Pozitron emisyon tomografi (PET-CT) teknolojisi, bilgisayarlı tomografi (CT) ile birleştirilmiş ve kanser gibi teşhisi çok zor olan birçok hastalığa tanısını koymada yardımcı olan son derece önemli bir tıbbi görüntüleme cihazı olarak bilinmektedir. PET-CT cihazı özellikle onkoloji, kardiyoloji ve nöroloji tıp alanlarında kullanılmaktadır. Kanser hastalıklarının yanı sıra nedeni bulunamayan ateşlenme, halk arasında bilinen tabiriyle; “teşhis koyulmasında kararsız kalınan rahatsızlıkların” tanısını koymada, enfeksiyon sebeplerinin bulunması, kalp hastalarında canlı dokunun tespit edilmesi sonucu ile Alzheimer ve türevlerinden olan Demansın kesin ayrımı ve özellikle onkoloji alanında; akciğer kanserleri, lenfoma, malign melanoma, baş ve boyun tümörleri, meme kanseri, kolorektal kanser, özofagus ve mide tümörleri, jinekolojik kanserler, mezotelyoma, primer kemik tümörleri gibi çok ciddi olan hastalıkların tanı, tedavi, tedaviye yanıt gibi birçok faydası bulunmaktadır. Özellikle kanserin ilk evrelerindeki erken teşhisi ve doğru tedavi planlaması çıkarılması için tüm gerekli aşamalar PET-CT cihazı sayesinde artık tahmin edildiğinden daha kolaydır.
Tıbbi görüntülemede yaptığı doğru tespitleri ile çığır açarak 2000 yılında TIME dergisi tarafından tıpta yüzyılın buluşu olarak gösterilmiştir. PET, vücudumuzdaki fiziksel aşamaların üç boyutlu bir görünümünü ortaya koymaktadır ve tıp camiasında oldukça etkin olarak kullanılan bir nükleer tıp yöntemi olmaktadır. PET cihazı ilk zamanlarda tek başına kullanılıyorken daha sonra CT ile birleştirilmesi sonucu ile anatomik ve fizyolojik olan bilginin tek seferde elde edilmesine olanak sağlamış ve doğruluk payını da arttırmıştır. Şimdi PET-CT cihazının uygulama alanlarını, fayda, zarar sağlayan yönlerini sizler için daha açık bir şekilde detaylı olarak ele alacağız.
PET-CT Uygulama Alanları Nelerdir?
PET-CT işleminin kardiyoloji, onkoloji ve nöroloji alanları içerisinde daha çok kullanılmaktadır. Kanser tedavisinde büyük bir başarı sağladığı ispat edilen PET-CT işlemi, hastalarda tanı ve tedavi yapılırken genellikle aşağıda belirtilen aşamalarda kullanılmaktadır;
- Onkolojide bir tümörün iyi huylu (benign) ya da kötü huylu (malign) olduğu hakkında bilgi vermektedir. Tüm vücut tek seferde incelendiği için kanserli hücre oluşmuş ve yayılmışsa tek seferde görülebilir.
- Nörolojide hastanın beyninde normalden farklılık gösteren bölgelerin belirlenmesi ve çağın tedavisi en zor olan hastalıklarından Alzheimer, Epilepsi, Parkinson ve Demans gibi nörolojik hastalıkların teşhisinde katkısı büyüktür.
- Kardiyolojide ise daha önce kalp krizi yaşamış olan kişilerde yeniden damarlama olarak bilinen işlemin öncesinde kalp kaslarının canlılığının yeniden saptanmasına yardımcı olmaktadır. Bu konuda diğer yöntemlere oranla PET-CT işlemi en güvenilir yöntem olarak uzman doktorlar tarafından kullanılmaktadır.
- Ayrıca uzman doktorun kanser şüphesi olarak gördüğü dokudaki metabolizmayı belirler.
- Çeşitli görüntüme yöntemlerine sahip olduğu için tespit edilen kitlelerin kanser metabolizması olup olmadığını gösterir. Kitlede PET-CT pozitif olarak görülmüş ise bu kitlede fazla miktarda glikoz olduğu ve kanser olma ihtimalini doğrular niteliktedir.
