Trombosit Nedir? Yüksekliği ve Düşüklüğü
Hematoloji

Trombosit Nedir? Yüksekliği ve Düşüklüğü

    Trombositler (kan pulcukları), kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol oynayan hücresel bileşenlerdir. İnsanların ve diğer omurgalıların dolaşım sisteminde bulunan bu hücreler, kanamayı durdurma ve yaralanmalar sonucu oluşan kanamaları kontrol etme sürecinde kritik bir rol oynarlar.

    Trombositlerin ana görevi, kan damarlarının iç yüzeyinin yaralandığında ve doku hasarı meydana geldiğinde pıhtılaşma sürecini başlatmaktır. Trombositler, yaralı bölgeye hızla hareket eder, bir araya gelir ve bir tür pıhtı oluştururlar. Bu pıhtı, kanamayı durdurarak yaranın iyileşmesine yardımcı olur.

    Trombosit Testi (PLT) Nedir?

    Trombosit Testi, kısaca PLT olarak da adlandırılan Platelet (Trombosit) Testi, bir kişinin kanındaki trombosit seviyesini ölçen bir tıbbi testtir.Test, bir kişinin trombosit seviyesini değerlendirmek ve kanamaya yatkınlığı veya pıhtılaşma sorunlarını belirlemek amacıyla kullanılır.

    Trombosit Testi sırasında, bir kan örneği alınır ve laboratuvar ortamında incelenir. Bu örnek, kişinin trombosit sayısını belirlemek için otomatik analizörler kullanılarak sayılır. Sonuçlar, "trombosit sayısı" olarak ifade edilir ve bir litre kan içinde bulunan trombosit sayısını belirtir.

    Trombosit (PLT) Testi Hangi Hastalıkların Tanısı İçin Uygulanır?

    Trombosit Testi, birçok farklı tıbbi durumun tanısında ve izlenmesinde kullanılır. İşte trombosit testinin tanı ve değerlendirmesi için uygulandığı bazı hastalıklar ve durumlar:

    • • Trombositopeni: Trombosit sayısının normalden düşük olması durumudur. Bu durum, kanamaya yatkınlığa yol açabilir ve bazı hastalıkların belirtisi olabilir. Örneğin, kemik iliği hastalıkları, bazı enfeksiyonlar, kemoterapi veya radyoterapi gibi tedaviler trombositopeniye neden olabilir.
    • • Trombositoz: Trombosit sayısının normalden yüksek olması durumudur. Bu durumda, aşırı pıhtı oluşumu riski artabilir. Trombositozun nedeni genellikle birincil (esas olarak kemik iliği kaynaklı) veya ikincil (başka bir durumun sonucu) olabilir.
    • • Trombotik Olaylar: Yüksek trombosit sayıları trombotik olayların (pıhtı oluşumu) riskini artırabilir. Bu olaylar, derin ven trombozu, pulmoner emboli, inme ve kalp krizi gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
    • • Hemorajik Bozukluklar: Trombosit sayısının düşük olması, kanamanın normalden daha uzun süre devam etmesine neden olabilir. Bu, kanama bozuklukları veya bazı genetik koagülasyon faktörlerinin eksikliği durumlarında gözlenebilir.
    • • Kemik İliği Hastalıkları: Trombosit testi, kemik iliği hastalıklarının tanısında da kullanılır. Örneğin, miyelodisplastik sendrom (MDS) gibi durumlar trombosit düzeylerini etkileyebilir.

    • Romatolojik Hastalıklar: Bazı romatolojik hastalıklar, örneğin, sistemik lupus eritematozus (SLE) gibi otoimmün hastalıklar trombosit düzeylerini etkileyebilir.

    • İlaç Etkileşimleri: Bazı ilaçlar, trombosit sayısını etkileyebilir. Özellikle kemoterapi ilaçları, bazı antibiyotikler ve ağrı kesiciler bu etkilere neden olabilir.

    Trombosit (PLT) Normal Değer Aralıkları Nedir?

