Aort damarı ameliyatları detaylarına girmeden hastalıkla ilgili bazı temel bilgilendirmeleri yapmakta yarar var. Anevrizmanın patlayarak iç kanama geçirip ölüme sebep olmasının önlenmesi amacıyla tedavi edilmesi şarttır. Tedavi tekniklerinden biri ve en klasiği açık tip ameliyat olup, hastalarda 5/5.5 cm'den büyük aorta anevrizması oluşmuşsa veya anevrizmadan şikayetçi olunmaya başlamışsa uygulanmalıdır. Yine anevrizmanın rüptürü halinde (patlayarak iç kanama geçirme) de cerrahi tedavi yapmak mümkündür. Cerrahi müdahale genel olarak anevrizmalı damar kısmının suni başka bir damarla değiştirilmesi şeklindedir. Kullanılan suni damar normal aorta büyüklüğünde olan bir boru tipinde Dacron denilen polyester kumaş veya telfondan oluşan tıbbi bir alettir. Bu suni damar aortanın olağan halde duran kısımlarına dikilir. Açık ameliyatla tedavi tipi anevrizmanın standart tedavi tekniği olarak kabul ediliyor.
Nasıl yapılıyor?
Aort damarı ameliyatları gövde karın bölgesinde ki anevrizmalar için genel anestezi ile yapılmaktadır. Bacakta veya kollarda bulunan anevrizmalar lokal ve bölgesel anesteziyle ameliyat edilmektedirler. Anevrizma üstündeki deri ve kas katmanı açılmak kaydıyla anevrizmanın bulunduğu damar tespit edilir, çevredeki dokulardan ayrıştırılır.
Ardından anevrizmanın başlangıcından sonuna kan akışını geçici olarak kesebilecek pensler konulur ve anevrizma duvarları açılır. İçindeki kan ve pıhtı temizliği yapıldıktan sonra, anevrizmanın üstünde ve aşağısında bulunan sağlam damar kısımlarına yapay damar dikilip sabitlenir. Karın ve gövde anevrizmalar harici alanlarda yapay damardansa, bacaktaki yüzeysel toplardamarlardan olan safen toplardamarının kullanımı mümkündür. Ardından kan akışını kesen pensler kaldırılıp dolaşım yeniden sağlanır. Dikiş hattında kısa süre kanama olur ve durur. Kanama olmadığı netleştirildikten sonra dokular yeniden kapatılır. Bazen de anevrizma damar duvarında bulunan tek bir noktada balonlaşma yapmış ise yalnızca o anevrizma çıkarılarak yama yapılabilir.
Anevrizma damarın kalıcı biçimde genişlemesi ya da balonlaşması halidir. Anevrizma sorunu genelde vücudun en büyük atardamarında aortada gelişmektedir. Anevrizma gittikçe genişler ve Aort damarı ameliyatları ile tedavi edilmezse patlayıp ve ekseriyetle ölüme sebep olur. Çoğu zaman anevrizmalar bir şikâyete sebebi olmazlar ve tesadüfi olarak farklı nedenlerle yapılan kontrollerde fark edilirler. Anevrizma erken teşhis edilirse kalıcı tedavi mümkün olmaktadır. Anevrizmaların klasik tedavi tekniği Aort damarı ameliyatları ile genişlemiş damar kısmının yapay bir damarla değiştirilmesi şeklindedir. Daha az rahatsızlık verebilecek başka bir tedavi tipi ise bazı özel kateterler sayesinde damar içine girilip, anevrizmanın bulunduğu damar alanına içerden suni damarın yerleştirilmesi işlemidir.
Anevrizma nedeniyle ölüm, genel nedenler arasında on üçüncü sıradadır.
Anevrizma için özellikle bazıları daha da fazla risk altında bulunur. Bu kişiler;
- 60 yaş üstü kişiler,
- Aile veya akrabalarında anevrizması bulunanlar,
- Sigara kullanıcıları,
- Bacak damar hastalığı bulunalar,
- Yüksek tansiyonu olanlar,
Yaş ilerledikçe anevrizma tehlikesi daha da artar. Anevrizma özellikle erkelerde daha çok görülür.
