Mide Kanseri Tedavisi ve Belirtileri
Mide kanseri, midenin içini kaplayan normal işleyen hücreler kansere yol açabilecek bir dönüşüm geçirdiğinde ortaya çıkar. Dünya çapında teşhis edilen tüm hastalık vakalarının %10'unu oluşturan en yaygın kanser türlerinden biridir.
Türkiye'de hastalarda en sık saptanan ikinci kanserdir. Midenin dikkatli endoskopik muayenesinde abdominal ultrasonografi ve tomografi gibi görüntüleme prosedürleri teşhis için gereklidir çünkü bu kanserin geç bir aşamaya (gastroskopi) kadar ilerleyene kadar tespit edilmesi oldukça zordur.
Mide Kanseri Nedir?
Hücreler kontrolsüz bir şekilde ve anormal derecede hızlı çoğalmaya başladığında midede kanserli bir tümör gelişir. Mideyi üst karın bölgesinin ortasında, göğüs kafesinin hemen altında bulmak mümkündür.
Mide, kaslı bir kese ile çevrili bir organdır. Mide, yiyecekleri daha sonra kullanmak üzere saklamanın yanı sıra, çeşitli yiyecekleri parçalamaktan, sindirmekten ve tüketime hazırlamaktan sorumludur. Mide kanseri, midenin herhangi bir zarında gelişme potansiyeline sahiptir. Midenin birincil kısmı, en sık meydana gelen tespit yeridir.
Mide kanseri teşhisi konulduktan sonra, bir tedavi stratejisi oluşturmak için yapılması gereken ilk şey kanseri mide içinde bulmaktır. Bazı durumlarda, cerrahi tedavi ile kanserli dokuyu çıkarmak olan terapi prosedürlerinin ortak amacı, bazen başka terapötik amaçlarla tamamlanabilir.
Mide Kanseri Belirtileri
Erken evre midede oluşan kanser nadiren ağrıya neden olur. Hastalığın erken belirtileri hazımsızlık ve karın bölgesinde dolgunluk hissidir. Belirli et türleri için iştah kaybı, bu kanserin neden olabileceği belirtilerden biridir.
Bu kanserin ileri evresi, mide bulantısı, karın ağrısı ve kusma gibi çeşitli semptomlarla karakterizedir. Hastalığın sonraki aşamalarındaki kişilerin, daha önce tartışılan semptomlara ek olarak, yemeklerden sonra şişkinlik hissetmeleri ve kilo vermelerindeki değişiklikler daha olasıdır.
Bu kanserin erken bir aşamada keşfedilmesi, hastalığın semptomları ve mevcut tedavi seçenekleri hakkındaki bilgilerden yararlanmak için hayati önem taşımaktadır. Sindirim sisteminde ani değişiklikler veya midede rahatsızlık yaşayan hastalar en kısa sürede bir tıp uzmanına başvurmalıdır. Aşağıdakiler mide kanserinin birincil göstergeleridir:
- Geğirme, mide asidindeki artışın en yaygın semptomlarından biridir ve mide kanserinin en yaygın uyarı işaretlerinden biridir.
- Mide kanserini erken evrelerinde ararken göz ardı edilmemesi gereken bir gösterge midede dolgunluk hissidir.
- Hastalar yemeklerden sonra kendilerini daha tok hissettiklerini ve bundan kaynaklanan tokluğun artmasının toplam vücut ağırlığında bir düşüşe yol açtığını bildirirler.
- Bu kanserin erken teşhisi çok önemlidir ve hastalıkla birlikte görülen kanama ve yorgunluk belirtileri bunun önemli göstergeleridir. Anemi, sıklıkla bilindiği gibi, kalıcı kanamadan kaynaklanabilir. Ayrıca hasta kan kusabilir.
Bu kanserie yakalanan hastaların da genel popülasyondan daha yüksek kan pıhtılaşması riskine sahip oldukları gösterilmiştir. Bunun ani bir göğüs ağrısı veya rahatsızlık vakasıyla sonuçlanabileceği düşünülebilir. Bu kanserin semptomlarının ve mevcut tedavi seçeneklerinin uygun bir şekilde incelenmesi için acil tıbbi bakım gereklidir.
Hastalığın diğer belirtileri arasında hastalık ve yutma güçlüğü yer alır. Mide ağrısı bu sonuçlarla aynı zamanda ortaya çıkabilir. Midede belirli ağrılar, bu kanserin erken uyarı göstergelerinden biridir. İştahsızlık, kanlı dışkı, geniş karın ve genel vücut kütlesinde azalma, ileri seviyede olduğunun göstergeleridir.
Mide Kanseri Tanısı
Endoskopi, bu kansere yakalanan bir hastanın durumunu değerlendirmek ve hastalığın semptomlarını hafifletmek ve tedavi etmek için en etkili yönteme karar vermek için kullanılan bir işlemdir. Endoskopi, mide kanserinin erken uyarı belirtilerinin olduğu durumlarda araştırma yapmak için tercih edilen yöntemdir.
Bu uygulamada kamera kullanarak, tıp uzmanlarına hastalarının midelerini, yemek borusunu ve ince bağırsakların başlangıcını izleme yeteneği verilir. Yanlış ifade edilen alanlar varsa, kesin bir teşhis sağlamak için bir biyopsi yapılır.
