte ve kişilerin hasta olduğu yapılan doktor muayenesinde teşhis edilmektedir. Bu nedenle kişiler erken meme kanseri teşhis ve tedavisi aşamalarını etkin kılabilmek adına düzenli olarak doktor kontrolüne gitmeyi ihmal etmemelidir. Kişilerde sıklıkla karşılaşılan meme kanseri belirtilerini şu şekilde sıralamak mümkündür.
-Kişilerin düzenli olarak yaptıkları el kontrol yöntemi sırasında, herhangi bir sertlik ya da kitle bulması
-Bireylerin meme aralarında, sonradan meydana gelen ve gözle bile fark edilebilen asimetri farkları oluşması
-Kişilerin göğüslerinde aniden ortaya çıkan egzama, çatlama, yara, kızarıklık ve kabuk oluşumları gibi farklılıklar
-Kişilerin göğüslerinin uçlarından, pembemsi ya da kırmızı renkli bir akıntı gelmesi
-Kadınların adet dönemlerinde, göğüslerinde normal şiddetinden farklı bir şiddette ağrı hissetmeleri
-Göğüs bölgesinde rastlanan şişlik oluşumlarının dışında, koltuk altı bölgesinde şişlik ya da sertlik fark edilmesi
-Kişilerin meme dokularının portakal kabuğu misali bir görüntü alması gibi belirtilerden, en az bir, iki tanesini yaşayan ya da yaşamış olan kişiler, meme kanseri teşhis ve tedavisi aşamalarının incelenmesi adına derhal bir hekime başvurmalıdır. Bahsedilen tüm belirtilerin kadınlarda rastlanan bir durum olduğu düşünülse de, bu belirtilerin bir kısmı erkeklerde de görülebilmektedir. Göğüs uçlarının içe çökmesi, meme uçlarından farklı renkli akıntılar gelmesi, meme kısmında kızarıklık oluşması, meme kısmında kabarma, ağrı vermeyen şişlikler ve meme kısmında büzülmeler de erkeklerde görülen meme kanseri belirtileri arasında yer almaktadır. Kadınlar ya da erkekler için bahsedilmiş olan tüm belirtiler, her zaman kanser belirtisi olmamakla birlikte, bu bulgulara rastlandığında bir uzmana başvurulması kişilerin faydasına olacaktır.
Meme Kanseri Risk Faktörleri
Meme kanseri teşhis ve tedavisi aşamalarının etkin bir şekilde yönetilmesi ya da bu süreçten yüksek verim alınabilmesi için kişilerin bilinçli olması ve risk faktörü altında olup olmadığını bilmesi oldukça büyük bir belirleyicidir. Meme kanserinin en önemli belirleyicisi, bilindiği üzere cinsiyettir. Meme kanseri erkeklerde yüzde bir oranında görülürken, kadınlarda bu yüzdelik oran oldukça yükselmektedir. Meme kanseri risk belirleyicilerinden bir diğeri ise yaş faktörüdür. Genellikle otuz beş taş altı kişilerde daha az rastlanan bir durum olan meme kanseri, elli yaş ve üzeri kişilerde daha fazla görülmektedir. Genç yaşlarda meme kanseri ile mücadele etmek zorunda olan kişilerin ise hastalığının en önemli etkileyicisi, genetik bağdır. Genetik faktörlerde meme kanseri görülme oranını arttırmakta ve büyük bir risk faktörü oluşturmaktadır. Bireylerin genellikle anne tarafından yani teyzesinde, anneannesinde ya da annesinde meme kanseri rahatsızlığının bulunması ya da bu nedenle vefat etmiş olması, genç yaş grubuna dahil olan kişilerde meme kanserine yakalanma olasılığını büyük oranda arttırmaktadır.
Kadınların erken yaşlarda adet olması ve geç yaşlarda menopoza girmesi de meme kanserine yakalanma oranını etkilemektedir. Hatta meme kanseri teşhis ve tedavi aşamalarında belirtilen bulgulardan biride, menopoz dönemi ilaçlarının uzun süre kullanılmasının meme kanserine yakalanma oranını arttırmakta olduğudur. Hiç doğum yapmayan kişilerde, ilk bebeğini otuz yaşından sonra kucağına alan kişilerde ve doğum anından sonra bebeklerini istemsizce ya da isteyerek emzirmeyen kişilerde de meme kanseri görülme ihtimali bulunmaktadır. Meme kanseri teşhis ve tedavi aşamalarının dışında kalan ve tüm hastalıklarda da büyük risk faktörü oluşturan son risk faktörleri ise fazla kilo, hareketsiz bir yaşantı, modern çağ sorunları, alkol veya sigara kullanımıdır.