Anevrizma Nedeni
Anevrizmanın nedeni tam manasıyla anlaşılmış değildir. Bu sebeple Aort damarı ameliyatları için karar vermek zordur. Ancak damar duvarı içerisindeki kan basıncına dayanmasına yarayan kollagen ile elastin adlı proteinlerin türlü nedenlerle yıpranmaları anevrizmanın en belirgin özelliğidir. Yani anevrizmalarda bir tür damar duvarı zayıflaması ve ardından içerde ki basınca dayanamayarak genişlemesi mevzubahistir. Bu durum genellikle ateroskleroz denilen damar sertliğiyle beraberdir.
Anevrizma Belirtileri
Genelde anevrizmalar şikâyete neden olmazlar. Bazen karnın orta hattında her kalp atışıyla şişip inen bir kitle hastalar tarafından fark edilebilir. Anevrizma sebebiyle gelişen bel ağrıları, karın veya sırt ağrıları yaşlılık sebebi sayılır.
Ancak peşi sıra birkaç gün süren ve özellikle hipertansiyon beraberinde olan karın, sırt ve bel ağrısı anevrizmayı akla getirmelidir. Buna ek olarak anevrizma patlaması manasına gelen rüptürde ki şikayetler tamamıyla başkadır.
Rüptür ansızın bir iç kanamaya sebep olup genelde ölüme yol açarlar. Önceden anevrizması olduğu bilinen veya bilinmeyen kişiler ani gelişen şiddetli bel ve karın ağrılarıyla birlikte bayılma, yüksek tansiyon veya düşüklüğü durumlarında rüptür akıllara gelmeli ve derhal Aort damarı ameliyatları işlemleri için hastaneye gelinmelidir.
Anevrizma Tanısı
Anevrizma erkenden teşhis edilirse tam tedavisi olmaktadır. Fakat ekseriyetle anevrizmalar çok fazla şikâyete sebep olmadıkları için çoğu zaman yapılan kontrollerde rastgele saptanırlar. Anevrizmaların ciddi bir kısmı doktor kontrolüyle ortaya çıkabilir. Fakat anevrizma tanısı koyarken en klasik yöntem ultrasonografi yöntemidir. Ultrason anevrizma tanılarında basit, çabuk, az maliyetli ve güvenilir bir tekniktir. Ultrasonografi ayrıca toplumda anevrizmalar için çok iyi bir tarama aracıdır. Altmış beş yaş üzerindeki bütün erkeklerin yaşamları boyunca minimum bir defa ultrasonola anevrizma yönünden değerlendirilmeye alınmaları lüzumludur.
Anevrizma tanısında özellikle tedavi planlanırken farklı tekniklerde kullanılıyor. Bunlar arasında bilgisayar destekli tomografi, manyetik rezonanslı görüntüleme ve anjiografi olmaktadır.
Bu yöntemler ile anevrizmanın büyüklük derecesi (iyileştirme planının en mühim unsurudur), hangi kısımda olduğu ve hangi organlarla bağlantılı olduğu saptanır. Anjiografi cerrahi girişimi planlamak için genelde gerekmez, ama endovasküler anevrizma tedavisinin planlaması yapılırken çektirilmesi uygun olur.
Anevrizma Tedavisi
Anevrizmanın varlığı her daim Aort damarı ameliyatları uygulanması gerektiği anlamı taşımaz. Ameliyatın kararı anevrizman çapı ve hastaların şikayetlerine göre alınmaktadır. Anevrizmanın boyutu tedavinin zamanlamasını belirlemekte olan en önemli unsur olup, anevrizma büyüdükçe rüptür tehlikesi artar. Bu sebeple 5.5 cm'den küçük anevrizmaya sahip olup şikâyeti olmayan hastalar için ameliyat gerekli değilken, anevrizmanın en büyüğü 5.5 cm'i aştığında artık ameliyat gerekir. Daha küçük anevrizmalar ağrı yaparsa veya arayla yapılacak olan ölçümlerde anevrizma hızla büyümekteyse ameliyat gerekecektir.
Bu sebeple 5-5.5 cm'den daha küçük ve şikâyet yaratmayan anevrizması olan hastalar 6 ayda bir ultrason veya bilgisayarlı tomografiyle anevrizmalarının çapları ölçülerek takibe alınırlar. Takip boyunca sigarayı bırakmış olmaları ve yüksek tansiyonun aşağı çekilmesi anevrizmanın büyümesini düşürür.
