Majör Depresyon
Psikiyatri

Majör Depresyon

    Majör depresyon en az iki hafta süren çökkün olan duygu durumudur. İlgi kayıpları hariç uzun sayılamayacak sürelerde meydana gelmiş vücut ağırlığı değişimleri (kilo kaybı, iştahsızlık ya da çok yeme), halsizlik ya da enerji kaybı, uyku alışkanlığında değişme (uykusuzluk ya da çok uyuma, uyku kalitesinde ve sürekliliğinde azalma), suçluluk duyguları ya da değersizlik, yoğunlaşamama ya da dikkati sürdürememe, yineleyen ölüm düşünceleri, kararsızlık ile kendisini göstermektedir. Bütün bunlar ile birlikte sosyal ve mesleki işlevsizlikte azalma ve kişiler arasındaki ilişkilerde azalma söz konusu olmaktadır. 

    Depresyon Belirtileri Nelerdir? 

    • Majör depresyonda olan kimse için dikkatini sürdürmek ve konsantre olmak yorucu olan bir çabadır. Başkalarının ona söylediklerini ve okuduklarını anlayamazlar.
    • Karşılıklı konuşma o kişiler için bir yüktür. Uzun ve yavaş duraksamalar ile monoton olan bir sesle ve az sözcük kullanarak konuşurlar.
    • Normal hayatlarında zevk aldıkları aktivitelere ve şeylere karşı olan ilgilerini tamamen yitirmektedir.
    • Gün boyu üzüntü, mutsuzluk, ağlama isteği içerisinde olurken iştahları son derece artmış ya da azalmış olabilmektedir.
    • Kimi kişiler gün içerisinde yoğun uykusuzluk çekerken bazı kişiler de aşırı bir uyku hali içerisinde olabilmektedir. Bitkinlik ve yorgunluk oldukça belirgindir.
    • Majör depresyon içerisinde olan kişiler kendilerini suçluluk ve değersizlik hisleri içerisinde bulurlar. Depresyonda olan kişinin kişisel bakımı da bir hayli ihmal edilir ve kötüleşir.
    • En önemli belirti de kişi, sanki içerisinde bulunduğu durum hiç geçmeyecek gibi düşünmekte ve kendisini umutsuzluk içerisinde bulmaktadır.

    Kimlerde Majör Depresyon Görülme Riski Daha Fazla Olmaktadır? 

    Majör depresyon genel olarak 20'li ve 50'li yaşlar arasında meydana gelmektedir. Erkeklere oranla kadınlarda iki kat daha fazla görüldüğü bildirilmektedir. Hayat boyunca görülme sıklığı % 12 - 25 civarında olmaktadır.  Majör depresyon beyindeki yapısal olan birtakım değişiklikler ve özellikler ile ilişkili olmaktadır. Çocukluk çağı istismar ya da ihmal yaşantıları olanlarda, ailesinde depresyon problemi olan kişilerde görülme sıklığı daha fazla olmaktadır. Bununla birlikte çevresel stres etkenleri, hayat olayları, aile içi şiddet, travmalar, sevilen kişilerin kaybedilmesi tetikleyici olabilirken boşanma, ayrılık, yaşlılık, işten ayrılma, emeklilik gibi hayat dönemi olayları da majör depresyona neden olabilmektedir. 

    Majör Depresyon Neden Kaynaklanmaktadır? 

    Majör depresyona neyin neden olduğu tam olarak bilinmiyor. Birçok zihinsel bozuklukta olduğu gibi, farklı faktörler söz konusu olabilmektedir. Bu faktörler şu şekildedir; 

    • Majör depresyon genetik olan faktörlerden etkilenmektedir. Depresyona sebep olabilecek genlerin saptanması amacı ile çalışmalar devam etmektedir.
    • Majör depresyona sahip olan kişilerin beyninde fiziksel değişikliklerin olduğu görülmektedir. Bu değişiklikler ne kadar önemli sorusunun cevabı hala net bir şekilde verilememiştir. Fakat araştırmacılar majör depresyonun sebeplerinin saptanmasında yardımcı olacağına inanmaktadır.
    • Hormon dengesinde olan değişiklikler majör depresyona sebep olabilmektedir. Hormon değişiklikleri hamilelik sürecinde, doğumdan sonraki haftalar ya da aylarda, menopoz döneminde, tiroid problemlerinde ya da bir dizi farklı durumlarda meydana gelebilmektedir.
    • Nörotransmitterler doğal bir şekilde meydana gelen ve büyük oranda majör depresyonda etkisi olan beyin kimyasallarıdır. Yapılan son araştırmalar bu nörotransmitterlerin görevlerinde farklılıkların ve duygu durum stabilitesinin korunmasını sağlayan nörodevreler ile nasıl etkileşime girdikleri majör depresyonun anlaşılmasında ve tedavi edilmesinde önemli bir rolü olduğunu göstermektedir.

