Astım hastalığı hava yollarında daralma ve iç duvarlarında enflamasyon (iltihab) ile seyreden, dalgalı seyir gösteren, zaman-zaman kendini belli edip (alevlenmeler), zaman-zaman sessiz kalan kronik bir akciğer hastalığıdır.
Maruz kaldığımız allerjenler, kimyasallar, ilaçlar, koku-duman gibi irritanlar, stress veya enfeksiyonlar ile tetiklenerek hava yollarındaki enflamasyonun alevlenmesi ve buna ikincil olarak da hava yollarının duvarındaki kas tabakasının kasılması sonucu hava yollarında geri dönebilen daralma gerçekleşir.
Hastalık nefes darlığı, öksürük, hırıltılı solunum, göğüste ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir.
Nefes darlığı tekrarlayan, günün farklı saatlerinde değişken şiddette ortaya çıkan ve kaybolan karakterdedir.
Öksürük ana semptomdur, astımlı hastalarımızın çok büyük yüzdesinde görülür ve çoğunlukla ataklar halinde, 2-3 dk süren, sabahları veya akşam saatlerinde ortaya çıkan, sıklıkla uykudan uyandıran niteliktedir.
Hırıltılı solunum nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı/hışıltı/ıslık sesidir, kedi gibi mırlama , kuş gibi ötme diye tarif eder hastalarımız.
Göğüs ağrısı göğüste ağırlık , baskı tarzındadır çoğunlukla.
Astım Ne Sıklıkta Görülmektedir?
Dünyada yaklaşık 300 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık her 13 erişkinden biri ve her 8 çocuktan biri tanı almış astım hastasıdır. Astımın görülme sıklığı yıllar içinde giderek artmaktadır, özellikle Covid enfeksiyonu sonrası astım semptomları ile başvuran, astım hastalığı tetiklenmiş ve ortaya çıkmış) çok sayıda hasta var, bu sıklık göstericileri zaman ile çok yükselecek gibi duruyor.
Astım İçin Risk Faktörleri Nelerdir?
İki grup risk faktörü mevcuttur. Kişisel (genetik, cinsiyet, obezite) ve çevresel faktörler. Özetle Astım çoğunlukla genetik geçişlidir ancak çevresel faktörlerin etkisi ile (enfeksiyon, sigara, hava kirliliği, stres düzeyinin artması, beslenme vs ) farklı kişilerde farklı yaşlarda ortaya çıkabilir.
Astım Tanısı Nasıl Koyulur?
Astım tanısı az önce bahsi geçen şikayetleri olan hastalarda detaylı sorgulama, uygun hastalarda bakılan kan tahlili (alerji hücre veya antikor düzeyi) ve yapılan ilaçlı solunum fonksiyon testi ile konur.
Astım Atağı Nedir?
Astım atağı, astımlı bir hastada aniden veya kısa süre içerisinde semptomların şiddetlenmesi demektir, bazı hastaların oksijen düzeyini düşürecek kadar şiddetli olabilir. Bu durum en kısa sürede düzeltilmesi gerekir, acil durumdur, düzeltilmez ise hayatı tehlike arz edebilir.
Astım Tedavi Edilebilir mi?
Burada amaç hastalığın kontrol altına alınması ve sağlanan bu durumun idame ettirilmesidir. Bununla biz hekimler hastaların hayat kalitesini iyileştirmeyi ve gelecek risklerin- hastaneye başvuru ve yatış sayısı, yoğun bakım yatış sayısı ve ölüm oranlarının azaltılmasını hedefliyoruz.
Uygun ilaç tedavisi ile astım hastalarımız günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım tedavisi 5 basamaklıdır. Bu basamağı hastanın ihtiyacına göre göğüs hastalıkları uzmanı belirler ve zamanla basamak inme ve çıkma yapılabilir. Ancak ilk basamaktan itibaren tedavi nefes ilacı ile başlar ve içeriğinde kortizon olması elzemdir (havayollarındaki enflamasyonu baskılayan ana ilaç ) bu ilaçlar çoğunlukla çok güvenlidirler, kana çok düşük yüzdede karışarak yok denecek kadar az yan etki yaparlar. Ayrıca astım ilaçları alışkanlık- bağımlılık yapmazlar, tam tersi düzenli kullanıldığında enflamasyon söndüğünden ötürü zamanla hastanın ihtiyacı azalır ve basamak inilir.
Astım Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
İnhaler tekniği : Çok önemli bir detay. Hastalarımıza inhaler ilaç başlamadan önce mutlaka ilaç kullanımı sözel, uygulamalı ve yazılı bir şekilde anlatılmalı. İlaç yanlış teknikle kullanılır ise hasta ilacı akciğerlerine ulaştıramaz ve ilaçtan fayda göremez.
Korunma : En başta gelen adım bu olmalı. Tetikleyicilerden korunmaz ise tedavi basamağını yükseltsek de hastalığın kontrolü çok güç olur (akına karşı yüzeriz). Astım hastalığının büyük yüzdesi alerjiktir. Bu nedenle Astım tanısı alan hastaya alerji testi (tercihen deri prick testi) yapılmalı, alerjenler belirlenmeli ve ondan uzak durulmalı. Bazen çok basit bir değişiklik ile ( mesela koyun yünü alerjisi + ise yastık yorgan değiştirmek gibi) hayat kalitesini çok artıra, istenen kontrol düzeyine kolaylık ile ulaşabiliriz.
Eğitim ve kriz yönetimi: Hastalarımıza sıkıştığında kendilerini nasıl kontrol altına alabilecekleri konusunda küçük bir eğitim verilmeli ve mümkünse doktoruna ulaşabilir olmalı. Kriz anında kendisi kontrol sağlayabilir ise ne ala sağlayamaz ise doktoru ile iletişime geçmeli (mümkünse) ve doktordan uzaktan yardım almalı (telemedicine-pandemi ile beraber çok gündeme gelen çok sayıda üzerinde araştırma yapılan konu, bakanlık da yaklaşık 1 ay önce yönetmelik yayınladı bununla ilgii). Uzaktan yardımın da yarar sağlayamayacağını kadar ciddi durumlarda poliklinik veya acil servise yönlendirilmeli.
Hastaya idame tedavide başlanan nefes ilacı doğru içerikte-hızlı başlangıçlı olan türünden seçilir ise hastalarımız sıkışınca da aynı ilacı kullanarak hem tedaviyi basitleştirerek (ilaç sayısını azaltarak) ilaç uyumunu artıran , hem de sıkıştığı sırada enflamasyonu da efektif şekilde baskıladıkları için genel kontrol çok daha yüksek başarı sağlanır. Biz buna KİT (kurtarıcı-idame tedavi) deriz.