Anevrizma klasik cerrahi yöntemi ameliyatla genişlemiş damar kısmının yapay bir damar ile değiştirilmesi şeklindedir. Bu teknik yaklaşık elli senedir kullanılmakta olup, güvenlikli ve kalıcı sonuçlar meydana getirmektedir. Aort damarı ameliyatları genel anestezi altında sonra bölgesinden büyük bir kesi açılarak gerçekleşir ve bir sorun olmadığı zaman hastalar ameliyat sonrası 6-10 gün içinde taburcu olurlar. Hastaların normal hayata dönmeleri bir/iki ay sürebiliyor. Bu teknik anevrizmayı tamamıyla tedavi edebilen bir tekniktir. Fakat büyük bir ameliyat olması sebebiyle ameliyat nedeniyle ölüm riski ortalama %5 olmaktadır.
Daha az rahatsızlık yapabilecek başka bir Aort damarı ameliyatları tedavi biçimi ise özel bazı kateterler yardımıyla damar içine girerek, anevrizmanın bulunduğu damar kısmına içerden yapay damarın yerleştirilmesi işlemidir. Damar içerisinden anevrizma onarımı diye bilinen bu tekniğin yaklaşık on senelik bir geçmişi vardır. Bu teknikte karın bölgesi kesilmeyip, yalnızca kasıklardan yapılan ufak kesikler yardımıyla röntgen sayesinde işlem gerçekleştirilebilir.
Anevrizmanın olduğu yere taşınan yapay damar şişirilip dikiş yerine iç kısımdan özel kancalar ile sabitlenmektedir. Hasta işlemin ardından hastanede bir iki gün yatarak taburcu edilir. Bu teknik anevrizmalı hastaların sadece bir kısmı için uygun olmaktadır. Anevrizmanın içine yapay damar yerleştirilmesinin ardından anevrizma büyümesi sürebilir üstelik rüptüre olabilir. Bu sebeple hastaların işlem sonrasında aralıklı biçimde bilgisayarlı tomografi ya da renkli Doppler ultrason ile takibi şarttır. Bu bakımdan bu teknik açık Aort damarı ameliyatları aksine anevrizmayı her daim kalıcı olarak tedavi etmemektedir.
Aort Diseksiyonu
Aort duvarının üç ana katmanı bulunmaktadır. Aortanın iç katmanının yırtılıp kanın orta kısma geçmesine ve burada yeni lümen oluşturmasına aort diseksiyonu denir. Genelde yaşlı insanlarda görülmektedir. Yeni ortaya çıkmış aort diseksiyonu acildir ve yaşamı tehdit eden bir hadisedir. Aortanın dış katmanının da yırtılıp patlaması olasılığı bulunur. Hastaların yüzde ellisi ilk kırk sekiz saat içinde ölür. Daha sonraki her saatte ölüm riski yüzde bir oranında artar. Tıbbi tedaviyle hastaların %59’u kaybedilir. Aortanın patlaması durumunda hayatta kalma olasılığı azalmaktadır. Bentall prosedürüyle yapay aort kapağı ve suni damar kullanılmak şartıyla,
Asendan aort anevrizma
Cabrol prosedürüyle asendan suni aort kapağı ve suni damar kullanılması şartıyla yerleşimlerine göre aort diseksiyonu tipleri web sayfamızdan incelenebilir.
Aort damarı ameliyatları akciğer makinesi kullanılarak hastanın vücut sıcaklığı 19 dereceye kadar soğutulmuş ve 30 dk boyunca dolaşım tamamen kesilmektedir.
Suni Damarla Aort Diseksiyonu Tamiri
Bu tip ameliyatlarda kalp akciğer makinesi kullanıp hastaların vücut ısıları On dokuz dereceye kadar soğutulmakta ve ameliyat bitinceye dek dolaşım tamamen durdurulabilmektedir. Endovasküler tedavi yöntemindeyse hastalarımız birkaç gün içerisinde hastanemizden taburcu olabiliyor ve sonrasında yaklaşık bir hafta içinde normal yaşamlarına dönebiliyorlar. Aort anevrizmasının karında iç organlara uzandığı hallerdeyse iç organlara giden damarlara baypas yapılarak gene içten endovasküler greft kullanılıp bu anevrizmayı devre dışı bırakma şansına sahip olunmaktadır.