    Trombosit normal değer aralıkları laboratuvar ve sağlık kuruluşlarına göre değişebilir, ancak genel olarak kabul edilen normal trombosit sayısı aralığı yaklaşık olarak 150,000 ile 450,000 trombosit/mikrolitre (μL) arasındadır. Bu değerler sağlıklı bireyler için genellikle geçerli olan standart aralıklardır.

    Trombosit (PLT) Düşüklüğü Ne Anlama Gelir?

    Trombosit düşüklüğü, "trombositopeni" olarak adlandırılır ve kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol oynayan trombositlerin normalden düşük seviyelerde bulunduğu bir durumu ifade eder. Trombositopeni, çeşitli sağlık sorunlarına veya faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Trombosit düşüklüğü olan kişilerde kanın normalden daha zor pıhtılaşması nedeniyle kanamaya yatkınlığı artar.

    Trombosit Düşüklüğünün Sebepleri

    Trombosit düşüklüğü, yani trombositopeni, farklı nedenlerden kaynaklanabilir. İşte düşüklüğün yaygın nedenlerinden bazıları:

    • • Kemik İliği Sorunları: Kemik iliği, trombositlerin üretildiği yerdir. Kemik iliği sorunları, trombosit üretimini doğrudan etkiler. Miyelodisplastik sendrom gibi hastalıklar, kemik iliği hücrelerinin normal olmayan şekillerde üretildiği durumlar trombosit düşüklüğüne yol açabilir.
    • • İlaç Yan Etkileri: Bazı ilaçlar, kemik iliği üzerinde olumsuz etkiler yaratarak trombosit üretimini azaltabilir. Özellikle kemoterapi ilaçları bu etkilere neden olabilir.
    • • Otoimmün Hastalıklar: Bağışıklık sistemi, yanlışlıkla kendi trombositlere saldırabilir. Bu, immün trombositopenik purpura (ITP) gibi hastalıklara yol açabilir.
    • • Enfeksiyonlar: Viral veya bakteriyel enfeksiyonlar, trombositlerin üretimini etkileyebilir veya yıkımını hızlandırabilir.
    • • Trombotik Mikroanjiyopati: Bu hastalık, küçük kan damarlarında pıhtıların oluştuğu bir durumdur ve trombosit düşüklüğüne yol açabilir.
    • • Aplastik Anemi: Kemik iliğinin hücre üretim kapasitesinin düştüğü bu durum, trombosit düşüklüğüne neden olabilir.
    • • Genetik Hastalıklar: Nadir görülen bazı genetik hastalıklar, trombosit üretimini veya fonksiyonunu etkileyebilir.
    • • Yetersiz Beslenme: B12 vitamini veya folik asit gibi önemli besin maddelerinin eksikliği, kemik iliğinin sağlıklı hücre üretimini etkileyebilir.
    • • Kan Kanserleri: Lenfoma, lösemi gibi kan kanserleri trombosit düşüklüğüne neden olabilir.

    • Kanser Metastazı: Kanser hücreleri kemik iliğine yayılabilir ve trombosit üretimini engelleyebilir.

    • Hemolitik Üremik Sendrom: Bu nadir hastalık, trombosit düşüklüğüne ve böbrek sorunlarına yol açabilir.

    Trombosit Düşüklüğü ( Trombositopeni ) Belirtileri

    Trombosit düşüklüğü (trombositopeni) durumunda, kanın normalden daha az trombosit içermesi nedeniyle kanın pıhtılaşması zorlaşır. Bu durum, kanama eğilimini artırabilir. Trombosit düşüklüğünün belirtileri ve semptomları, trombosit sayısının ne kadar düşük olduğuna ve kanama riskine bağlı olarak değişebilir. İşte trombosit düşüklüğünün olası belirtileri:

    • • Ciltte Morluk ve Kanama: Küçük bir darbe veya sürtünme sonrası bile ciltte morluklar (morarma) veya kanamalar görülebilir. Ayrıca burun kanaması, diş eti kanaması gibi kanamalar sıklaşabilir.
    • • Peteşiler: Vücudun farklı bölgelerinde küçük, kırmızı veya mor noktalar olarak ortaya çıkan peteşiler görülebilir. Bu peteşiler, cilt altında küçük kanamaların bir sonucu olarak oluşur.
    • • Ağır Adet Kanamaları: Kadınlarda trombosit düşüklüğü, aşırı ve uzun süren adet kanamalarına neden olabilir.
    • • Cilt Altı Kanamaları: Deri altında kan birikmesi sonucu şişlikler veya yumrular (hematomlar) oluşabilir.
    • • Ağız İçi Kanamalar: Diş etleri veya ağız içi dokularından kaynaklanan kanamalar, trombosit düşüklüğü durumunda artabilir.
    • • Ciddi Kanama: Nadir durumlarda, iç kanamalar (sindirim sistemi, üriner sistem vb.) veya ciddi kanamalar (beyin, akciğerler) gibi hayati tehlike oluşturan durumlar ortaya çıkabilir.
    • • Zihinsel Durum Değişiklikleri: Ciddi trombosit düşüklüğü durumunda beyin içi kanamalar oluşabilir ve bu da baş ağrısı, sersemlik, zihinsel durum değişiklikleri gibi semptomlara neden olabilir.

    • Göz Altı Kanamaları: Göz altında morluklar veya kanamalar meydana gelebilir.

    • Kanlı İdrar veya Dışkılama: İdrar veya dışkılama sırasında kan görülebilir.

    Trombosit Yüksekliği Ne Anlama Gelir?

    Trombosit yüksekliği, "trombositoz" olarak adlandırılır ve kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol oynayan trombositlerin normalden yüksek seviyelerde bulunduğu bir durumu ifade eder. Trombositoz durumunda, vücutta aşırı trombosit üretimi veya yıkım dengesizliği sonucu trombosit seviyeleri artar.

    Trombositozun nedenleri farklı olabilir ve iki ana türü vardır:

    • Primer Trombositoz (Esansiyel Trombositoz)

    • Sekonder (İkincil) Trombositoz

    Trombosit Yüksekliğinin Sebepleri

    Trombositoz durumu genellikle iki ana türde gelir: primer (esas) trombositoz ve sekonder (ikincil) trombositoz. İşte trombosit yüksekliğinin yaygın nedenleri:

    Primer (Essansiyel) Trombositoz

    Bu tür trombositoz, genellikle kemik iliği hücrelerinin anormal bir şekilde üretildiği veya işlev gösterdiği bir durumdur. Altta yatan başka bir sağlık sorunu olmadan, kendine gelişebilir. Nedeni tam olarak anlaşılamamış olsa da genetik mutasyonların bu durumun altında yatan nedenlerden biri olduğu düşünülür.

    Sekonder (İkincil) Trombositoz

    Bu tür trombositoz, başka bir temel sağlık sorununun sonucu olarak ortaya çıkar. Örneğin, enfeksiyonlar, enflamasyonlar, demir eksikliği anemisi, kanser gibi durumlar ikincil trombositoza yol açabilir. Örneğin:

    • • Kronik Enflamasyon: Kronik enflamasyon, vücudun sürekli olarak iltihapla mücadele ettiği durumlar, trombosit sayısının artmasına neden olabilir.
    • • Demir Eksikliği Anemisi: Demir eksikliği anemisi, vücutta yeterli miktarda kırmızı kan hücresi üretilemediğinde görülür. Bu durum, vücutta daha fazla trombosit üretimine yol açabilir.
    • • Kanser: Bazı kanser türleri, özellikle kemik iliği veya lenfoid dokuyla ilgili kanserler, trombosit yüksekliğine yol açabilir.
    • • Hemolitik Anemi: Hemolitik anemi, kırmızı kan hücrelerinin anormal bir hızda parçalandığı bir durumdur. Bu, vücudun daha fazla trombosit üretmesine neden olabilir.
    • • Enfeksiyonlar: Bazı ciddi enfeksiyonlar, vücudun savunma mekanizmalarını harekete geçirir ve trombosit üretimini artırabilir.
    • • Dokulardan Gelen Sinyaller: Vücudun belirli bölgelerinde dokulardan gelen sinyaller, kemik iliğinin trombosit üretimini artırmasına neden olabilir.