    Bu faktörler ile birlikte majör depresyona sebep olan diğer faktörlerde şu şekildedir; 

    • Aşırı bağımlı olma ve düşük benlik saygısı, aşırı miktarda kötümser olma ya da aşırı özeleştiri yapma gibi kişilik özelliklerinin bazıları
    • Cinsel ya da fiziksel istismar, kayıp ya da ölüm gibi stresli ya da travmatik olaylar, finansal sorunlar ya da zor ve yorucu ilişki
    • Akrabaların tıbbi geçmişlerinde yer alan genetik bipolar bozukluk, intihar hikayesi varlığı, alkolizm ya da depresyon
    • Biseksüel, gey, lezbiyen ya da transseksüel yönelimi olan kişilerin etrafındaki insanların ve ortamın destekleyici olmaması
    • Travma sonrasında stres bozuklukları, yeme bozuklukları ya da anksiyete bozuklukları gibi zihinsel olan sağlık problemlerinin var olması
    • Sigara, ağır alkol ya da uyuşturucu kullanımı
    • Kronik ağrı, felç, kanser ya da kalp hastalığı ile birlikte ciddi kronik hastalıklar
    • Uyku hapları ve yüksek tansiyon ilaçları gibi çeşitli ilaçların kullanılması, kişilerde majör depresyon rahatsızlığının meydana gelmesinde büyük risk taşımaktadır.

    Majör depresyonun tedavisi yapılmazsa durum daha da kötüleşmektedir. Durumun daha da kötüleşmesi kişinin yaşamının her alanını etkileyen davranışsal, duyusal ve sağlık problemlerine ve komplikasyonlara sebep olmaktadır. 

    Majör Depresyon Komplikasyonları 

    Majör depresyon varlığı fark edildiği taktirde mutlaka bir tıbbi destekten faydalanılması gerekmektedir. Tedavi edilmediği taktirde oluşabilecek komplikasyonlar şu şekildedir; 

    • Ağrı ya da fiziksel problemler
    • Diyabete ve kalp hastalığına sebep olabilecek obezite ya da aşırı kilo
    • Panik bozukluğu, anksiyete bozukluğu ya da sosyal fobi varlığı
    • Alkol ve uyuşturucu kullanılması
    • Karşılıklı ilişki zorlukları, aile problemleri, okul ya da iş problemleri
    • İntihar etmeyi düşünme, intihara girişim ya da intihar etme
    • Sosyal izolasyon
    • Kişinin kendini sakatlaması
    • Erken ölüm

    Majör Depresyon Teşhisi Nasıl Koyulmaktadır? 

    Majör depresyon teşhisinin koyulması genel olarak fiziksel muayene ile başlamaktadır. Fiziksel muayene esnasında hekim kişinin sağlığı ile ilgili sorular sormaktadır. Karşılaşılan bazı vakalarda majör depresyon altında yatan fiziksel sağlık problemi ile bağlantılı olabilmektedir. 

    Fiziksel muayene sonrasında laboratuvar testleri gerekli olabilmektedir. Hekim tam kan sayımı denilen bir kan testi isteyebilmektedir. Bununla birlikte tiroid bezinin düzgün çalıştığını anlamak için test yapılabilmektedir.  Testler de yapıldıktan sonra diğer aşama psikiyatrik değerlenme aşamasıdır. Akıl sağlığı uzmanı kişideki belirtileri, duyguları, düşünceleri ve davranışları anlayabilmek için birtakım sorular sormaktadır. Kişilerin bu soruları yanıtlamasında anket doldurması da istenilebilmektedir. 

    Majör Depresyon Çeşitleri 

    Majör depresyonun sebep olduğu semptomlar her kişide değişiklik göstermektedir. Doktorlar kişinin depresyon çeşidini belirlemek için çeşitli özellikler ya da belirteçler aramaktadır. Bir özellik ya da belirteç, belirli olan bir depresyon çeşidinin varlığını gösterebilmektedir. 