Endoskopi, mide kanserinin hala tedavi edilebilirken daha erken bir aşamada teşhis edilmesini mümkün kılar. Tomografi ve kontrastlı radyografi, burada sunulana ek olarak kanserin tanı sürecinde kullanılabilecek diğer iki yöntemdir.
Bu kanserin teşhis etmek zordur çünkü hiçbir test size hastalığın ne kadar ilerlediğini veya vücudun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığını söyleyemez. Bu testler hastanın genel tedavisinde önemli bir rol oynar ve izlenecek en verimli tedavi sürecini belirlemek için gereklidir.
Bir hastanın bu kansere yakalandığını belirledikten sonra, tıp uzmanları hastanın durumunu değerlendirmek ve hastalığın kesin yerini ve genel kapsamını belirlemek için bilgisayarlı tomografi veya BT'yi kullanabilir. Bir laparoskop ve bir MRI kullanılarak yapılan testler, kanserin ciddiyetini belirlemek için birbiriyle bağlantılı olarak kullanılır.
Mide Kanseri Çeşitleri
Mide kanser teşhisi sürecinde birincil teşhisi ve spesifik kanser türü, uzman doktorun tedavi seçimini bildirir. Mide kanserinin nedenleri ve tedavileri üzerine yapılan araştırmalar sonucunda adenokarsinom kanseri hastalığın en sık görülen şekli olduğu belirlenmiştir. Mide kanserinin birçok formu şunlardır:
- Adenokarsinom tipi kanser, mide zarında gelişir ve en yaygın mide kanseri türlerinden biridir.
- Skuamöz hücreli karsinom olarak bilinen kanser, deri hücrelerine benzer hücrelerde gelişir ve mide zarını oluşturan bez hücrelerinin bir parçasıdır.
- Mide lenfoması oldukça nadir görülen bir mide kanseri türüdür.
- Mide ve ilgili bağ dokusu kanseri, gastrointestinal stromal tümörlerdir (GIST).
Nöroendokrin tümörler (NET'ler) endokrin sistemi etkiler ve kanserli olmayan veya kötü huylu olabilir. Bu sporadik kanser tipik olarak beyin sistemi veya hormon üreten organlar içinde genişleyen hücreler olarak kendini gösterir.
Mide Kanseri Tedavisi
Bu kanserin teşhisine ulaşmak için semptomlar ve teşhis teknikleri kullanılır; bu başarıldıktan sonra, mevcut mide kanserinin belirli türünü belirlemek için daha fazla araştırma yapılır. Tanıyı ilk koyan kanser uzmanı uygulanacak tedaviyi seçecektir.
Bu özellikle agresif kanser türü için her şeyi kapsayan tedavi gereklidir. Bu kansere yakalanan hastalar, tertemiz tesislerde uzmanların bakımını gerektirir. Hastalığın kaynağı olan tümörün çıkarılması, bu kanser türünün tedavi edilmesinin en önemli olduğu düşünülen yönüdür.
Bu kanserin erken teşhisi ve ardından en uygun cerrahi prosedürlerle tedavi edilmesiyle hastanın prognozunun önemli ölçüde iyileşmesi beklenir. Bu kanserin teşhisi konan hastalarda hastanın midesinin tamamının veya bir kısmının alınması gerekebilir.
Hastanın midesinin tamamının alınması gerekiyorsa, bağırsak üzerinde yeni bir mide oluşturulur ve işlem sonrasında hasta günlük hayatını sürdürebilir. Bu tedavileri yaptıracak hastalara ameliyat sonrası beslenme talimatı verilecektir. Mide çıkarıldıktan sonra hastalar radyasyon tedavisi görmeyi veya ilaç almayı seçebilirler.
Mide Kanseri Nasıl Önlenir?
Ne yazık ki, artık mide kanserinden korunmanın kusursuz bir yöntemi yok. Mide kanseri geliştirme şansını azaltmanın tek yolu önleyici tedbirler almaktır. İlk önce bir gastroenterolog görmemiş olan mide rahatsızlığı çekenler, antasitler ile kendi kendine ilaç almamalıdır. Mide kanserinin önlenmesi diyet değişiklikleri ile sağlanabilir.
Biri, daha yüksek oranda taze ürün ve daha az balık ve kuru tuzlu et porsiyonu olan bir diyete geçiyor. Şeker ve tuz alımını mümkün olduğunca azaltmak, daha yüksek lifli yemekler yiyerek başarılabilir. Mide kanseri risk faktörlerini en aza indiren faktörler arasında düzenli egzersiz yapmak ve aktif bir yaşam tarzı sürdürmek yer alır.
Sigara içenler bu kanseri geliştirme riski altındadır ve semptomları ve tedaviye yanıtları daha şiddetli olabilir. Bu kanseri geliştirme şansı, sigarayı azaltarak veya sigarayı bırakarak azaltılabilir. Bununla birlikte, aşırı baharatlı yemekler yemekten mide zarar görebilir. Sıcaklıklar yüksek olduğunda, yemek yeme konusunda dikkatli olmak önemlidir.
Sağlıklı bir kiloyu tutarlı bir şekilde koruma pratiği de koruyucu bir önlem olarak görülmektedir. Ailesinde kanser öyküsü olan veya genetik olarak yatkın olduğu düşünülen kişiler sık sık kontrole giderse bu kanser daha erken bir aşamada teşhis edilebilir.