Meme Kanseri Türleri
Meme kanseri teşhis ve tedavisi sürecine başlamadan önce, ilk olarak kanserli hücrelerin tür ve grupları tespit edilmelidir. Meme kanseri türü, hastalara yapılacak biyopsi sayesinde alınan dokular aracılığı ile öğrenilmektedir. Kişilerin meme dokularından alınan biyopsi örnekleri, patoloji incelemesine gönderilmekte ve yapılan incelemeler doğrultusunda kanserli hücrenin türü belirlenmektedir. Meme kanseri kendi arasında birçok tür barındırmaktadır. Fakat, meme kanserleri süt bezlerinde gelişen ve meme kanalını oluşturan hücrelerde gelişen kanser hücreleri olarak iki başlık altına toplanmaktadır. Meme kanalında meydana gelen kanser türleri duktal karsinoma, süt bezlerinde meydana gelen kanser türleri ise lobüler karsinoma olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca bu iki grupta kendi arasında yayılma özelliği bulunan ve yayılma özelliği bulunmayan tümörler olarak iki başlığa ayrılmaktadır. Meme kanseri teşhis ve tedavisi sürecinin verimli bir şekilde ilerlemesi için kanser türü doğru bir şekilde belirlenmeli ve tedavi yaklaşımları bu doğrultuda ilerletilmelidir.
Meme Tedavi Yaklaşımları
Meme kanseri bulunan kişilere uygulanacak tedavi yaklaşımları hastalığın türü, evresi ve hastaların duyarlılık seviyesini gibi etkenler göz önüne alınarak belirlenmektedir. Meme kanseri teşhis ve tedavisi sürecinde kullanılan en önemli yaklaşımlar cerrahi tedavilerdir. Bu doğrultuda kişilere uygulanan ameliyatın temel amacı, kanserli hücrelerin vücuttan çıkartılmasıdır. Cerrahi uygulamalar dışındaki yaklaşımlar, tümörlerin tekrarlamasını ya da başka organlara yayılım göndermesini önlemek amacı ile yapılmaktadır. Meme ameliyatları mastektomi, cilt koruyucu mastektomi ve meme koruyucu ameliyatlar olarak üç gruba ayrılmaktadır.
Meme kanseri teşhis ve tedavisi için kullanılan en yaygın yöntemlerden bir diğeri kemoterapidir. Kemoterapi sırasında kanserli hücreler, verilen kimyasal ilaçlar ile yok edilmektedir. Kemoterapiye benzeyen fakat, kemoterapiden farklı olarak ilerletilen radyoterapide ise kanserli hücreler, radyasyon ile yok edilmek istenmektedir. Meme kanseri tedavisinde kullanılan bir diğer yaklaşım ise hormon tedavileridir. Hormon tedavilerinde hastaların kanserli hücrelerinin çoğalması ve büyümesine etki eden hormonların baskılanması hedeflenmektedir.
Erken teşhis edilmenin oldukça önemli olduğu meme kanserinde, kişilerde bulunan kanserli hücrelerin tedavi edilmesi kadar, koruyu tedavilerde büyük önem taşımaktadır. Kişiler göğüslerinde kanser oluşumu gelişip gelişmediğini anlayabilmek adına, mutlaka düzenli olarak kendi kendini el ile kontrol etmeli ve herhangi bir kitle oluşumu olup olmadığını kontrol etmelidir. Ayrıca kırk yaşını geçmiş olan ve ailesinde meme kanseri geçmişi bulunan kişiler, iki senede bir mutlaka mamografi çektirmelidir. Meme kanseri teşhis ve tedavisi aşamalarının başarı oranını etkileyen en önemli olğu kanserli hücrelerin erken dönemlerde teşhis edilmesidir. Erken dönemde tespit edilen meme kanseri hastalığında kişilerin kurtulma oranı, yüzde doksan altı seviyelerine kadar çıkabilmektedir.