- Kanser şüphesi olan dokudan hastanın rahatsız olmayacağı şekilde ayarlanarak biyopsi alınmasına yardımcı olur. Çünkü kanserli doku kontrolsüz bir şekilde kendi içinde de hasar oluşturduğu için hasarlı bir parçadan alınan biyopsi örneği teşhis için yeterli hücreye sahip olmayabilir. PET-CT canlı hücrelerin olduğu ve yoğunlaştığı alanları göstererek biyopsi aşamasında kılavuzluk eder. Böylelikle tanıya en hızlı ve yakın yoldan ulaşması için uzman doktor ve ekibi için rehberdir.
PET-CT Diğer Yöntemlerden Farklı Kılan Özellikleri Nelerdir?
- Kanser evrelerinin değerlendirmesi: PET-CT yöntemi ile uzman doktor tarafından kanser tanısı konulduktan sonra ilk olarak hastalığın hangi evrede olduğu tespit edilemeye çalışılır. Bu tespit çalışması bugüne kadar yapılan çalışmalar temel alınarak gösteriliyor ki PET-CT teknolojisi büyük oranda başarı sağlamaktadır. Vücuda ilerleyerek yayılmış (metastaz) hastalığı olan hastalarda bölgesel tedaviler konusunda PET-CT mükemmel bir yönlendirici olmuştur.
- Tedavi yönteminin seçilmesi: ortalama her ün hastadan birinde PET-CT sonucuna göre tedavi şekli değişmektedir. Bazen ağır bir operasyona gerek kalmadan ilaç tedavisine geçilebilmektedir. Bazı hastalarda ise PET-CT sonucu gösterir ki kanserli doku yayılım göstermez ve ufak bir cerrahi operasyonla kanserli doku yerinden alınabilmektedir. Tüm bu seçenekler ve daha fazlası için PET-CT sonucu tedavi yönteminizi belirlemede en iyi cihazdır denilebilir.
- Kanser ilacının etkisinin saptanması: kanser ilaçları her vücuda yan etki gösterebilen ve kullanımına dikkat edilmesi gereken ilaçlardır. Hem uygun ilacın kullanılması hem de yan etkilerinin engellenmesi adına doğru doz ve kullanım süresi çok önemlidir. İlaç tedavisine başlandıktan sonra yani bir veya ikinci kür sonrasında PET-CT cihazı ile yapılacak bir değerlendirme ilacın hastalık üzerindeki etkinliği hakkında yardımcı olur. Böylelikle ilaç tedavisine devam da edilebilir ilaç değişikliğine de gidilebilir.
- Işınla tedavi planının yapılması: bazı hastalar için gerekli olan ışın tedavisi ile radyasyon verilecek olan canlı tümör hücresi alanları PET-CT ile haritalanır sonra doğru ve faydalı olacak tedavi yöntemlerinin şansı arttırılır. Bu yapılırken sağlıklı dokulara ışın verilmesinin önüne geçilmiş olur.
- Kendini tekrarlayan kanserli dokuların erken saptanması: hasta tedavi sürecini atlatıp belli bir süre geçtikten sonra kontrol amaçlı olarak bazen ultrason ve tomografi cihazları kullanılarak kendisini tekrarlayan kanserli doku olup olmadığı kontrol edilir. Bunun kontrolü ve oluşmuşsa hangi evrede olduğu PET-CT cihazlları ile saptanır.
PET-CT İşlemi Nasıl Yapılır?
PET-CT işlemi için en önemli kural, hastanın en az 6, en fazla 12 saat aç kalması gerekir. Tetkikten önceki gün ağır fiziksel hareketlerden ve egzersizlerden uzak durması da önemli olan bir başka kuraldır. Ayrıca diyabet (halk dilinde şeker hastalığı) olan hastalar PET/CT işlemi öncesinde diyetlerine daha çok dikkat etmelidir. Hatta uzmanlar bu hastaların işlemin bir gün öncesi çok düşük karbonhidratlı menüler tercih etmelerini söylemektedirler. Ancak bu hastaların, işlemin olacağı sabah insülin ya da oral anti diyabetik dışındaki ilaçlarını alabilmelerinde sakınca yoktur. Diyabetik hastalarda endojen glikoz, F18 olan Florodeoksiglikoz (FDG) ile kompetisyona girmesi sebebi ile görüntü kalitesi standart altında kalabilmektedir. Bu sebeple FDG enjeksiyonu öncesi işlemi yapacak olan hastanın kan şekerinin ölçülmesi ile başlanır.