    • Splenektomi (Dalak Ameliyatı): Dalak, trombositlerin bir kısmını depolar. Eğer dalak ameliyatla çıkarılmışsa, trombosit seviyeleri artabilir.

    • Kanamalar: Ciddi kanamalar, vücutta daha fazla trombosit üretimine neden olabilir.

    • Yüksek Rakımlar: Yüksek rakımlarda yaşayan kişilerde yüksek trombosit seviyeleri daha yaygın olabilir.

    Trombosit (PLT) Yüksekliği Belirtileri

    Trombosit yüksekliği (trombositoz) durumunda, kan pıhtılaşmasını artar ve potansiyel olarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Trombositozun belirtileri genellikle hafiftir veya belirgin değildir, ancak yüksek trombosit seviyeleri pıhtı oluşumu riskini arttırdığı için, pıhtı dolayısıyla belirtiler görünebilir. İşte trombositozun olası belirtileri:

    • • Tromboz (Pıhtı Oluşumu): Yüksek trombosit seviyeleri, kanın pıhtılaşma eğilimini artırabilir ve tromboz riskini yükseltebilir. Tromboz, kan damarlarında pıhtıların oluştuğu durumdur. Bu, derin ven trombozu (bacak damarlarında pıhtı oluşumu), pulmoner emboli (akciğer damarlarında pıhtı), inme veya kalp krizi gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
    • • Cilt Değişiklikleri: Yüksek trombosit seviyeleri nedeniyle ciltte kızarıklık, ciltte kaşıntı veya ciltte morluklar (morarmalar) gibi değişiklikler gözlenebilir.
    • • Baş Ağrısı ve Baş Dönmesi: Kanın daha kolay pıhtılaşması nedeniyle, beyin damarlarında pıhtı oluşma riski artabilir, bu da baş ağrısı, baş dönmesi veya hafif bulanık görme gibi semptomlara neden olabilir.
    • • Bulantı ve Kusma: Yüksek trombosit seviyeleri, kanın daha yüksek pıhtılaşma eğilimi nedeniyle bazı insanlarda bulantı ve kusma gibi semptomlara yol açabilir.
    • • Halsizlik ve Yorgunluk: Yüksek trombosit seviyeleri, kanın daha kalın olması nedeniyle dolaşımın daha zor olmasına ve halsizlik, yorgunluk gibi semptomlara neden olabilir.
    • • El ve Ayaklarda Ağrı veya Uyuşma: Yüksek trombosit seviyeleri nedeniyle kan dolaşımı etkilenebilir, bu da el ve ayaklarda ağrı, uyuşma veya karıncalanma gibi semptomlara yol açabilir.

    • Aşırı Terleme: Yüksek trombosit seviyeleri bazı kişilerde aşırı terleme gibi semptomlara neden olabilir.

    • Göz Problemleri: Yüksek trombosit seviyeleri nedeniyle gözlerde değişiklikler, özellikle gözde kan damarlarının etkilenmesi nedeniyle görülebilir.

    Trombosit Yüksekliği ve Düşüklüğünde Ne Yapılır?

    Trombosit yüksekliği (trombositoz) veya düşüklüğü (trombositopeni) tespit edildiğinde, bu durumların altında yatan nedenleri belirlemek ve uygun tedaviyi başlatmak önemlidir. Her iki durumda da, bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilme ve takip gerekmektedir. İşte trombosit yüksekliği ve düşüklüğünde yapılabilecekler:

    Trombosit Yüksekliği (Trombositoz) Durumunda

    • Nedenin Belirlenmesi: Trombositozun nedenini belirlemek için doktorunuz, tıbbi geçmişinizi, semptomlarınızı ve laboratuvar test sonuçlarınızı değerlendirecektir. Altta yatan hastalığın tespiti için gereken tetkikler yapılabilir.