    Anksiyete Sorunu: Gereğinden fazla huzursuzluk veya olası olaylar ya da kontrolün kaybedilmesi hakkında endişe edilen majör depresyon 

    Katatoni: Motor aktivitesinin kontrol edilememesi ile amacı olmayan hareketler içeren ya da katı ve sabit duruşlarda görülebilen majör depresyon 

    Atipik Özellikler: Çeşitli olaylardan geçici şekilde mutlu olabilme, aşırı uyku ihtiyacı, iştah artışı, uzuvlarda ağırlık hissi ve reddedilmeye karşı aşırı şekilde duyarlılık gösteren majör depresyon

    Melankolik Özellikler: Eskiden zevk veren bir şeye ya da şeylere karşı duyarsızlaşma ile görülen depresyon, ajitasyon, halsizlik ve sabahları erken uyanma da kötüleşen ruh hali ile görülen majör depresyon 

    Karışık Özellikler: Oldukça fazla konuşma içeren ve yüksek benlik saygısı ile eş zamanlı olarak enerjik mani majör depresyon 

    Mevsimsel Değişikler: Güneş ışığına daha az düzeyde maruz kalınması ve mevsim değişiklikleri ile tetiklenen majör depresyon 

    Psikotik Özellikler: Olumsuzluk içeren hezeyanlar, kişisel yetersizlik ya da halüsinasyonlar ile eşlik edilen majör depresyon

    Peripartum Başlangıcı: Hamilelik esnasında ya da doğum sonrası hafta ve aylarda, pospartum sürecinde meydana gelen majör depresyon 

    Majör depresyonda doğru olan teşhisin koyulması doğru tedavinin uygulanabilmesi için oldukça önem taşımaktadır. Başka tıbbi problemler de belirti olarak depresyon içerebilmektedir. 

    Bu sorunlar arasında; siklotimik bozukluk, bipolar bozukluk, yıkıcı olan ruh halinin düzensizliği bozukluğu, premenstrüel disforik bozukluk, kalıcı depresif bozuklukları ya da çeşitli reçeteli ilaçların kullanılması yer almaktadır. 

    Majör Depresyon Tedavisi Nasıl Yapılmaktadır? 

    Majör depresyon tedavisinde ilaç kullanımı ile birlikte bireysel olan psikoterapi de önerilir.  İlaç tedavisi ile birlikte hastaların birçoğunda hastalık geriler, fakat tedavinin uzun süreli olduğu, ilaçların etkisini göstermesinin birkaç haftayı bulabileceği unutulmaması gerekmektedir. 

    Hafif şiddetli olan depresyonda psikoterapi hastalar için öncelikli olarak seçilmektedir. Davranışçı tedaviler, bilişsel ve kişiler arası ilişkilere yönelmekte olan psikoterapiler majör depresyona fayda sağlamaktadır. 

    Psikoterapide amaç; danışana kendisi ve hayata dair yapılan olumsuz düşüncelerin farkına varılmasını sağlamak ve uyumu bozmakta olan bu düşünceler yerine daha sağlıklı olan bir algılayış, beceri ve düşüncelerin kazanılmasının sağlanmasıdır. Majör depresyon tedavisinin sonuçlarında oldukça yüz güldüren sonuçların alındığı da söylenebilmektedir. 

    Majör Depresyon Nasıl Önlenebilir? 

    Majör depresyon oluşumunun önüne geçilebilmek için kesin bir yol bulunmamaktadır. Fakat kişinin stresini kontrol edebilmesi, direncini artırması ve benlik saygısının güçlendirilmesi amacı ile adım atılmalıdır. Majör depresyonun kötüleşmesinin engellenmesi için yapılması gereken en önemli şey problemin erken belirtileri görüldüğü zaman tedaviye başlanmasıdır. 

    Özellikle de ağır kriz dönemlerinde, zorlayıcı dönemin aşılabilmesi amacı ile aile yelerine ve arkadaşlara ulaşılması gerekmektedir. Son olarak da belirtilerin artmasının önüne geçilebilmesi için uzun dönem bakım tedavisi yapılmalıdır. 

     

     

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 24.06.2021 tarihinde onaylandı.

    İletişim Formu

    Cahit PEKYARDIMCI
    Psikiyatri

    Uzm. Dr.

    Cahit PEKYARDIMCI

    Koru Ankara Hastanesi