Kan şekeri istenilen düzeyde (180 mg/dL üzeri kan şekeri sonuçlarında tetkik yapılamaz) ise damardan radyoaktif bir madde olan FDG enjekte edilir. Hasta mümkün olduğunca konuşmadan ve hareket etmeden bir saat bekletilir. Bekleme süresi bittikten sonra mesanesini boşaltması gereken hastanın tuvalet işlemi yapılır. Daha sonra hasta çekim odasına alınır ve PET-CT cihazı ile görüntü alınmaya başlar. Bu işlem, çekilecek bölgeye göre değişmekte olup ortalama 30 ila 25 dakika sürmektedir. bütün işlemler ise en fazla 45 dakika içerisinde bitmektedir. Çekim tamamlandıktan kısa bir süre içinde ek görüntü çekilip çekilmeyeceği doktora danışılır ve gerekmediği takdir de tetkik bitirilir. Tetkik sonunda hastaların bir şey yeme ve içmesinde ya da ilaçlarını kullanmasında hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Vücuda enjekte edilen ilacın etkisinin kaybolması için bolca sıvı tüketimi tavsiye edilir.
PET-CT İşlemi Esnasında Kullanılan Başka Maddeler Var Mıdır?
PET-CT işlemi yapılırken yapılan işleme göre kullanılan diğer maddeler ise şöyledir:
- Kemiklerin görüntülenmesi için F-18 NaF,
- Prostat kanserlerinin evreleri için Ga-68 PSMA,
- Nöroendoktrin tümörlerin araştırılmasında Ga68-DOTA-TATE,
- Bunların dışında bazen başka radyofarmasotik ilaçlar da kullanılabilir.
PET-CT İşlemi Sırasında Herhangi Bir Risk Teşkil Eder Mi?
Hastalar ve yakınları tarafından en çok merak edilen soru işlem sırasında kalıcı sorun veya sorunların oluşup olmadığıdır. PET-CT işlemi CT, MRG veya diğer nükleer tıp incelemeleri gibi uzmanlar kontrolünde yıllardır yapılan uygulamalardan biridir. Uygulama sırasında şu ana kadar bilinen bir sorun oluşmamıştır. Hastalar işlem öncesi ve işlem esnasında görüntülerinin doğru bir şekilde yorumlanması ve değerlendirilmesi için hastalıklarına ait dosyalarını, varsa daha önce çekilmiş filmlerini ve raporlarını mutlaka doktoruna göstermelidir. Vücuda enjekte edilen radyoaktif madde kısa ömürlü olup böbrekler yoluyla kısa sürede vücuttan atılabilmektedir. Uzman doktor tarafından tavsiye edilerek verilen radyasyon dozu birkaç akciğer grafiğinden fazla değildir ve ekstra güvenlik açısından verilen maddeler vücudunuzdan tamamen atılana kadar gözetim altında tutulursunuz. Bu süre 4 ila 6 saat arasında değişmektedir. Bu süre boyunca küçük çocuklar ve hamile kadınlar ile yakın temasta bulunmamanız doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir.
PET-CT Sonuçları Nasıl Değerlendirilir?
Bir radyolog ya da nükleer tıp alanında uzmanlık eğitimi almış bir hekim tarafından çıkan sonuçlar değerlendirilir. Değerlendirme sonuçları, hastanın daha önce yapılan testleri varsa bunlarla birleştirilir ve son olarak oluşturulan değerlendirme raporu direkt sizi sevk eden hekime gönderilir. PET-CT işlemi sonuçları bir günde çıkmaktadır ama bu durum hastanenin yoğunluğa göre değişebilir.
PET-CT teknolojisi hakkında daha fazla bilgi almak ve merak ettiğiniz diğer sorular için hastanemizdeki uzman ekiplerimizle iletişime geçebilir, kısa süreden randevu alabilirsiniz.