    • Tedavi: Trombositozun altında yatan nedenlere bağlı olarak tedavi yaklaşımı farklılık gösterebilir. Örneğin, primer trombositoz genellikle semptomları hafifse ve düşük riskliyse sadece takip gerektirebilir. İkincil trombositozun nedeni ise temel sağlık sorununun tedavisini gerektirir. Özellikle kan pıhtılaşmasını engellemek için kan inceltici ilaçlar (antikoagülanlar) kullanılabilir.

    • Risk Faktörlerinin Kontrolü: Pıhtı oluşumu riskini azaltmak için yaşam tarzınızı gözden geçirerek sigara içmeyi bırakma, düzenli egzersiz yapma, sağlıklı beslenme ve uygun kiloyu koruma gibi adımlar atabilirsiniz.

    Trombosit Düşüklüğü (Trombositopeni) Durumunda

    • Nedenin Belirlenmesi: Trombositopeninin altında yatan nedenleri belirlemek için doktorunuz, tıbbi geçmişinizi, semptomlarınızı ve laboratuvar test sonuçlarınızı değerlendirecektir. Altta yatan hastalık veya durum tespit edilerek tedavi planı oluşturulur.

    • Tedavi: Trombositopeninin nedenine bağlı olarak tedavi planı değişebilir. Eğer altta yatan neden bir enfeksiyon veya ilaç yan etkisi ise, tedavi bu nedenin ortadan kaldırılmasıyla başlayabilir. Daha ciddi durumlarda, trombosit transfüzyonları veya ilaç tedavisi gerekir.

    • Kanama Riskini Azaltma: Trombosit düşüklüğü nedeniyle kanama riski artabilir. Bu nedenle, kesici nesnelerden veya darbelere karşı dikkatli olmanız, ağız bakımına özen göstermeniz, nazal kanamaları önlemek için burun içi nemlendiriciler kullanmanız önemlidir.

    Unutmayın ki, trombosit yüksekliği veya düşüklüğü tıbbi bir uzman tarafından değerlendirilmeli ve yönetilmelidir.

    Trombosit (PLT) Bağışı Nedir? Şartları Nelerdir?

    Trombosit bağışı, trombosit adı verilen kan hücrelerinin bağışçıdan alınarak hastalara transfüzyon yapılması için kullanıldığı bir tıbbi prosedürdür. Bazı sağlık durumları veya tedaviler sonucunda trombosit sayısı düşebilir, bu nedenle trombosit bağışları, bu hastalara yardımcı olmak amacıyla yapılır.

    Trombosit bağışı, genellikle aferesiz (otomatik ayırma) yöntemi ile gerçekleştirilir. Bu yöntemde, bağışçıdan alınan kan alınan özel bir cihaz yardımıyla kan bileşenlerine ayrılır ve sadece trombositler ayrılarak toplanır. Geri kalan kan bileşenleri ise donörün vücuduna geri verilir. Bu yöntem sayesinde daha fazla trombosit elde edilebilir.

    Trombosit bağışı için belirli şartlar ve kriterler vardır:

    • Kan Verme Koşulları: Trombosit bağışı yapabilmek için genellikle standart kan bağışı koşullarını karşılamanız gerekmektedir. Bu koşullar arasında yaş sınırları, kilo sınırları, genel sağlık durumu gibi faktörler bulunur.

    • Trombosit Seviyeleri: Trombosit bağışçısı olabilmek için normal trombosit seviyelerine sahip olmanız gerekmektedir. Aksi takdirde, trombosit bağışı yapmak daha zor olabilir.

    • Bağış Aralığı: Trombosit bağışları, arasında belirli bir süre beklemek gerekir.

    • Ayrıntılı Bilgi: Trombosit bağışı hakkında daha fazla bilgi almak ve bağış yapabilmek için yerel kan bağışı merkezleri veya hastanelerle iletişime geçmelisiniz.

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 22.08.2023 tarihinde onaylandı.

    İletişim Formu

    Aynur UğurBİLGİN
    Hematoloji

    Prof. Dr.

    Aynur Uğur BİLGİN

    Koru Ankara Hastanesi